Zafer Çatel yazdı.

Bu seçimler normal bir seçim değil. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi değil,'Ülkenin kader' seçimi, kendi kaderinin tayin etme seçimi olduğunu bilmeliyiz.
Rejimin dönüm noktası...
Evet, bu seçimler, bu nedenle çok önemli.
Geleceğimizin, yaşamımızın, çocuklarımızın kaderinin şekilleneceği önemli bir tarihi kilometre taşı.
Hepimizi kandırılmadan'NARKOZDAN' uyanmalıyız. Uyuyan varsa, uyandırmalıyız...
İşe, MHP'den başlamalıyız...
ERDOĞAN, seçim taktiği olarak AK Parti-CHP kutuplaşmasına oynuyor. Şimdi sorulacak sorulara nasıl yanıt verecekler?
Çözüm süreci, Oslo görüşmeleri ve Dolmabahçe mutabakatı. İçine, yalan dolan katmadan, samimi olarak cevap verebilirler mi?
Veremezler?
Sınırların delik deşik edildiği, Barzani peşmergelerin T.C'nin koruması altında geçirildiğini inkar edebilirler mi?
Barzani'n kırmızı halılarda resmi törenlerle karşılandığını inkar edebilirler mi? Edemezler.
PYD liderinin Ankara'da, nasıl karşılandığını hepimiz biliyoruz değil mi?
Bahçeli sen de biliyorsun değil mi?
OYNAT bakalım...
KUTUPLAŞMANIN ASIL SORUMLUSU KİM?
Kindar bir nesil yetiştirme kimin projesi? Toplumu kim kutuplaştırdı?
Kutuplaşmada kim suçlu? Kutuplaştırma kimin işine geldi. Kutuplaştırma bir suç değil mi? Bir bölücü faaliyet değil mi?

OYNAT BAKALIM...
Muharrem İnce Tayyip Erdoğan'ın barkovizyonda. Oynat bakalım...
Bir ondan, bir bundan fragmanlar...
İyi ki teknoloji var...
Erdoğan'ın, Binali Yıldırım'ın, Bekir Bozdağ'ın, Fadime Şahin'in Fetullah Hoca için övgü dolan sözleri var ya!
İbretle izliyoruz…
Birde şimdi söyledikleri var ya...
Al sana mukayese. Gel de inan...
Kandırılmışlar...
Hem beraber yürüyecekler kol kola, hem de kandırılacaklar...
Ne! İstedilerse verecekler.
Ben kandırıldıklarına hiç inanamıyorum. Gelişmeleri, yan yana koyuyorum.
Sonuç. Kandırılmamışlar...
Kamer Genç neden kandırılamadı o zaman? Milyonlarca insan neden kandırılamadılar?
Bizler, neden kandırılamadık o zaman?
Hadi, canım sende...
Kandırıldım, kandırıldın, kandırıldı.
Kandırıldık, kandırıldınız, kandırıldılar...
Öyle mi?
Hadi canım sende...
Sizde kanacak, kandırılacak göz var mı?
Türkiye'de eksen kayıyor denilince, AK Partililer bu lafa çok kızıyorlar. Nasıl eksen kayıyormuş muş?
İşte fazla söz gerek yok...
Her yerden mantar gibi İslam'la ilgisi olmayan merdiven altı 'tarikatlar' pırtlıyor...
Kuran'la ilgisi olmayan, Cüppeliler fırlıyor...
Dünyalıklarını yapıyorlar...
İslam inancının 'içi' boşaltılıyor... Müslümanlık anlayışı yeniden bu güruh tarafından,'formatlanıyor'. Git, gide Kur'anın asıl hükümlerinden uzaklaştırılıyoruz...
Bunu görüyoruz...
Müslümanlar, bu dünyanın nimetlerinden maksimum faydalanmak istiyorlar...
Materyalistleşiyorlar...
Bunu görüyoruz...
Siyasal iktidar tarafından nimetlendiriliyorlar...
KIRILMA NOKTASI...
Türkiye'nin gerçekten ekseni kaydırılıyor. Yeni denklemde,'yörüngede Müslüman materyalist muhafazakarlar', yargı, ordu, polis, medya örgütlenmeleriyle 'yeni bir düzene' geçiliyor...
Her şeyin kırılma noktası 25 Haziran...
Ya! Tek adam yönetimi, ya da demokrasi!
Ya eksen kaymasına 'dur' diyecek', ya da devam diyecek...
Türk seçmeni karar verecek...
DENİZ BİTTİ...
Günümüzün en deneyimli spekülatörlerinden W. Buffet'in deyimiyle 'Sular çekilince denize kimin donsuz girdiği ortaya çıkar'. Şimdi sular çekiliyor ve AKP rejiminin ülkeyi nasıl derin bir kriz içine soktuğu daha iyi anlaşılıyor...
AK PARTİ SON DÖNEMDE İNANILMAZ İSRAF İÇİNDE...
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Anlaşıldı ki, AK Parti iktidarı, kesinlikle israfı bırakmayacak, vatandaşın boğazına sarılacak.
Bu belli...
Artık, dışarıdan'sıcak para' gelmiyor...
Gelmediği için de ekonominin 'çarkları' artık dönmüyor. Yabancıdan ucuz borçlanma ile alınan borçla yaşamaktan yatalak hale gelmiştik zaten...
Üretim de ne haldeyiz. Anlatmaya gerek yok...
Para artık niye gelmiyor?
Çünkü serbest piyasa ekonomisinin kurallarından koparsanız, hukuk askıya alınırsa, para gelmez. Üstelik gelmiş olan yabancı yatırımcı da gidiyor. Çünkü onları da korkuttuk. İnsanlar, daha fazla zarar etmemek için Türkiye'yi terk ediyor.
Bazen de sen kimsin diyoruz? Sahi sen kimsin? Ey! Palavracılar sizlere inanacağımızı sanıyorsunuz. Biz o kadar saf, salak veya aptal görünümlüyüz yoksa?
Sahi siz kimsiniz...
Bizde kendi kendimizi avutuyoruz...
Konuşmalarımıza EY! Diye başlıyoruz artık...
Ey! Millet. Kandırılmayın artık?

