TV ekranlarında politik analiz programlarının sınırlı sayıda tartışmaya katılan kadrolu yorumcuları vardır. Bazıları gazeteci, bazıları değil.
Yandan çarklıları duruma göre takılıyorlar.
Genel de, bazı akademisyenler yaşamın gerçeğinden çok uzakta değerlendirmelerde bulunuyor çokbilmiş oluyorlar.
Dikkatimizden kaçmıyor.
Fonlamalardan ciddi olarak yararlanmış gazeteci olarak geçinenlerde tartışmalara katılan Trollerde var.
Üsluplarından belli. Görevleri konuşmacıların sürekli laflarını keserek insicamı bozmak.
****
Her şey güzel olacak diyen EKREM İMAMOĞLU 2. kez yapılan İstanbul seçimlerini alınca'ilk işaret fişeğini' vermişti.
'Kader' dediğimiz şey böyledir.
Politikanın fay hattı yerinden oynamıştı bir kez.
Yer İstanbul.
Meral Akşener boşuna söylememişti yüzünde rabbiyesiri var diye…85 milyon Türkiye senin yanında olduğunu buradan görüyoruz demesi ne anlama geliyor?
Boşuna söylenmiş bir laf mı?
Elbette hayır. Bu bir motto.
****
AK Parti İstanbul da, çok sinsice bir plan uygulandı ve seçimleri tümden iptal etmedi. Topal ördek senaryosu devreye sokuldu.
Trol ordusu hemen harekete geçiriliyordu. Sosyal medyada, sürekli belediye başkanlığı çalışmaları kötülüyorlar. Sürekli korkutma sürekli baskı. Müfettişler, Sayıştaycılar karargah kurmuşlar.
Bu durumdan İmamoğlu hiç rahatsız değil. Zamanın ruhu lehine çalışıyordu.
İktidardı.
Bütün budamalara rağmen dev bir bütçeye sahip.
Halbuki ilçe başkanlıkları AKP' de. Meclis çoğunluğu onlarda. Topal ördek dediğimiz bu.
İstenilen kararlar alınamıyor.
Daha seçimlerin üzerinden 4 yıl bile geçmemiş. Pandemi girmiş, enflasyon patlamış. Geçmiş dönemden gelen borç yükümlülükleri var..
*****
Kadir Topbaş'ın neden görevden ayrıldığı hala muamma. Görevden istifa ettirilen diğer belediye başkanları da öyle. Tarih bir gün arka plandaki gelişmeleri yazacak.
İstanbul seçimleri aslında bir ikazın dip dalgasıydı. Yeter artık dediler bizleri artık kandıramazsınız!
Hala sosyolojik olarak bunu kavrayamadılar… Eskişehir de neden? Yılmaz Hoca kazanıyor. Anlayamıyorlar.
Bunun yansımalarını şimdi görüyoruz.
Aranan 'ADALET' çiğnenmişti.
Zihniyetlerinde 'adalet' anlamlı değil ise, sorun var demektir. AK Parti ne yapsın? İki dağın arasında kalmış. Her yerde pusu var.
Tartışmalarda köşe kadıları fetva vermeye başladılar. Bazıları da vantrologlar gibi konuşuyorlar..
Hukuki bir mesele.
Kamu vicdanındaki değerlendirme yargı siyasallaştı.
Her şeyi siyasallaştırırsak, ülkeyi nasıl yöneteceğiz?
****
Siyasetimizde botokslu, dolgu malzemesiyle doldu. Demokrasimizde, hukukumuzda böyle… Üzerine bir de sözde çağdaşlık sosu ekmiyor muyuz?
Eyvah eyvah!
Politik aklımız bu kadar? Tokat'ın 'ağıtına' döndük' hey on beşli on beşli. Bir de bunu oyun havası sanıp ahmakça oynarız.
Demokrasimizde biraz böyle değil mi?
****
Velakin tek tip dil yok. Esperanto denendi olmadı..
Sorun burada. Çünkü iletişimi dil sağlıyor. Şimdi klavyenin başında fonlanan TRÖLLER var. Onlarda tek tip. Saldırılarından belli. İşledikleri o kadar suç var ki.
Sözde sosyal medya yasası var. Ne işe yarıyorsa..
Her şey Özal döneminde, Anayasayıbir kere delmekle bir şey olmaz denilince başladı.
O kadar çok delik deşik edildi ki Anayasanın bir anlamı kalmadı.
Anayasamız var. Politikada, bir övünme, propaganda konu başlığı oluyor.
Tanzimat'tan bu güne anayasa meselesini çözemedik. İşimize geldiği gibi anayasayı kullanıyoruz. İşimize gelmediğinde deliyoruz.
Hatta anayasa mahkemesi üyeleri bile, anayasayı delmişlerdir. Bakın aldıkları kararların eleştirilerine. Hukuk eleştire eleştire geliştirilir.
O zaman ne yapacaksın?
*****
İlk derece ve Yargıtay kararları bile ANAYASA mahkemesinin ve AHİM kararlarını bile tınlamadılar.
O zaman bizler kime güveneceğiz?
Kimseden ses seda çıkmıyor. Demek delmekle mahir olanlar var.
Alkışlanıyor.
Anayasamız kaderine terk edildi.
Nasıl olsa kimse uymuyor!
Neden anayasa konuşuyoruz ki.
Yazık geçen yıllara…
*****
Vah vah.
Mahkeme kararı olmasaydı? Saraçhane mitingi olmazdı. Toplayan Kim? CHP mi?
Hayır!..İmamoğlu çağırdı…
Belediye başkanları oradaydı.
Herkes koştura koştura gitti. Hazırlanan sahneye çıktılar ve Kadrajda poz verdiler.
Buradayız!
Türkiye'nin yükünü bakalım kim kaldıracak?
****
Tek tip insan modeli.
Yahu bu insan fıtratına aykırı.
Tek tip din, tek tip mezhep, tek tip giyinme, falan.
Faşistler denedi olmadı, kominizim de denendi olmadı. Siyasal İslamcı İran'da karşıt devrim muhafızlarınca da denedi olmadı.
Olmaz…
Çare, özgürlükçü demokratik hukuk Cumhuriyeti..

Adnan Yücel'in bir şiirinde diyor ki;

Saraylar saltanatlar çöker
Kan susar bir gün zulüm biter
Menekşelerde açılır
Üstümüzde leylaklar da güler
Bugünlerden geriye
Bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler.