Atriyal Fibrilasyon Farkındalık Haftası (17–23 Kasım) kapsamında açıklamalarda bulunan Kardiyovasküler Akademi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Görenek, hastalığın kalbin düzensiz ve etkisiz çalışmasına neden olan önemli bir ritim bozukluğu olduğunu belirtti. Görenek, atriyal fibrilasyonun en ciddi sonuçlarından birinin, inme riskini 5 kat artırması olduğunu vurguladı.

“Birçok Kişi Ritim Bozukluğu Yaşadığının Farkında Değil”
Prof. Dr. Görenek, atriyal fibrilasyonun çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebildiğine dikkat çekti. Çarpıntı, nefes darlığı, ani yorgunluk, göğüste rahatsızlık ve düzensiz nabız gibi şikâyetlerde mutlaka uzman desteği alınması gerektiğini söyleyen Görenek, özellikle 65 yaş üzeri bireylerin nabızlarını düzenli kontrol etmelerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
“Erken Tanı Hayat Kurtarıyor”
Uygun ilaç tedavileri, ritim kontrol stratejileri ve kateter ablasyon yöntemlerinin atriyal fibrilasyonun yönetiminde etkin şekilde kullanıldığını belirten Görenek, “Erken tanı alan hastalarda inme riski ciddi oranda azalıyor. Bu nedenle düzenli takip ve zamanında müdahale hayati önem taşıyor” dedi.
“Riskleri Azaltmak Bizim Elimizde”
Kalp ritim bozukluklarının tamamen ortadan kaldırılmasının her zaman mümkün olmadığını söyleyen Görenek, buna rağmen risklerin büyük ölçüde azaltılabileceğini belirtti. Bunun için tansiyon kontrolü, sağlıklı kilo yönetimi, düzenli fiziksel aktivite, sigara ve aşırı alkolden uzak durma, dengeli beslenme ve düzenli doktor kontrollerinin önemine dikkat çekti.
“Şikâyetleri Olanlar Vakit Kaybetmesin”
Kalp ritminde düzensizlik, çarpıntı, nefes darlığı veya ani halsizlik gibi belirtiler yaşayan vatandaşlara çağrıda bulunan Görenek, “Bu şikâyetleri yaşayanlar zaman kaybetmeden bir hekime başvurmalıdır” ifadelerini kullandı.