ERDOĞAN'IN ESKİŞEHİR KONUŞMASINDAN...
Tayyip Erdoğan Eskişehir de yaptığı konuşmasında, 'Martta Büyükşehir'i de alacağız inanıyorum' dedi.
'Biz aldatan olmadık, biz icraatçıyız' diyen Erdoğan, 'Ama tek isteğim var, belediyelerde hepsini topladınız. Büyükşehir'i alamadık, inanıyorum martta inşallah tamam. Martta Büyükşehir'i de alacağız inanıyorum, çünkü bunlardan bir şey olmaz. Bunların ne yaptığı Eskişehir'de belli ama bizim ne yaptığımız da belli' diye konuşmuştu.
2004 Büyükşehri almak istiyordu. Abdullah GÜL geldi, konuştu...
2009'da Büyükşehir'i almak istiyordu. Erdoğan geldi konuştu.
2014'te Büyükşehri almak istiyordu. Erdoğan geldi konuştu.
Erdoğan Eskişehir'i hep almak istiyordu ama bir türlü Büyükerşen'in elinden alamıyordu...
Hatta 2014 seçimlerinden önce Büyükşehri alabilmek için Bütün şehir yasasını çıkardı...
Büyükerşen'in elinden almak için...
Yani, politik kumpas kurulmuştu..
Yine alamadılar...
2009 seçimlerinde maliye bakanı UNAKITAN cebimdeki paranın tozu yeter demişti...
Kendisi tozolup gitmişti.
2014'de Bakan AVCI zemin tesviyesine gelmişti ama Tesviye yapamamıştı...
Ne? Kuzey çevre yolu, ne de güney çevre yolu, ne transit yollar...
Ne de, Kızılinler projesi…
Ne de, Bursa-Gemlik demiryolu bağlantısı...
Ne de, Teknoloji üniversitesi...
Hiç birini gerçekleştiremediler...
Erdoğan bakın ne diyor? Belediyelerin hepsini topladınız?
Anlaşılan Erdoğan'ı işletmişler...
Nedeni şu. İlçelerin hepsini toplasanız, Eskişehir'in Emek, Şirintepe Mahallesi bile etmiyor...
Yani, mahalle büyüklüğünde İlçeler...
Toplasanız ne olur? Toplamasanız ne olur...

Merkez deki 'iki ilçe ve büyükşehir'...
Büyükerşen'in elinden bu seçimleri almak o kadar kolay değil...
Hele, Üst üste yaptığı dev yatırımlardan sonra…
Çöpten enerjiüretim tesisleri ve 71 evler, şehir hastanesi Sultandere tramvay projesi...
Devletin hiçbir katkısı olmadan...
Bütün engellemelere rağmen yapılıyor...

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan anladığım kadarı ile bu bilgilerden mahrum...
Odunpazarı ve Tepebaşı'nda öyle. Proje üstüne projeleri hayata geçiriyorlar...
Neymiş! Eskişehir'i alacaklarmış...
Nasıl alacaksınız? Bu teşkilat yapısıyla mı? Alsaydınız şimdiye kadar alırdınız? Şu anda ne böyle bir niyet var. Nede Stratejik zeka... Ne de 'üst akıl'...
Onun için alamazsınız...
Nedeni de çok basit... Mart seçimlerine doğru giderken Parti içinde 'ikilikler' ortaya çıkacaklar, hurafeler piyasaya sürülecek. Güç odakları devreye girerek yine bir 'çığırtkanı' bulup aday yaparlar...
Merak etmeyin!
Bu filmi biz, 2004, 2009, 2014 de çok gördük...
AK Partiden gösterilen Başkan adayları seçim kazanmak için değil, seçim kaybettirilmek için aday gösterilirler. Esas olan, Büyükşehir'de politik 'ağa babalarının meclis üyesi' olabilmelerini sağlamak...
Mesele bu…

Ey! Eskişehir, şimdi kandırılmama vakti...
Başka söze gerek yok...