Sonhaber Gazetesi Yazıişleri Müdürü Ayşegül Hümmet'in sunduğu ES TV'de yayınlanan Tarım Çevre Gıda programının konukları ETB Başkanı Ömer Zeydan ve Prof. Dr. Engin Kınacı oldu.
KARARLAR GEÇ ALINDI
Kuraklığın etkisi çok konuşulmaya başlandığını belirten Ömer Zeydan, 'Ne zamandan beri, pandeminin tarım ürünler, gıda üzerindeki olumsuz etkileri ortaya çıktığından ve tarımın önemi daha da fazla belirginleştiğinden beri ve tarım kesimiyle ilişkin olmayan insanlar ve kurumlar dahi tarımın önemini ve kuraklığın tehlikesini fark eder oldular. Kuraklık sadece Türkiye'nin değil global bir sorun, dünyanın sorunu. Çünkü küresel ısınmadan söz ediyoruz. Bu küresel ısınmanın sonuçlarından biri benim bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla kuraklıkla ilgili neler yapılabileceğini, nasıl önleyebileceğimiz ve kuraklık şartlarında nasıl tarım yapmamız gerektiğini ele almalı, tartışmalıyız. Biz ETB bünyesinde sürekli toplantı ve eğitimler yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de geçtiğimiz günlerde kuraklıkla ilgiliydi. Şehrimizde de maalesef kuraklık söz konusu. Bu konuyu 2'ye ayırmak lazım. Bir; tarım kesimini bilinçlendirmek, iki; devletin tarım politikaları ile ilgili değişiklikleri ve kalıcı, ulusal, uzun vadeli tarım politikalarını ortaya koyup gerektiği zaman devlet kanalıyla zorlayıcı şekilde tedbirlerin alınması. Hep şikayet ediyoruz; vahşi sulama yapılıyor tarımda. Vahşi sulamanın önüne geçilmesi adına ciddi yaptırımlarla ama alternatifleri ortaya koyarak ve alternatif sulama sistemlerine gerekli destekleri vererek vahşi sulamayı kısmen ve yavaş yavaş da engelleyebiliriz. Burada tarım politikaları devreye giriyor. Çeşitli alternatif bitkileri ekmek, üretmek, münavebe sistemleri vs. gibi. Sulama Birliği'nin aldığı bazı kararlar var ama geç alınmış bir karar. Çiftçi zaten ürününü ekti. Artık yaz için karar verilebilir. Vahşi sulamaya izin verilmeyecektir, bunun yerine yağmurlama ve damlama sistemi kurulabilir denildi. İyi ama her çiftçinin yeterli finansmanı ve donanımı yok, desteklenmesi gerekiyor. Umuyorum ki Mart ayının ikinci yarısı ve nisan ayında yeterli ve beklenen yapışlar gelebilir ve ürünlerimizin birçoğunu verimli şekilde hasat edebiliriz inşallah. Geçen sene geç gelen yağışlar harman dönemine denk geldi hem harmanı geciktirdi hem de ürünün kalitesini düşürdü' diye konuştu.
DOĞRU ÜRETİM ÖRNEK OLUR
'Tarımda takvim yoktur tarımda zamanlama vardır' diyen Prof. Dr. Engin Kınacı ise, 'Devletin resmi kurum ve kuruluşlarıyla STK'lar bir araya geldiği zaman çok daha güçlü bir şeyler yapabilirsiniz, herkesin söyleyecek bir şeyi vardır. Söyleyecek olan da söyler ama ortamını bulması lazım. Toplantılardaki maksadımız bilgisi olan bilgi aktarsın deneyimi olan deneyim aktarsın; karşılıklı fikir alışverişiyle daha iyiye nasıl götürürüz bunu konuşalım. Derdimiz Eskişehir. Eskişehir'in tarımını geliştirmek için önce yerelden başlayalım. Bu Türkiye'ye de, Anadolu'ya da örnek olur. İlk toplantılarda buğdaydan başladık çünkü buğdaylarımız kalitesiz. Bu kaliteyi artırırsak kaliteye verilecek fiyattan dolayı çiftçinin kazancını da artırmış olacağız. Kovid başladıktan sonra iklim değişikliği meselesi de olduğu için ekilecek çeşitle, atılacak gübre meselesinde bile; çeşit, gübre hatta nadası bozma zamanında kullanılacak sürüm aletlerinin seçime kadar çok hassas olmalıyız. Danışın, açıp danışanlar var ama çoğunluğu bilmeden sene bitti' dedi.
