Geçtiğimiz hafta ülke genelinde gündem olan ve çok konuşulan konuların başında Pamukkale Üniversitesi rektörünün eşine açılan kadro vardı. Konu o kadar büyüdü ki YÖK, rektörü görevinden uzaklaştırdı, ülke genelinde kınamalar yapıldı, AK Parti kanadından bile büyük tepki geldi. Çünkü yaşamın her alanında olduğu gibi akademi camiasında ve bilimde de liyakat en önemli kavramlardan biri olarak kabul ediliyor. Liyakata uygun atamalar, görevlendirmeler toplumun her kesiminin dikkat ettiği en önemli hususların arasında yer alıyor.
Pamukkale Üniversitesinde yaşanan bu olay tazeliğini korurken Giresun ve Erciyes Üniversiteleri Özel Eğitim Bölümleri için açılan iki akademik kadro da bilim camiasında büyük tepki çekti. Çünkü alan dışı vasıf ve özellikte kadroya çıkıldığı ve adeta adrese teslim ilanların verildiği iddia edildi.
Biliyorsunuz ki Anadolu Üniversitesi özellikle Özel Eğitim konusunda ülkemizin en saygın üniversitelerinden biridir. Prof. Dr. Naci Gündoğan'ın rektörlüğü döneminde kendisi ile yaptığım son röportajda 'Anadolu Üniversitesi, özel eğitimin başkentidir' ifadesini kullanmıştı. Dolayısıyla Giresun ve Erciyes Üniversitelerinden çıkılan bu ilanlar başta Anadolu Üniversitesinde görev yapan özel eğitimciler olmak üzere tüm özel eğitimcileri tek bir açtı altında toplayan Özel Eğitim Derneği (ÖZDER)'i oldukça rahatsız etti.
HUKUKÇU OLMAYAN AVUKAT OLUR MU?
ÖZDER Genel Başkanı Sultan Taştan tarafından yapılan açıklamada 'alan dışı personel atamalarına son' denilerek şu ifadeler kullanıldı:
'Kadro talep ettiği alanda lisansüstü eğitimi (doktora derecesi) olmadan o alanda meslek elemanı yetiştirmek mümkün mü? Üniversitelerin verdiği kadro ilanlarına göre ne yazık ki mümkün görünüyor. Ancak bu durum uzmanlık eğitimi olmayan bir hekimin doktor yetiştirmesi, cerrah olmayan bir doktorun ameliyat yapması, hukukçu olmayan birinin avukat yetiştirmesi, mühendis olmayan birinin mühendis yetiştirmesi, psikolog olmayan birinin psikolog yetiştireceğini iddia etmesine benziyor.
Bir meslek elamanını yetiştirmek için o meslek alanıyla ilgili lisansüstü eğitimi (doktora derecesi) olmayan birine üniversitelerde kadro verilmesi için talepte bulunmak akla, mantığa, bilime ne kadar aykırıysa ve etik dışıysa özel eğitim bölümlerinde özel eğitim alanının ilgili programlarında (özel eğitim, zihin, işitme engellilerin eğitimi ve özel yetenekliler eğitimi) doktora derecesi olmayan kişilere kadro açılmaya çalışılması da o kadar aykırı ve etik dışıdır.
Özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin nitelikli özel eğitim hizmetlerine gereksinimleri var ve bu da ancak nitelikli yetişmiş özel eğitim öğretmenleriyle mümkündür. Özel gereksinimli öğrencilerin niteliksiz özel eğitim hizmetleriyle geçen zamanını telafi etmek ne yazık ki mümkün değildir. Ayrıca kişinin uzmanlık eğitimi almadığı bu kadar özel bir alanda meslek elemanı yetiştirmesi de olanaklı değildir. Bu nedenlerle ivedilikle ve öncelikle Erciyes Üniversitesi tarafından verilen ilanın ve pek çok üniversite tarafından verilen alan dışı öğretim üyesi atama ilanlarının Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) belirlediği 'Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği' çerçevesinde incelenmesini ve iptalini talep etmekteyiz.'
Özel eğitim gibi gerçekten de ciddi bir bilimsel ve eğitim alt yapısı gerektiren bir konuda bu alanda uzman olmayan bilim insanlarının ataması 'kadrolaşmak' anlamına geldiği için tepki topluyor. Oysa özel eğitim alanı işin uzmanlarınca yürütülmesi gereken en ciddi alandır. ÖZDER'in bu açıklaması ile nasıl bir karar çıkar bilinmez ama bu tip atamalar kamuoyunda cidden tartışılmaya devam edeceğe benzer.