STATİKTE TAVİZİMİZ YOKTUR
ES TV'de yayınlanan Açıkça programında konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, binaların yapımında belediyenin çok hassas olduğunu söyleyerek, 'Bizim belediye bu konuda biraz sevilmez. Çünkü didikleriz. Özellikle statikte tavizimiz yoktur. Biz e çok eleştiri aldık ama bu konuda taviz vermedik' dedi.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, ES TV ekranlarında yayınlanan Açıkça programında Ali Baş, Meltem Karakaş ve Arif Anbar'ın sorularını yanıtladı.

'1999 DEPREMİNDE ORDU BÜYÜK İŞ YAPMIŞTI'
Gaziantep'in depremden etkilenen İslahiye ilçesine ilişkin gözlemlerini aktaran Ataç, 'Gaziantep'in büyük bir ilçesi. Tahminen 80 bin kişinin yaşadığı bir ilçe. Çok büyük binalarda çökmeler olmuş. Orada bir şanssızlık olmuş. Şöyle bir şey. İhsaniye'nin hemen bitişiğinde büyük bir askeri birlik var. Oradan komutanlardan aldım. Hemen hazırlığını yapmışlar çık emrini beklemişler. Ama gelmeyince çıkamamışlar. Orada belki daha çok can kurtarılabilirdi. Çünkü hatırlarsanız 1999 depreminde ordu büyük iş yapmıştı. Burada öyle bir gecikme oldu. Tabi gönül istemezdi bunları' diye konuştu.

AŞEVİNDEN 5 BİN KİŞİ YARARLANIYOR
Deprem bölgesinde Tepebaşı Belediyesi'nin aşevinden 5 bin kişinin yararlandığını söyleyen Ataç, 'Ben şehir merkezinde bir cadde var. Esas orada büyük binalar yıkılmış. Oraya girdik ama girmek mümkün değil. Yıkım oluyor. İnsan tuhaf oluyor o yıkımların arasında yürümekten. Tehlikesi de var tabi. Kısa bir süre sonra orayı terk etmek zorunda kaldık. Genelde bizim konuşlandığımız yer içinde esnaflar var. Büyük esnaflar var. Kadın çalışanlarımıza evlerinde yer vermişler. Kadın çalışanlarımız orada yatıyorlar. Orada güzel bir diyalog sağlanmış. Bu diyalog sayesinde de güzel iş yapıyorlar. Ortalama sabah kahvaltısı akşam yemeği olarak 5 bin kişi yararlanıyor aşevimizden. Ayrıca arkadaşlarımız köylere kadar ulaşmışlar. Köylere gidip onların ihtiyaçlarını soruyorlar. O ihtiyaçları da destekliyorlar. Bu da çok önemli çünkü köylere hiç ulaşılmadığını biliyoruz. Ama Tepebaşı ekiplerinin köylere dahi o hizmeti vermesi bence son derece anlamlı. Karşımızda hastane var. Hastane de hasarlı. Bahçesinden fay hattı geçmiş resmen. Oradaki doktorlar, jandarmadaki komutanlar, diğer askerler kamu çalışanları, birçok insan gelip yemek yiyor. Vatandaş ise geliyor orada çorbasını, aşını yiyor. Ondan sonra market gibi bir yer oluşturdular. Orada ihtiyacını mesela çocuğuna elbise istiyor. Kaç yaşında? Onu çıkarıp veriyorlar. Çocuğun maması, bezi veya kocasına bir kaban, çocuğuna bir ayakkabı, kendisine bir ayakkabı. Orada ne varsa onların hepsinden teker teker seçerek veriyorlar. İş hakikaten tıkır tıkır işliyor' şeklinde konuştu.

BÖLGEDE HİJYEN SORUNU VARDI
Bölgede hijyen sorunu olduğunu belirten Ataç, '2 tane iş makinamız vardı, 40 kişilik ekip vardı. Otobüs ve arama tarama ekibi için 2 büyük tır ve iş makinesi, cenaze aracı, aşevi ekibi ayrıca Adana'ya bir kamyonet ve kamyon, Malatya ekibine de bir ambulansı gönderdik. Benim gittiğimde grupta değişim oldu. Yeni grup arkadaşlar geldi. İlk hafta gidenler geri döndüler. Gerçekten bayağı yorulmuşlar. Tabi soğuk bir taraftan. Yemeğini, gıdasını alamıyor. Tuvalet problemi, hijyen çok önemli. İnanın ne su ne gaz var. İnsanların en büyük ihtiyacı olan elektrik yok. Bunların sağlanması zaman alacak gibi gözüküyor. Bazı yerlerde sadece sokak aydınlatmaları başlamış ama evlerde bir şey yok. İnsanların çoğu araba içinde uyuyorlar. Bizim bitişiğimizdeki yapılara hiçbir şey olamamış. Zaten az katlı. Onlarda rahat rahat bizimkiler vakit geçirebiliyorlar. Tulumba suyu var. Oradan su alıyorlar. İlk gittiklerimde ekmek ve su yok dediler. Ben Büyükşehir Belediyemizden 1 tır su istedim. O su gitti oraya. Rahatlatmış insanları. Bir de böyle olunca güvenli ortam da sağlanıyor' ifadelerini kullandı.

DEPREME HAZIR DEĞİLMİŞİZ
'Depreme hazır olmadığımızı görmüş olduk' diyen Ataç, 'Ses aldıkları yere yoğunlaşıyorlar. Belki bakmadıkları veya ses alamadıkları yerde belki karşı taraf duymadı. Belki onun sesini dışarıdakiler duymadı. Kaç saat sonra insanlar sağ salim çıkıyorlar. Bu çok önemli bir şey. Bu yeni bir deneyim oldu. Biz biliyorduk 2 gün sonra iş bitiyor. İnsan hayatını kaybediyor diye düşünüyorduk ama 1 hafta geçti hala sağ salim insanlar, çocuklar çıkıyor. Bu açıdan keşke biraz önce söylediğin gibi yaygın bir kurtarma ekipleri olsaydı, her göçüğün başında bir ekip olsaydı belki bugün çıkan canlı sayısının üç katı, beş katı fazla insan çıkacaktı. Yani çok net depreme hazırlıklı değilmişiz. Bu başta siyasi iradeden başlayan bir üçgen. Belediyeler ellerinden geldiği şeyleri yapıyor ama çok yeterli değiller. Bundan sonra daha güçlenmemizi her türlü alet edevatı elimizde olması çok önemli. Mesela Almanları çalışırken gördüm. Adam beton deliyor ama dirhem toz kalkmıyor. Aspirasyonla o tozu alıyor. O toz aşağı inse aşağıdakinin bütün hayati dengelerini bozabilir yani. Bunun detaylarına inerek hazırlanmak lazım. Bu yapılmayacak şey değil yani' dedi.

İÇ ÇAMAŞIRI DESTEĞİ İSTİYORLAR
Bölgedeki ihtiyaçlara ilişkin konuşan Ataç, 'Mesela iç çamaşırı desteği istiyorlar. Çünkü kullandıkları çamaşırı yıkayamıyorlar. Atmak zorunda kalıyorlar. Onun için kadınıyla erkeğiyle yeni iç çamaşır ihtiyaçları var. Hijyeni sağlamak için mecburen öyle bir çalışmanın da yapılması lazım. Ayrıca çocuklar için oyuncak talebi oldu orada. Hemen arkadaşlarımız bir kampanya açtılar. Şimdi o kampanya sürüyor. En kısa zamanda o oyuncakları da gerekli yerlere ulaştıracağız. Toplam 9 tır gitmiş bugüne kadar. Yine toplanırsa onları da devam edeceğiz aktarmaya. Çünkü orada herhalde bir ay kalacak gibiyiz. Onun için de gıda malzemesi farklı malzemelerle orayı desteklemesi lazım' diye konuştu.

SANAYİ TESİSLERİ ÇÖKMÜŞ
Bölgedeki fabrikaların da zarar gördüğünü anlatan Ataç, 'Gönül ister keşke bir yılda toparlansa. 10 ilde yaklaşık 13 milyon insanın yaşadığı bir bölge. Büyük bir bölge. Ben Adana'ya gidecektim. Son anda Kahramanmaraş uçağı ilk defa konmuş. Çünkü yardım malzemesi götürüyormuş. Kahramanmaraş'a gittik. İyi ki de gitmişiz. Yukarıdan bölgenin nereden ne olduğu o kadar net gözüküyor ki. Sağlam evler de var ama büyük bir yok olmuş alan da var. Arabayla İslahiye'ye geçiyorduk. Birçok sanayi tesisinin çöktüğü de gözüküyor. Bina duruyor ama içine girilecek gibi değil. Bunlar da çok sıkıntı. Bu bina iyi olsa çalışacak işçiyi nereden bulacak, malzemeyi nereden tedarik edecek? Bunlar zincir gibi. Keşke cumhurbaşkanının dediği gibi bir yılda toparlanabilse' şeklinde konuştu.

ENGELLEMEYLE KARŞILAŞMADIK
Bölgede herhangi bir engellemeyle karşılaşmadıklarını söyleyen Ataç, 'Bizim gittiğimiz yer AKP belediyesi olan bir yer. Hatta koordinasyon kurulu vardı. Başka bir ilin valisi organizasyonları yapması için o vardı. Onun yanında da 2 tane AKP milletvekili vardı. Oturduk sohbet ettik. Onla da çok teşekkür ettiler. Biz de elimizden gelen desteği verelim size dediler. Dostane görüşmeler oldu' ifadelerini kullandı.

KIZ YURDUMUZDA KALIYORLAR
'Buraya gelen depremzedeler için de çalışıyoruz' diyen Ataç, 'Hatta ben ziyaretlerini yaptım. Modernity Otel'de bayağı bir kalan var. Arkasından bizim Yaşam Köy'de bir kız yurdu hazırlığı yapıyorduk. Onu açacaktık eğer bu deprem olmasaydı. Hazır o kadar denk geldi ki. Oraya aldık. Çok memnunlar tabi. Üç öğün yemekleri çıkıyor. Çocuklarla ilgilenenler var. Psikologlar gitmişler talepleri var mı diye. Her iki noktayı da ziyaret edince benim de içime su serpildi' dedi.

ÜNİVERSİTELER AÇIK KALMALIYDI
Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesinin yanlış bir karar olduğunu söyleyen Ataç, 'Doğru bir karar değil bana göre. Zaten Covid'te üniversitelerde eğitim çok büyük darbe aldı. Şimdi düşünün Covid 2 yıl sürdü.2 yıllık bir üniversitede öğrenci okulu görmeden mezun oldu. Yani üniversiteler tabi eğitim yuvaları ama onunla beraber bir yaşam veriyor insan hayatına. Unutulmayan bir yaşam veriyor. O açıdan üniversitelerin açık kalması çok önemli. Otellere yönelebilirlerdi. Antalya'da 700 bin yaraktan bahsediliyor. Bir sezon orada devletin onun karşılığını verip orada insanları barındırabilirdi. Öğrenciler yurttan resmen atıyorlar. Yanlış bir karar' diye konuştu.

İMO İLE PROTOKOL YAPTIK
TMMOB'a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası ile yapılan protokol hakkında bilgi veren Ataç, 'Bin 345 hektar büyüklüğü, 20 bin adet konutun envanterinin oluşturulması. Bu deprem güvenliği açısından bir alt yapı sağlıyor. Bunu TMMOB'a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası ile yapacağız. Burada kentsel dönüşüm strateji belgesi çalışmalarında altlık oluşturacak, mevcut yapı stoku değerlendirilecek. Bunun alt yapısı hazırlanıyor. Bu veriler Eskişehir İl Risk Azaltma Planı Eylemine de altlık oluşturacak. O riskleri azaltma açısından da önemli. İMO'nun üyesi inşaat mühendisleri tarafından bu çalışma yapılacak. 30 takvim günü içerisinde idari onayına sunacak. Yani planını yapacak getirip bizden onay alacak. Proje süresi ise işin başlama tarihinden itibaren 270 takvim günüdür' şeklinde konuştu.

'RİSKLİ BİNALAR TEK TEK İRDELENECEK'
Çalışma yapılacak binaları sırlayan Ataç, 'Çalışma yapılacak mahalleler ilimiz Tepebaşı'nda Cumhuriye Ertuğrulgazi, Hacı Ali Bey, Hayriye, Hoşnudiye, İhsaniye, Mamure, Mustafa Kemal Paşa, Ömerağa, Sazova, Şarhöyük, Şeker, Uluönder, Yeni ve Zafer Mahalleleri kısımlarında çalışacak ama kesin bilgiyi Büyükşehir Belediyesi'nden alacağız. Özellikle bizim çevre mahallelerimiz Şirintepe'de, Çamlıca'da, Sütlüce'de, Esentepe'de yerinde dönüşüm yani müteahhit eliyle değişimler yapıldı ama yıllardır sürüyor bu. Önce merkez mahallelerden başlayıp Bahçelievler sırayla çember gibi dışarıya doğru kaydı. Ben 1999'da seçildiğimde Çamlıca nüfusu 20 bindi, bugün 60 bin. Çok büyüdü. Şirintepe aynı şekilde 50 bin civarında nüfusu olan mahalleler. Bunlarda çok yoğun değişim oldu. Binalar hakikaten bizim belediye bu konuda biraz sevilmez. Çünkü didikleriz. Özellikle statikte tavizimiz yoktur. Biz e çok eleştiri aldık ama bu konuda taviz vermedik. O mahallelerde güvenli evler yapıldı. Daha şimdi ana caddelerimiz üzerindeki binaları çünkü onların çoğu 1999 öncesi yapılmış tabi arada bazı binalar yıkılıp yeniden yapılanlar da var. Oralarda bir toparlandın mı Eskişehir'deki sıkıntı minimuma iner. Riskli binalar tek tek irdelenecek. Daha sonra biz onları mal sahiplerine duyuracağız. Sizin binanızın durumu bu. Riskli, yıkılacak bina çıkarsa onların işlemleri yapılacak tabi ki. 99 öncesi yapılan binaların irdelenmesi çok önemli bence' ifadelerini kullandı.

