3 Kasım akşamı sandıklar açıldığında Türk siyasetinde tam anlamıyla bir deprem yaşanıyordu. İlk kez, iktidarda ve mecliste temsilcileri bulunan partilerin tamamı, (DSP, MHP, ANAP, DYP ve SP) % 10'luk seçim barajının altında oy alarak, TBMM dışında kalırken, sadece bir yıl önce Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) % 34'lük bir oy oranı ile seçimlerin açık galibi oluyordu.
AKP % 34 oy oranı ile 365 milletvekili seçiliyor. Çoğunluk elde ediyor. CHP ise % 19 oy oranı ile 177 milletvekili çıkartıyor.
Mecliste, % 45 oy temsil edilemiyor. Hani parlamenter sistem diyoruz yaaa. İşte bunun matematiği bu.
Neden gündeme getirilmiyor?
Derin sosyolojik ve siyasal analizi bir başka yazıda detaylandıracağım.
****
Peki, AK Parti 3.Kasım 2002 de iktidara geldiğinde ne vardı?
Ekonomi bozulmuştu ve siyasi faturayı millet kesmişti. Değişime start veriyor ve yeni bir ses yeni bir iktidar istiyordu.
AK Parti Tayyip Erdoğan liderliğinde yeni bir hikaye yazıyordu. AKP' nin iktidarını içlerine sindiremeyen bir oligarşik bürokratik düzen vardı..
Parlamenter sistem.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi hani?
Neden iktidar olmasını istemiyorsunuz?
Hani demokrattınız?
Garip durum..
Recep Tayyip Erdoğan ismi oy pusulalarında genel başkan olarak yazıyor ama seçme ve seçilme hakkı yok..
Yasaklıydı.
Demokratik dünyaya nasıl açıklayacaksınız? Açıklayamıyorsunuz. Başbakanlık Abdullah Gül'e veriliyor Cumhurbaşkanı Necdet sezer tarafından..
Peki, Necdet Sezer' i Halk mı seçti?
Hayır.
Demokrasilerde çareler tükenmez.
****
AKP'nin ilk çıraklık dönemi... Deniz Baykal'ın desteği ile anayasada yapılan değişikler ile Siirt'ten milletvekili seçtiriliyor.
Abdullah GÜL emaneti genel başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'a veriliyor.
İlk günlerdi. Enkaz devr alınmıştı. Deprem etkisi ile adeta Devlet çökmüştü.
AKP umuttu.
IMF reçetelerini uyguladı ve bunu başardı.
****
Kalfalık döneminde yine kazandı. Ekonomi politikalarında başarılar elde etti ve ekonomi büyüdü.
Ustalık döneminde, Uluslararası itibar kazanmaya başladı. Reytingimiz ise, yatırım yapılabilir ülke kategorinde yer almaya başladı. Millî gelir yükseliyordu.
12.500 dolar.
Uzman Ustalık döneminde ise sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altında otoriter bir rejime gidildi. Cumhuriyet değerleri bir bir yok edilirken ülke adım adım fakirleşiyordu.
****
Uyduruk ekonomik programlar halkı her geçen gün fakirleşirken zengin daha da zenginleştiriliyordu..
Elbette önemli alt yapı, köprüler, barajlar , hastaneler, telekominasyon, üniversiteler, teknoloji hamleleri ile savunma sanayii yatırımları yapıldı..
İhracat rakamları arttı.
Enerji politikalarında yeni koridorlar açıldı.
Kısacası liberal ekonomik politik ağır aksak çalışılıyordu..
AKP, oportünist politikalara yeniden yol almaya başlamıştı. Dış politikada fay kırıklıkları vardı. Ortadoğu politikaları ve Suriye, Mısır, İsrail ve Avrupa ilişkileri bozulmuştu.
Tek adam sisteminin avantajları politik olarak kullanıldı. Devlet parti devleti haline getirildi. Muhalefet susturuluyordu..
****
Kısacası sözde milli-mütedeyyin –muhafazakar değerlerde yerle bir edilmişti.
Ahlak dip yapmıştı..
İnançlar sarsıldı.
Bu dönemde sade vatandaş inancını sorgulamaya başladı. Birçok insan için artık inançların bir anlamı olmadığına inanmaya başladı.
HETEREDOKS GELDİ BÖYLE OLDU..
Heterodoks ekonomi politikalarla yola devam etme kararı alındı. Artık ekonomik modellememiz Nöro ekonomi olarak tescil edildi.
Maliye bakanı Nebati durumu şöyle açıklıyordu.. 'Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden, heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.'
****
Yani fiyat istikrarı önemli değildi. Pahalılık önemli değildi. Enflasyon önemli değildi. İstidam ehhhh..ihracat önemliydi. Yatırım önemliydi.
****
Sonuç. Ortada.Dar gelirlilerin bundan böyle ev sahibi olması hayal oldu.
Halk kuyruklara girdi. Pandemide geldi dünyayı kasıp kavurdu.
Şimdi bıçak kemiğe dayandı.
Ülkemiz tarım ülkesi. Yaz geldi Pazarda sebze ve meyve fiyatları ucuzlamadı. Şimdi yanına yaklaşılamıyor.
Temel gıda fiyatları ise cep yakıyor.
****
Bana kuyruklar dönemini hatırlattı..1976lı yıllarda kuyruklar vardı..
Hadi o zamanlar kapalı ekonomi vardı..
Ama hiçbir zaman meyve, sebze kuyrukları olmadı.
Patates, soğan, patlıcan terörist ilan edilmedi..
Verilen sadaka zammı çoktan cebimizden uçtu gitti...
AKP utanmadan, sıkılmadan daha neyi savunuyor ki!
Vatandaşın hali belli.
Neymiş! Efendim… Hızlı tren Eskişehir'e getirilmiş? Miş..Yahu zaten Eskişehir İstanbul hızlı tren projesi içinde değilmiş miydi?
Eskişehir'den geçmeyecek miydi?
Kimi kandırıyorsunuz?
Peki, o zaman neden BURSA- Gemilik hattı yapılamadı?
Cevabı yok.
Kuzey çevre yolu neden yapılamadı.
Seyitgazi yolu neden yapılamadı.
Kızılinler termal projesi neden yapılamadı?
Bunları neden yapılmadı.
Efendim ben söyleyeyim.

Çünkü belediyelerde CHP var.
****
Sözde zemin tesviyesi yapılmıştı.
Ne oldu sizler tesviye oluverdiniz.
Hala akıllanmadınız mı?
Bu işler artık hamasi nutuklarla gitmiyor.
Krediniz tükendi..
Yeni dönemde siz yoksunuz?
Bunu en iyi AKP ye gönül veren dava insanları görüyor siz görmüyorsunuz..
Artık aile iktidarı dönemi sona erdi.
Yeni dönemde, millet iktidarı olacak mı? Bilmiyorum.
Gözlerinizde mi körleşti.
Görmez oldunuz?
Kulaklarınız sağır mı oldu, duymaz oldunuz?
Mutfak yanıyor..
Vatandaş son nefesinde.
Mış gibi yapmaktan vazgeçmediğinize göre, dersler çıkarmadığınıza göre sorun omega 3 de. Ben bunu anlıyorum.
Vatandaşın midesi hamasi nutuklarla doymuyor.
Dombrada çalsanız, oynamıyor.
Aylar geldi geçti zamlar yağar oldu sen duymaz oldun..

Yağmur gibi gelen zamlar mı durmuş!.
Hayır!.
Kendin çal, kendin oyna.
Keşke bir tane gemiciği hediye etseydi... Porsukta gezerdik.
****
Sen orada ben burada. Bende özledim ben de
Resmin var şu an elimde
Sana koşmak isterim
Derman yok dizlerimde
Olacak iş değil ..
Tiyatro bitti mi?
Biter mi hiç. Yeni senaristler var. Şimdi çekim senaryolarını yazıyorlar. Yaz' a doğru havalar ısınınca vizyona girer.
Bazı insanların sezileri çok güçlüdür.
'Sezgin' gibi.