2023’te Avrupa Şampiyonu olan, Dünya Şampiyonası’nda ise sol kolda zirveye çıkan Eskişehirli Milli Bilek Güreşçisi Murat Cırık, 2024’te hedef büyüttü. Cırık bu sene hem iki kolda da Dünya Şampiyonu olmak istiyor hem de yetiştirdiği sporcuların uluslar arası arenalarda kürsüye çıkmaları için çabalıyor. Milli sporcu, keşke başka şehirde sporcu olsaydım da diyor.

29 uluslar arası derece

Murat Cırık, bilek güreşi branşında Türkiye, Avrupa ve Dünya Şampiyonlukları elde eden Eskişehirli Milli Sporcu. Doğuştan serebral palsi hastası olan Cırık, belinden aşağısını iyi kullanamıyor ve hayatına koltuk değnekleri ile devam ediyor. 2023’te iki kolda da Avrupa Şampiyonu, sol kolda ise Dünya Şampiyonu olarak büyük gurur yaşatan Cırık, 2005’te başladığı bu branşta, 4’ü Avrupa, 2’si ise Dünya olmak üzere 29 uluslar arası derece elde etti. Çok fazla final oynadığını ama şampiyonluğun az nasip olduğunu ifade eden 44 yaşındaki sporcu, formda olduğunu ve bu sayıyı arttırmayı hedeflediğini belirtti. Cırık şimdi hem iki kolda da Dünya Şampiyonu olmak için çalışıyor hem de yeni şampiyonlar çıkartmak için sporcular yetiştiriyor.

Spora nasıl başladınız?

Sporcu olmayı çocukluğumdan beri çok istiyordum. Bacaklarım sağlam olsaydı futbolcu olmak isterdim. 20-21 yaşımda tekerlekli sandalye basketbolu ile tanıştım. Bana ‘Sporcu olmak ister misin?’ dediler. Engelli birisinin sporcu olabileceğini bilmiyordum. Böylelikle tekerlekli sandalye basketboluna başladım. 5-6 yıl oynadıktan sonra takım çok başarılı olmadığı için ve başka faktörlerden dolayı çok başarı gösteremedim. Şener Arslan hocamızın bir öğrencisi beni tekerlekli sandalyeyle salsa yaparken görüp ‘Bilek güreşi yapmak ister misin?’ diye sordu. Ben de istedim dedim. ‘Şener hocamız var ona git, o sana yardımcı olur’ dedi. Ben de Şener hocama gittim. Şener hocam bana kucak açtı. Bu sporu öğretti. Bilek güreşi çok zor. Şener hocam olmasa çoktan bırakırdım. Ona olan sevgim sporla birleşti ve bu günlere kadar geldik.

Yurtdışında ülkemizi temsil ederken neler hissediyorsunuz?

Ülkemizi temsil etmek büyük gurur. Aynı zamanda büyük bir yük. Sadece kendim rezil olmayacak ülkemi de kötü temsil edeceğim için mağlubiyet bana büyük hayal kırıklığı yaratır. Antrenmanlarımı ve maçlarımı bu sorumluluk bilinci ile yapmaya çalıştım hep. Şu an öğrencilerimi de bu bilinçle çalıştırıyorum. Şampiyonada siz aslında ülkeler arası bir savaş veriyoruz. Modern çağın savaşı bence spor. Siz ülkemiz için mücadele vermezseniz bir nevi ülkenin prestiji de etkilenecek bu durumdan. Bu çok ağır bir yük.

Şampiyonalara hazırlık süreciniz nasıl oluyor?

Haftada 4 gün antrenman yapıyorum. Bunların 1 günü maç idmanı. Beraber masada çalışıyoruz. Diğer günler ağırlık antrenmanları. Antrenmanlarımın yarısı çocuklarla ilgilenmekle geçiyor. Onlara teknik öğretiyorum. Onlarla birlikte masada tutuş çalışması yapıyoruz. Her antrenman 3-4 saatimizi alıyor. Yani haftada 10-12 saat kadar antrenman yapıyoruz.

2023’te Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldunuz. 2024 yılında hedefiniz nedir?

