Kurban Bayramı birçok kişi için et yemekleri ve tatlılarla dolu sofralar anlamına geliyor. Diyetisyen Ekin Sayer, bayram boyunca hem bedenimizi hem de zihnimizi korumak için dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.Sayer, bayram sürecinde denge, porsiyon kontrolü, yeterli su tüketimi ve hareketin büyük önem taşıdığını belirtti. “Bayramda bedenimizi zorlayarak kutlamamıza gerek yok. Aksine, vücudumuzu dinleyerek, ölçülü ve bilinçli tüketimle bayramı keyifle geçirebiliriz,” dedi.

"KURBAN ETİNİ PİŞİRME YÖNTEMİ ÖNEMLİ"

Özellikle kırmızı etin doğru pişirilmesine ve tüketim miktarına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Sayer, şu önerilerde bulundu: "Kurban Bayramı aslında birçoğumuz için lezzetli sofralar demek. Ancak kırmızı et tüketiminin artmasıyla birlikte beslenme düzenimizde tabii ki dengesizlikler oluşabiliyor. Burada dikkat etmemiz gereken birkaç nokta var. İlki kesinlikle taze, yeni kesilmiş eti tüketmemek. Çünkü yeni kesilmiş ette ölüm katılığı dediğimiz bir durum oluşur. Bu etin sindirimi çok daha zordur. Bu yüzden yeni kesilmiş eti en az 12-24 saat kadar dinlendirmek çok önemli. Bu sayede hem etin sindirimini kolaylaştırırız hem de pişirme kalitesinin artmasına yardımcı olabiliriz. Bunun yanında tabii ki pişirme yöntemi çok önemli bizim için. Kızartma ya da yüksek ısıda kavurma gibi yöntemler hem sağlıksız yağların oluşumuna neden olur hem de aslında yine bu etlerin sindirimi çok daha zordur. Bunun yerine fırın, ızgara, haşlama gibi yöntemleri tercih etmek çok daha sağlıklı olacaktır. Hem etin besin değerini korumuş oluruz hem de yine hazmını kolaylaştırırız” diye konuştu.

PORSİYONA KONTROLÜNE DİKKAT!

Sayer porsiyon ve tatlı türüne dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Porsiyon hesabı yaparken burada tabii ki yaş, cinsiyet, sağlık durumu, kilosu birçok faktör var etkileyen. Ancak kadın ve erkek genellediğimizde 100 ve 180 gram aralığını verebiliriz kırmızı et için günlük olarak. Ama dediğim gibi kişiye göre bu miktar değişecektir. Bayramda geleneksel tatlılara karşı koymak biraz zor. Ancak yine dikkat edebileceğimiz iki nokta var burada. Birincisi porsiyon kontrolü, ikincisi de tatlının türü. Tabii ki şerbetli tatlılar yerine daha çok sütlü ya da meyve bazlı tatlıları tercih etmek doğru olacaktır. Porsiyon kontrolü bizim için yine çok önemli. Eğer sağlığımızda tüketmemize engel olacak bir durum yoksa, günde bir porsiyonu geçmemeliyiz. Yani gittiğimiz her ziyarette, her evde aslında tatlı tüketmemize gerek yok. Burada yine bir not olarak, eğer kan şekeri regülasyonumuzda bir sorun varsa, diyabet gibi bir durumumuz varsa, tabii ki tatlıda kısıtlamaya gitmek, sağlığımızı korumada bizim için önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.

Eskişehir'de kurban bağışları devam ediyor: İşte bağış detayları
Eskişehir'de kurban bağışları devam ediyor: İşte bağış detayları
İçeriği Görüntüle

BAYRAM BOYUNCA SU TÜKETİMİNİ İHMAL ETMEYİN!

Bayramda hareket etmenin de sindirimi kolaylaştıracağını söyleyen Sayer, “Su tüketimi de çok önemli. Özellikle hava sıcaklıklarının da arttığı bu dönemde et yani protein tüketimini arttırdığımızda böbreklerimize ekstra yük bindirmiş oluyoruz. Bu yükü azaltmak için bu dönemde su tüketimini arttırmak çok önemli. Genel bir öneri verecek olursak eğer en az 2-2,5 litre günde su tüketimini tavsiye ediyoruz. Daha spesifik olarak da kilo başına 330 ml olarak hesaplayabiliriz bu miktarı. Yine önemli bir nokta çay, kahve, meşrubat gibi içeceklerin su yerine geçmediğini unutmamak gerekiyor. Bir de hareket etmemiz gerekiyor. Hareket etmek hem sindirim sistemini kolaylaştırır hem bayram döneminde fazladan aldığımız kalorileri aslında dengelemeye yardımcı olur. Toparlayacak olursak da bayram hem bedenimizi hem de zihnimizi beslememiz gereken bir dönem. Burada 4 tane temel nokta var dikkat edeceğimiz: Denge, porsiyon kontrolü, su tüketimi ve hareket etmek. Bunlara dikkat ederek aslında bayramı keyifle, dengeyle geçirebiliriz. Bayramda bedenimizi zorlayarak kutlamamıza gerek yok” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