YAPTIRIMLARI OLACAK
Riskli çıkacak binalara yönelik yaptırımlar hakkında konuşan Ataç, 'Bunun birtakım kuralları var. Vatandaşı tahliye ettirip gerekirse belediye yıkıyor. Ama burada tabi devletin, şehircilik bakanlığının da yanımızda olması gerekir. Bu 10 ilin olduğu geniş bölge dururken diğer şehirlere bakarlar mı bakmazlar mı o da ayrı bir konu' dedi.

İMAR BARIŞI YANLIŞ KARAR
İmar affına ilişkin soruyu da yanıtlayan Ataç, 'Televizyonda TOKİ'lerin sağlam ayakta olduğu söyleniyor. Bu doğru bir şey. Övünülecek bir şey değil. Olması gereken bir şey. Ama bunun arkasında imar barışını kim yorumlayacak. İmar barışını yapıyorsun o zaman gereken işlemleri, yıkımları da sen yapacaksın. Ve yenisi de meclisteydi. Bir tane daha çıkıyordu. BBP Genel Başkanı resmen talep etti' diye konuştu.

ERTELEMEYİ ENGELLEYEBİLİR
Seçimin ertelenmesine yönelik yapılan yorumlar hakkında da konuşan Ataç, 'Seçim konusu şöyle: Tüm Türkiye'de OHAL olsaydı belki ertelemek daha kolay olurdu. Ama bir bölgede olduğu için o belki ertelemeyi engelleyebilir. Ama şöyle bir şey var. Oradaki seçmen de müthiş bir değişiklik oldu. Doğuya batıya birçok noktaya oradan taşındı insanlar. Bitişiğinde güvenli şehir varsa oraya geçti. OHAL'i bence bu talan işlerini önlemek için düşündüler Orada bir güvenliği sağlayabilmek için istediler. Ama sen oraya gerekli kadroyu koymazsan alacağın öyle bir hükmün hiçbir geçerliliği yoktur. Bugün hala bir sürü şeyler duyuyoruz. Bu tip yerlerde Hatay'da bir milyon Suriyeli var. Hatay Milletvekiliyle samimiyizdir. Mesela onun endişesi, burada varlıklı insanlar çekip gittiler. Kendini kurtarabilecekler kendine göre bir yer arıyor ama neticede buradaki nüfus buradan ayrılıyor. Buranın toprağı bir milyon Suriyelinin eline kalıyor düşüncesi var. Bu ama bütün her yerde var. Benim gezdiğim her yerde aynı şey söyleniyor. Orada yaşayan Suriyeliler o toprağa sahip olmak ister. Sonra o nasıl geriye döndürülecek ayrı bir konu. Şimdiden orada bir güvenlik oluşturulursa bu önlenmiş olur. Oradan yapılacak tahliye Türklere değil Suriyelilere yönelik olması lazım' dedi.

KASIMDA GENEL VE YEREL SEÇİM OLABİLİR
Ataç, 'Seçimi erteleme olabilir. Kasım da yerel yönetimle beraber yapma gibi bir düşünce var ama onda direkt Anayasa kararının olması lazım. Çünkü yerel yönetimlerin tarihini değiştirilmesi Anayasal karar bağlı' şeklinde konuştu.

BU İNSANLARI BÖLDÜLER
Tepebaşı Belediyesi'nin yardım tırının yanlış yere gittiğine çıkan sosyal medya paylaşımlarına ilişkin konuşan Ataç, 'Onu çıkaran buradaki AKP'liler. Bir kısım AKP'liler. Ben buradan iyi niyetle Malatya'ya tır gönderdim. Orada da bir insan karşıladı. Onlar demişler ki Yazıhan'a gideceksin. Orada tır CHP İlçe Binasının bitişiğinde bir yerde durmuş. O tır AKP Binası önünde dursaydı gene böyle yapacaklar mıydı? CHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisidir. CHP'liler bu vatanın insanları değil mi? İnsanı gereksiz yere konuşturuyorlar. Oradaki o mallar yağmalandı deniyor. Onu alan Türk insanı değil mi? Valilik kararı var. 38 tane hasarlı bina, 13 tane yıkılan bina var. AKP'li bir belediyenin sınırları içinde hizmet veriyorum orada. İnanılmaz. Her şeyi böyle yaptılar. Bu insanları böldüler. Hala da bölüyorlar. Gitsinler görsünler oralarda neler oluyor' ifadelerini kullandı. HM