2024’te Avrupa ve Dünya Şampiyonu olmak istiyorum. 2023’te sağ kolda madalya alamamıştım. Bu iki kolda da şampiyonluk hedefim var. Artık sadece kendi çapımda hedeflerim de yok. Mümkün olduğumca kendi sporcularımın da şampiyon olmasını sağlamak istiyorum. Şubat ayının sonunda Türkiye Şampiyonası var. Oraya 3’ü engelli sporcu olmak üzere 32 sporcu ile katılacağız. İyi dereceler alıp milli takıma sporcular kazandırmak istiyoruz. Serhat Arslan hocamla birlikte Eskişehir takımını en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Avrupa Şampiyonası haziran ayı gibi, Eylül ayı gibi de Dünya Şampiyonası oluyor. Bu şampiyonalarda ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz.

Sporculuğun yanı sıra antrenörlük de yapıyorsunuz. Antrenörlük nasıl gidiyor?

Antrenörlük, sporculuktan daha fazla keyif veriyor. Bu sporu bilmeyen insanları sporla tanıştırıyoruz. Bilek güreşinin bir spor olduğunu insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Dışarıdan bakıldığında bilek güreşi çok fazla emek sarf edilmeden yapılan bir branş gibi gözüküyor ama böyle değil. Arka planda çok iyi stratejiler, düzenli çalışma ve iyi bir disiplin yatıyor. Şu an 30 sporcum var. Avrupa ve Dünya Şampiyonu olan Serhat hocamız ile birlikte 60’ın üzerinde sporcu yetiştirmeye çalışıyoruz.

Engelli bireylere tavsiyeleriniz nelerdir?

Engellilerin özellikle spor yapmasını tavsiye ederim. Hangi branş olursa olsun spor yapmalılar. Hayata bir noktadan tutunmalılar. Bir kas gruplarını kullanamayarak engelli olmuşlar ama diğer kas gruplarını iyi kullanarak engelliliklerini daha konforlu bir hale getirebilirler. Engellilik psikolojide yetersizlik olarak hissettirebilir ama bir spor yaparak engelliler kendini daha yeterli hale dönüştürebilir. Bundan dolayı engelliler kesinlikle spor yapmalı.

Sizce Türkiye, engelli sporculara göre diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ne noktada?

Ülkemizde engelli sporculara çok fazla destek verilmiyor. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu vardı ama branşlar ayrılma noktasına geldi. Her branş kendi federasyonuna gitme durumunda. Böyle olduğu için imkanlarımız kısıtlandı. Antrenman salonlarımızın çoğu engellilere uygun değil. Biz uygun hale getirmek için kendi bireysel çalışmalarımızı yapıyoruz. Maalesef idarecilere ve ülkemizi yönetenlere kendimizi anlatmak noktasında sorunlar yaşıyoruz. Engellilerin spor yapmasını sosyalleşme olarak gören yöneticiler bizim için büyük sorun. Biz de sağlıklı insanlar gibi spor yapıyoruz. Hatta üst düzeyde ülkemizi temsil ediyoruz. Ben engelli bir sporcuyum, engelli bir antrenörüm ama benim çalıştırdığım 25-26 tane sporcu engelli değil.

Eskişehir’de spor yapmanın artıları ve eksileri nelerdir? Keşke Eskişehir’de değil de başka bir şehirde olsaydım diyor musunuz?

“Eskişehir’de olmayıp başka bir şehirde olmak isterdim. Eskişehir başarıya tok bir şehir. Bu şehirde başarılar çok fazla olduğu için başarıların değeri önemsizleşiyor. Avrupa ve Dünya Şampiyonu sporcularımız olmasına rağmen bu sporcular forma parasını kendi cebinden vermek zorunda kalıyor. Şehrimizde insanların çoğu sporu futboldan ibaret görüyor. Bu çok üzücü bir durum. Biz Türkiye’yi, ülkemizi temsil ediyoruz ve daha fazla değer görmeyi hak ediyoruz. Sponsor bulamıyoruz. Bilek güreşini spor olarak görmeyen insanlar var. İnsanlar bize sponsor olmak istemiyorlar. Forma paramızı, kullandığımız aletlerin parasını cebimizden vermek zorunda kalıyoruz. Keşke bazı şeyler çok daha farklı olsa…

Editör: Tuğçe Kaş