Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Eskişehir Barosu Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu tarafından “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Paneli” gerçekleştirildi. Haller Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Hatice Yeşildal üstlenirken konuşmacılar ise eleştirel erkeklik çalışmaları ile ön plana çıkan Doç Dr. Murat Göç ve Gazeteci Yıldız Tar oldu. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun farklı yönlerinin ele alındığı panelde eşit ve adil toplum amaçlanarak çözüm yolları tartışıldı.
Panele ilişkin açıklamalarda bulunan Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Funda Güney Kökçınar, “Artık ‘toplumsal cinsiyet’ kelimesinin kullanılması bile resmi kurumlarda yasaklandı. ‘Aile’ adı altında kadınların ve LGBT’li bireylerin haklarına yönelik bir saldırı politikası yürütülüyor. Biz, yine de toplumsal cinsiyet eşitliğini konuşmaya devam ediyoruz. Toplumsal cinsiyet nedir? Bu eşitlik elzem mi, değil mi? İşte bunları konuşmak, bu farkındalığı oluşturmak için bu paneli düzenledik” açıklamasında bulundu.
"LGBTQ+ bireylerin sesini duyurmak için buradayız"
Ayrımcılığa maruz kalan her bireyin yanında olduklarına vurgu yapan Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu adına konuşan Komisyon Başkanı Av. Büşra Karadan "Toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının yasaklanmasına inat, biz daha fazla söylemek, daha çok konuşmak ve sesimizi daha güçlü duyurmak için buradayız. Kadınların ve aslında ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerin ve bilhassa da LGBTQ+ bireylerin sesini duyurmak, bu yasakların önüne geçebilmek için buradayız. Biz, her türlü ayrımcılığa maruz kalan herhangi bir bireyin sonuna kadar yanında olacağımızı buradan bir kez daha duyuruyoruz"
Erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitliğine katılımı konusunda çalışmalar yürüten konuşmacı Doç. Dr. Murat Göç ise, “Cinsiyet eşitliği denince genellikle akla ilk olarak kadınlar geliyor ama bu aslında bir yanılgı diyebiliriz. Erkekler, toplu olarak cinsiyet eşitsizliklerinin başlıca faili konumunda. Erkeklik algıları, erkeklik pratikleri, bu eşitsizlikleri besliyor. Erkeklerin davranışlarını ve algılarını değiştirmeden, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması mümkün değil. Bu yüzden öncelikle erkeklerle konuşmamız, onlarla bir araya gelip bu algı ve pratikleri sorgulamamız gerekiyor. Daha sonra erkeklerin bu mücadeleye nasıl aktif olarak katılabileceklerini kadınların ve LGBTİ+ bireylerin yanında neler yapabileceklerini konuşuyoruz.
"Pek çok sorunun önüne geçilebileceğine inanıyorum”
Tüm kurumların bu konuda çalışmalar yürütmesi ile farkındalık oluşturulabileceğine dikkat çeken Göç, sözlerine şöyle devam etti: “Eskişehir bir öğrenci kenti olması ve gelişmiş bir kent kültürüne sahip olması nedeniyle bu tür çalışmalara oldukça açık bir şehir. Bu çalışmalar sürdükçe, bir değişim ve gelişim yaşanacağını düşünüyorum. Belediyelerin, sendikaların, baroların ve meslek odalarının bu konulara öncelik vermeleri önemli. Özellikle genç erkeklere yönelik çalışmalar yapılmalı. Çünkü şu sıralar genç erkekler hem şiddete daha yatkın hale geliyor, ve yaşadıkları sorunların sorumlusu olarak kadınları ve LGBTİ+ bireyleri görüyorlar. Bu oldukça tehlikeli bir eğilim. Eğer bu alanda somut adımlar atılırsa, pek çok sorunun önüne geçilebileceğine inanıyorum.”