Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı doktora öğrencisi Tuğçe Coşkun’un yüksek lisans tezi “Eskişehirli Bir Âşık. Âşık Nurşah” Mihalıççık Belediyesi tarafından kitap haline getirildi. Monografi, derleme ve tasnif yöntemlerinin kullanıldığı kitabına ilişkin ES TV mikrofonlarına konuşan Coşkun, âşıklık geleneğinin daha çok erkek egemen bir alan olduğunu fakat Âşık Nurşah’ın sazıyla, sözüyle kendini kabul ettirdiğini söyledi.

İSRAİL’E DUR DİYEMİYORLAR İSRAİL’E DUR DİYEMİYORLAR

ESERLERİ İLK DEFA KAYIT ALTINA ALINDI

Âşık Nurşah’ın Eskişehirli olduğunu ve eserlerinin bugüne kadar kayıt altına alınmadığını belirten Coşkun, “Şu an yaşıyor. Ben de onun eserlerini kaleme almak istedim. Çünkü eserleri kayıt altında değildi benden önce. Hem kayıt aldım hem de eserlerini inceleyip tahlil ettim. Yüksek lisans tezi olarak yayınlandı. Mihalıççık Belediyesi sayesinde kitaplaştırıldı. Kitap benim yüksek lisans tezim. Tez çalışmasında ve kitap aşamasında Âşık Nurşah ile sık sık görüşmelerimiz oldu. Birlikte eserlerinden seçtik. Çünkü çok fazla eseri vardı. Kaleme aldığı 5 bine yakın eseri vardı. Ben yaklaşık 500 tanesini inceledim. Derlemeyi kendi evinde yaptım. Buradan da kendisine teşekkür etmek isterim” dedi.

“YAPAMAZSIN DİYEN ERKEKLERE EL ÖPTÜRMÜŞTÜR”

Âşık Nurşah başlarda bade içerek, rüya görerek âşık olmuştur. Bunlar âşıklık geleneğinde sık rastladığımız bir gelenektir. Daha çok eşine, ailesine karşı hissettiği duyguyu, sitemi, özlemi, aşkı anlatmıştır. Âşık olduktan sonra memleket memleket gezmiş ve gezdiği, gördüğü yerleri yazmış. Bazen sitemde bulunmuş bazen hayran kalmış. Genellikle âşık karşılaşmalarında bulunmuş. Atışmalara katılmıştır. Atışmalarda gördüklerinde yazmıştır. Gelenek erkek egemenliğinde olan bir gelenek. Kendisi kabul görmek için sık sık âşık karşılaşmalara gitmiş. Sözünü ve sazını geçirmeye çalışmış, atışmalarda başarılı olmuş. Ödüller kazanmıştır. Ve yapamazsın diyen erkeklere de el öptürmüştür” şeklinde konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