RESMİ İLETİŞİM YOK
Ekici, 'Birinci basamak hekimliğini ve sağlık hekimlerini güçlendirerek diyelim ki aile hekimliği sistemi. Önceden sağlık ocaklarında bu mahallenin hastalarına bakan bir sağlık ocağı vardı. O bölgedeki bütün insanları biliyordu. Şu anda böyle bir seçenek yok. Onun için bölgesel bir şekilde hastayı takip etmediği için işte mesela Vişnelik sağlık ocağına Emek Mahallesinde de kayıtlı olabiliyor. Emek'te kovide yakalandı ama o arkadaş onun komşularını bilmiyor. Böyle bir zorunluluk söz konusu değil ama sistem böyle olmalı. Eski sağlık ocağı gibi bölgesel tabanlı bütüncül bir yaklaşımla. İletişim şu anda sıfıra yakın. Resmi bir iletişim yok' ifadelerini kullandı.

GÜNLÜK 2 BİN VAKA
Eskişehir'deki vaka artışını değerlendiren Ekici, 'Eskişehir'de 100 binde 116 demek günlük bin vaka demek, Eskişehir nüfusuna oranlarsak. Bu PCR pozitifler. PCR negatif olup tedavi görenleri bilmiyoruz. Testin yüzde 40 gibi bir negatifliği var, onları bilmiyoruz. Onlarla yuvarlarsak 2 bin 2 bin 500 civarında vaka var demek bu. Gündem farklı değil. İlk harita açıklandığında 100 binde 30'lar olduğunda turuncuydu, 100 binde 50 üzerinde olursa kırmızı oluyordu. Zaten onlar değiştirilmedi. Şu andaki duruma göre kırmızıyı hak etmişiz demektir. Ama değiştirilmeli. Tabi kapatmalar, kısıtlamalar farklı değil' diye konuştu.

İNSANLARIN GÖRÜŞMEMESİ BULAŞI ENGELLİYOR
Kısıtlamaların işe yaradığını söyleyen Ekici, 'Kısıtlamalarda lokantalar, kafeler kapandı. Kafede oturunca mecbur maskeyi çıkartmak zorunda kalıyorduk ve bulaş bu şekilde oluyordu. Bunun önüne geçildi. İnsanlar gereksiz yere kapalı mekanlarda bir araya gelmiyor. Ama ev buluşmalarının önüne geçilemiyor. Bunu bir şekilde halka anlatacağız' dedi. 'Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarını destekliyor musunuz?' sorusunu yanıtlayan Ekici, 'Burası keskin bir kılıç. Doğru kısmı var yanlış kısmı var. Uygulamaların sadece polisiye tedbirlerle gitmemesi gerekiyor. Kısıtlamaya tamam yapalım. Ama kısıtlama bittiği zaman yerine ne koyacağız. Bu kısıtlamalardan sonra bir şey yapmamız gerekiyor. Bir planımızın olması gerekiyor. Evet insanların birbiriyle görüşmemesi bulaşı engelliyor. Kısıtlamalar başlıyor, bulaş azalıyor. Ama ilk açılmadan 15 gün sonra vaka sayıları artmaya başlıyor. Şu anda da bu durumdayız. Biz o kapanmanın ertesine bir hedef koymamız gerekiyor. Şu an en yakın hedef aşı. Aşıyı bulacağız, yapacağız. Sağlık çalışanları cansiperane çalışacak. 15 gün kapanalım, aşıyı da yapalım. Böylelikle ölümler ve hastaneye yatışlar azalacak. Tabi ki aşı da yüzde 100 koruyucu değil. Ya da bu kısıtlamaları şehirler, böleler hatta mahalleler çapında farklılık yaratacak şekilde bilimsel kriterlerle yapılmalı sadece ölüm oranına bakılmamalı. Veriler düzgün açıklanacak ve kriterler bilimsel verilere uygun olacak' ifadelerini kullandı.

TEK SİLAHIMIZ AŞI
Aşı sürecini de değerlendiren Ekici, şöyle konuştu: '14 Ocakta başladık. Biz çok heyecanla karşıladık. Aşı elbette şu andaki tek hedef bizi kurtaracak, pandeminin sönmesini sağlayacak tek silah şu anda. Biz çok sevinerek aşı olduk. Çokkısa sürede de sağlık çalışanları aşılandı. Eskişehir'de 18 bin doz sağlık çalışanları için geldi, 14 bin sağlık çalışanı aşılandı. Geri kalanların bireysel sıkıntıları vardı. Eskişehir'de zaten aşı reddi gibi bir şey söz konusu değil. Fakat sonrası çok yavaş ilerlemeye başladı. 90 yaş büyüklerimizden başladık. Şimdi 65 üstüne kadar indi. Ben bir takım veriler baktım. Şimdi tüm ülke bağışıklığının elde edilebilmesi için nüfusun en az 75-80'i aşılanması gerekiyor. Şu anda bu sayıdan ok uzağız. Şu anda 5 milyon aşımız var. Biz bu hızla gidersek bir seneyi aşar hedeflediğimiz aşı oranına ulaşmamız. O sırada belki bu aşının uzun vadeli çalışması olmadığı için belki grip aşısı gibi seneye tekrarlanması gerekecek. Seneye belki etkisi bitecek. Bilmiyorum. Yaşayacağız göreceğiz. Eğer böyle bir şey de varsa. Bize tekrar bir aşı gerekiyor. Bu öyle bir kısır döngü haline gelecek ki sonuna çıkamayız. Pandeminin sonunu göremeyiz. Bizim çok hızlı aşılama yapmamız gerekiyor. Onun için yani bu aşılama takviminde çok çok gerilerdeyiz.'

