Depremlerin ardından yaşadığı Hatay’dan ailesiyle Eskişehir’e gelen T.N.İ. (15), iddiaya göre nakil için gittiği özel okulda başörtülü olduğu için kayıt yaptıramamış, ailenin şikayeti üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, okul müdürü İ.S. hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı. Savcılıkta ifadesi alınan İ.S, sulh ceza hakimliğince adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.
Soruşturmanın tamamlanmasının ardından okul müdürü hakkında hazırlanan iddianamede, okul müdürü İ.S. hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Yargılama sonucunda okul müdürü İ.S. hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan beraat kararı verilmişti.
MAHKEME: “MAĞDURUN MANEN ZARAR GÖRMESİNİ ENGELLEMEK NİYETİYLE HAREKET ETMİŞTİR”
Mahkeme heyetinin kararında, “dini değerleri aşağılama” suçuna ilişkin suç unsurlarının oluşmadığını, İ.S’nin başörtülü depremzede öğrenciye olumlu yönde nasihatlerde bulunduğu, okullarında başörtülü öğrenci ve öğretmen bulunmadığını bildirdiğini ifade ederek beraatına karar verdi. Kararda, “Küçük mağdurun başörtüsü ile bu okula devam ettiği takdirde pedagojik açıdan bilinen bir gerçek olan akran zorbalığına maruz kalma ihtimalinin yüksek olduğu, sanık müdürün de esasen mağdurun bu duruma düşmesini yani manen zarar görmesini engellemek niyetiyle hareket etmesi, mağduru ve mağdurun inandığı ve toplumun inandığı dini değerleri aşağılama niyet ve kastının bulunmadığı yine sanığın mağdurun rahat edebileceği kendisi gibi başörtüsü kullanan öğrencilerin bulunduğu bir başka özel okulda yer bulmasına yardımcı olduğu, hülasa bu haliyle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle beraatine karar verildi” denilmişti.
“AYRIMCILIK KANAATİNE VARILMIŞTIR”
Mahkeme kararının ardından ayrımcılık yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle re’sen inceleme başlatan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, okul müdürü İ.S’ye 89 bin 571 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Kararı kamuoyuna duyuran TİHEK açıklamasında, “Dosya kapsamında yer alan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mağdur öğrencinin, din ve inanç özgürlüğünün dışsal boyutu doğrultusunda başörtülü olmasından dolayı eğitim hizmeti sunan (ilgili) tarafından farklı muameleye maruz bırakıldığı, muhatap okulun sunduğu gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda bu farklı muamelenin objektif ve makul bir sebebe dayandığının ortaya konulamadığı ve muhatap okul tarafından din ve inanç ile cinsiyet temellerinde doğrudan ayrımcılık yasağının ihlal edildiği ve çoklu ayrımcılığa maruz kalındığı kanaatine varılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Abdullah Güçlü