Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre Kasım 2025, 14,02 dereceyle kayıtlardaki en sıcak üçüncü kasım oldu. Ortalama sıcaklık 1991-2020 aralığının 0,65 derece üzerine çıkarak küresel ısınmadaki ivmeyi bir kez daha doğruladı. Sanayi öncesi referans olan 1850-1900 dönemiyle kıyaslandığında sıcaklık farkı 1,54 dereceye ulaştı ve yıl boyunca 1,5 derece eşiği altı kez aşılmış oldu. Ocak-Kasım dönemindeki sıcaklık anomalisi, 1991-2020 ortalamasından 0,60; sanayi öncesi düzeyden ise 1,48 derece daha yüksek kaydedildi. Bu verilere göre 2025'in, 2024’ün ardından en sıcak ikinci yıl olma ihtimali öne çıkıyor.
Avrupa’da sıcak sonbahar, Türkiye’de kuraklık baskısı
Küresel ortalama sıcaklığın 0,67 derece arttığı 2025 sonbaharı, kayıtlara en sıcak üçüncü sonbahar olarak geçti. Avrupa, 1,06 derece artışla en sıcak dördüncü sonbaharını yaşadı. Doğu Avrupa, Rusya, Balkanlar ve Türkiye’de mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar etkili oldu. Türkiye’de özellikle güney ve iç kesimlerde kuraklık belirginleşirken, Balkanlar ve Batı Avrupa’nın büyük bölümü yağış fazlası aldı. Türkiye’de yaşanan kuraklığın su kaynakları ve tarım üzerinde risk yarattığı vurgulandı.
“Bu yıl son 125 bin yılın en sıcak yılları arasında”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede 2025'in bugüne kadarki 42 gününde tarihin en yüksek sıcaklıklarının ölçüldüğünü belirtti. “Bu gidişle 2025 ya ikinci olarak bitirir ya üçüncü en sıcak yıl olur. Ancak bu, son 125 bin yılın en sıcak ikinci ya da üçüncü yılı demek.” ifadelerini kullandı. Kurnaz, Türkiye’de yağışların yer yer artmasına rağmen kuraklık riskinin sürdüğünü, özellikle tarımsal ürünlerin soğuklama ihtiyacının karşılanamadığını dile getirdi.
La Nina koşullarının önümüzdeki aylarda zayıflamasının beklendiğini söyleyen Kurnaz, “La Nina dünyayı nispeten serin tutar. Bir de El Nino olsaydı ortaya çıkacak tabloyu düşünmek bile istemem.” değerlendirmesinde bulundu.