İLLEGAL KESİM ARTIYOR
Kentimizdeki mezbaha eksiliğinin sorulması üzerine konuşan ETB Başkanı Zeydan, 'Eskişehir'imizin bir gerçeği bu. Türkiye'deki büyük şehirler arasında kamu eliyle işletilen mezbahası olmayan tek il Eskişehir'dir. Ve Eskişehir Türkiye ortalamalarına göre bu ortalamalardan daha yüksek kırmızı et tüketen bir şehirdir. Buna rağmen çok çeşitli sebeplerle ilçelerimizdeki ve merkezimizdeki mezbahalar kapandı ve öyle kaldı. Dediğim şu özetliyorum yine; bu mezbahalar evet Avrupa Birliği Standartlarında değildi ancak ne kadar donanımları kötü olursa olsun burada yapılan kesimler kamuda çalışan 2 tane veterinerin gözetimi altında yapılıyor idi. Bir Tarım Bakanlığının veterineri, iki belediyenin veterineri. Denetimler vardı. Bunların hepsi devre dışı kaldı. Biz et tüketmiyor muyuz? Aldığınız etin nerede üretildiğini, ne şekilde kesiminin yapıldığını siz biliyor musunuz? Bilmiyoruz. İlla halkımızın da bu konuyla ilgili farkındalığının olması için kırmızı etten bulaşan bazı hastalıklara mı maruz kalması lazım. Değil. Sektöre mezbahasızlık ayrıca illegal bir yöne götürüyor. Eskişehir için vergisel anlamda da çok ciddi bir kaybımız var. Siz canlı hayvanı üretip canlı olarak başka bir ile satıyorsanız katma değerini heba ediyorsunuz demektir Eskişehir için. Özel sektörün mezbahası var ama kendi işinin ihtiyacını gidermek için kurulmuş zaten. Ve kapasitesinin bir kısmını da Eskişehir halkına, besicisine hizmet etmek için ayırmış. Ancak yeterli mi değil? Kesilen hayvan sayısıyla et tüketimi baktığınız zaman ciddi bir tutarsızlık ortaya çıkıyor. Dolayısıyla kamu eliyle işletilen bir mezbahaya ihtiyaç var' dedi.
AMACIMIZ HALKA HİZMET
Eskişehir Ticaret Borsası olarak önceki yıllarda detaylı bir rapor hazırlattıklarını da hatırlatan Zeydan, 'Biz Kalkınma Ajansı vesilesiyle bir fizibilite raporu hazırlattık. Türkiye'deki bağımsız bir kurum geldi, Eskişehir'de buna ihtiyaç var mı yok mu inceledi. Kitap halinde de bu raporu yayımladı. Raporunda dedi ki acil ihtiyaç vardır. Eskişehir'de gönüllü olarak bunu yapmak isteyen bir kurum varsa aman ha bunu kaçırmayın. Raporu tüm belediyelerimize ilettik, Tarım Bakanlığına, valimize, Tarım İl Müdürüne ilettik, Sayın Valimiz konuyla çok yakından ilgileniyor. Buradan belediyelerimize çağrı yapıyorum bunu Eskişehir Ticaret Borsası yapmış veya o yapmış bu yapmış çok önemli yok, Eskişehir2in ihtiyacı var. Bizim önümüzde hazır bir projemiz var, hazır bir arsamız var imarı ona göre düzenlenmiş. Gelin bunu birlikte yapalım elimizden tutun, biz sizin elinizden tutalım. Mezbahanın tabelasında ne yazarsa yazsın önemli değil. İster belediye işletsin, ister Tarım Bakanlığı işletsin, ister Eskişehir Ticaret Borsası işletsin. Eskişehir halkına, tüketicisine, besi sektörüne hizmet etsin yeter, amacımız bu. Bizim bu mezbahayı yapacak kadar paramız yok. Destek bekliyoruz, hibe bekliyoruz o da olmadı devlet kredisi bekliyoruz. Projeyi yaptırdığımızda kur çok daha aşağıdaydı ama yanlış hatırlamıyorsam 6-7 milyon lira arasında bir rakam çıkmıştı. Bunun önemli bir kısmı da demir çelik gibi makine ağı. Fizibilite raporunu hazırlayanlar bir rakam koymuşlar ancak biz sıkı pazarlık ederiz tüccarız netice itibariyle, yani çok daha aşağı rakamlara indirebileceğimize eminim. Ama ben bunu geçiştirmek için bir kesimhane yapmak istemiyorum. Öyle bir şey yapamaya gücümüz yeter, 10 tane bile yapabiliriz. Ama biz istiyoruz ki AB standartlarında bir şey olsun' diye konuştu.