AŞI KONUSU ÇOK ÖNEMLİ
Aşılanmanın her şeyin bittiği anlamına gelmediğini kaydeden Ekici, 'Yüzde 80'imiz aşılanırsak evet rahatlayabiliriz. Ama şu anda ben aşı oldum fakat hala maskeli mesafeli siperlikli çalışıyorum. Çünkü yine bulaş olabilir. Antikor düzeyimi de bilmiyorum. Ben de hafif geçmesi sağlıyor bu aşı. Bana bulaşıp benden başkasına bulaşmasına engellemiyor. Gene ben bulaştırıcı olabiliyorum. Oyüzden aşı olanın da aşı olmayanın da bir rehavete kavuşmaması gerekiyor yapılan çalışmalar yüzde 80 civarında antikor düzeyi oluşturduğunu yüzde 20'lik bir kesimin antikor oluşturmadığını söylüyor. Bunu da bilemiyoruz. Hangimize denk geldi bu yüzde 20'lik kısmı. O anlamda da dikkatli olmalıyız. Antikor düzeyimiz de yeteri olmayabilir. Son iki hekim arkadaşımız vefat etti çok genç yaşlardaydılar. Herhangi bir eşlik eden hastalıkları yoktu. İki doz aşılıydılar. Ama bir şekilde antikor oluşturmamış olabilirler. Aşıdan önce hastalık bulaşmış bunun devamı olabilir. İki tane genç hekim arkadaşımız korona nedeniyle vefat etti. Aşılama şöyle kurtaracak bizi. Hepimiz aşılanırsak ya da büyük bir çoğunluğumuz aşılanırsak' diye konuştu.

YENİ PANDEMİLER
Daha sık pandemiler yaşanabileceğini söyleyen Ekici, 'Biz hayvanların yaşam alanlarına çok müdahil olduk. Vahşi doğayı bozuyoruz. Onların yaşam yerleri bozuyoruz. Hayvanlardan da bize zoonozlar bulaşacak. Bunlar yüzyılda bir değil artık daha sık pandemiler yaratacak. Pandemilerle yaşamaya alışmamız gerekiyor. Bizim de bu pandemiden hem halk olarak hem sağlıkçılar olarak çıkarmamız gereken dersler tabi ki var. Bunu yaşadık. Acemilikler atlattık bundan sonraki yol haritamızı sağlık sistemimizi yaşam sistemimizi değiştirerek daha farklı bir şekilde yaşamamız gerekiyor. Şu anda çok minimalist bir şekilde yaşayabileceğimizi öğrendik. AVM'lere gitmeden sokaklarda dolaşmadan demek ki böyle bir hayat da mümkün' diye konuştu.

SORUMLULUK ALINMAZSA İKİ SENE DE SÜRER
Herkesin kendibireysel sorumluluğunu alması gerektiğini belirten Ekici, 'Sıkıldılar ama gerçekten sağlıkçılar da hastanede bunaldı. Bizim her birimizin yüzünde maskelere koruyucu malzemelere bağlı farklı çizgiler oluştu. Akşam aynada yüzümüzü görünce tanıyamaz hale geldik. Gerçekten yüzümüzün elimizi anatomisi değişmeye başladı. Hak veriyorum çok sıkıcı bir süreç ben de bir senedir anneme, evlatlarıma sarılmadım. Hep mesafeli duruyorum. Gerçekten zor bir şey. Böyle yaşamak çok zor ama bu hastalıktan da bir an önce kurtulmak istiyorsak komşudan bulaşmaz, oğlumdan kızımdan bulaşmaz deyip yakın temas etmemek gerekiyor. Böyle kurtulabiliriz. Yoksa mümkün değil bu bir sene de sürer iki sene de sürer' dedi.

10 GÜN YETERLİ OLMUYOR
10 günlük karantina süresinin bazı vakalarda yeterli olmadığını söyleyen Ekici, 'Negatiflik olduktan sonra hastanın şikayetleri devam edebiliyor. Yani halsizliği, koku alamaması, ateşi devam edebiliyor. Eskiden ilk hastalık pandemi başladığı zaman şöyle işe başlatıyorduk. PCR testi pozitif, 15 gün karantina süreci vardı. 15 gün sonra PCR test yapıyorduk negatiflikten sonra işe başlanıyordu. Eğer pozitifliği devam ediyorsa 10 gün daha kontrol amacıyla evde karantinada kalıyordu. Şu anda herhalde Eylül ayından sonra çok sık değişti tedavi protokolü. 10 güne düştü. çalışanın PCR pozitifin karantina süreci, temaslınınki 15 gün kaldı. Hastalık oluşturması 15 güne uzayabiliyor. Biraz da bu şu anda da 10 gün sonunda PCR testi yapılmıyor. Git işe başla deniliyor. Hastanın şikayetleri devam ediyorsa pandemi döneminde kamu çalışanları biraz daha iyi durumdaydı. Mesai saatleri değişti, daha dönüşümlü çalıştılar fakat işçiler için fabrikalar için sağlık çalışanları için bunları söyleyemeyiz. Bizler daha çok çalıştık. Fabrikadakiler şikayeti devam ediyor 10 gün sonra geliyor rapor veremiyorsun. İşe başlatamıyorsun. Genelde ücretsiz izne çıkartıldılar. 10 gün yeterli olmuyor. İyileşenler var ama onlar hafif geçirenler' ifadelerini kullandı.Ekici, 'Kovid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmeli ve insanların da pandemi kurallarına dikkat ederek yaşamlarını sürdürmesi bizim işimiz kolaylaştıracak. Ölüm sayılarını hastane yatışlarını da mutlaka azaltacaktır' dedi.