ALTERNATİF ALAN VAR
URAYSİM Projesine de değinen ETB Başkanı Zeydan, şu ifadeleri kullandı: 'Ben konunun çok içinde olmamakla birlikte sadece nasıl baktığımı ifade etmek istiyorum. Çünkü bildiğim kadarıyla konu yargıya taşındı. Tarım arazileri konusunda biz Eskişehir Ticaret Borsası olarak çok hassasız. Ancak URAYSİM'in yapılmak istendiği bölgedeki binaların bir kısmı yıllar önce başladı atıl kaldı vs. oranın gidip şu anki halini gözlerimle görmedim, önceki halini biliyorum. Bu arazi tarım alanı vasfını yitirdi deniyor, doğru mu değil mi bilmiyorum. Ona Toprak Koruma Kurulu karar verir, inceler. Kıraç alan deniyor, kıraç alanda da yetişen bitkiler var. O konuda bir hassasiyetimiz var, onu ifade etmek istiyorum. URAYSİM gibi bir sistem yapılmalı mı? Tabi ki yapılmalı. Böyle bir ihtiyaç varsa ve tespit edildiyse bu konuda da mutabakat sağlandıysa yapılmalı. Ama illa orada mı yapılmalı o tartışılabilir belki. Bunu niye söylüyorum. Hali hazırda Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin URAYSİM'in yapılması istenen bölgeye çok yakın Hasanbey Lojistik Merkezi vardır, raylı sistemlerle alakalı, taşımacılıkta. Hasanbey Lojistik Merkezi'nde Eskişehir Organize Sanayi Başkanlığının hali hazırda 2 buçuk milyon metrekare sanayi parseli var. Acaba oradaki proje oraya kaydırılabilir mi diye aklımdan geçmiyor değil, aklımdakini paylaşıyorum sizinle. Diğer bir şey, imar planları evet yeşil alanlara, tarımsal yerlere doğru ilerlediği söyleniyor ama biz şimdi Eskişehir halkı olarak Alpu ovasına tesis edilmek istenen santrale bu kadar karşı dururken bu konuda da hassas davranması bazı kesimlerin gayet doğal buluyorum kimseyi eleştirmiyorum; yapmak isteyeni de eleştirmiyorum hayır diyeni de eleştirmiyorum. Çok objektif gözle ve konunun içine girerek değerlendirmek lazım. Yine diğer bir konu; bu bulunduğumuz lokasyonlar birbirine çok uzak lokasyonlar değil. Netice itibariyle URAYSİM dediğimiz bölgeler üzerinde belli raylı sistemler. Yani oraya gelecek tren ray üstünde gelecek, ray üstünde gelecek tren Hasanbey Lojistik Merkezi'ne gelecek, oradan Organize Sanayi Bölgesi'ne yapılacak kılçık hatla Organize Sanayi Bölgesi'nin içine de girecek vs. gibi. Şimdi bahsettiğim hali hazırda Organize Sanayi Bölge Başkanlığı 2 buçuk milyon metrekare sanayi parseli var Hasanbey Lojistik Merkezi'nde. Oraya kaydırılabilir mi kurumlar kendi arasında dayanışma yaparlar olabilir mi? olabilir. Adı gene İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olsun çok önemli değil. Önemli olan ciddi projeleri Eskişehir'e çekebilmek. Bununla ilgili bir kayıp yaşadık mı Eskişehir'e gelmesi konusunda. Evet, yaşandığı söyleniyor ama yatırımcı henüz araştırma aşamasındaydı. Yani Eskişehir'de de araştırıyor, Kocaeli'nde araştırıyor. Eskişehir avantajlı gelir veya siz onlara kafasını çelecek ciddi imkanlar sunarsınız yatırım Eskişehir'e gelir. Gelmeli mi? Kesinlikle Eskişehir'e gelmeli böyle yatırımların. Yine bulunduğumuz Organize Sanayi Bölgesi'nin içinde İmişehir dediğimiz bölgede yanlışsam beni düzeltsinler kabataslak söylüyorum 5 milyon metrekare sanayi parseli var. Altyapısı yapılıyor, birçoğu yapıldı. Birçok yatırımcının orada yatırımı var. Karşısında yine yeni bir Kobi Organize Sanayi Bölgesi arazisi var. Buralara kaydırılabilir mi diye aklımdan geçmedi değil. Kurumlar, kişiler bu konuyla ilgili birbirlerine amiyane tabirle çok özür diliyorum restleşeceklerine bir araya gelip orta yol bulmalılar diye düşünüyorum.'