Çevre mücadelesini büyütmek amacıyla kurulan Ekoloji Derneği, siyanürlü altın madenciliğine ve ekosistemi tehdit eden projelere karşı Alaaddin Park’ta basın açıklaması yaptı. Doğa savunucuları, ekolojik yıkıma karşı mücadelede Ekoloji Derneği çatısı altında bir araya geldi. Dernek üyeleri, basın açıklamasında, Eskişehir’in başta Alpagut-Atalan bölgesindeki siyanürlü altın madeni olmak üzere benzer birçok ekokırım projesinin tehdidi altında olduğunu söyledi.
DOĞA VE YAŞAM MÜCADELEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ
Ekolojik yıkıma karşı mücadeleyi büyütmek adına bir araya geldiklerini söyleyen Ekoloji Derneği Başkanı Fatma Filiz Özkoç, “Toprağın, suyun, havanın ve tüm canlıların birbirine dokunduğu bu gezegende, yaşamı savunmak bir tercih değil, zorunluluktur. Ekoloji Derneği olarak, doğa talanına, ekolojik yıkıma ve yaşam alanlarımızın sermaye çıkarlarına feda edilmesine karşı verdiğimiz mücadeleyi büyütmek ve yeryüzünün sesi olmak, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, bastığımız toprağın haklarını savunmak için bir araya geldik. Doğanın parçası olduğumuzu unutmadan, onunla uyum içinde yaşamanın yollarını örmek için yola çıkıyoruz. Şimdi, betonun ve kâr hırsının karşısında yaşamı savunma zamanı! Derelerimiz özgür akmalı, ormanlarımız nefes almalı, kentimiz insan ve diğer canlılar için adil bir yuva olmalı” diye konuştu.
HAVAMIZA SUYUMUZA TOPRAĞIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ
Eskişehir’in ekokırım projelerinin tehdidi altında olduğunu söyleyen Özkoç, “Şehrimiz Alpagut-Atalan Siyanürlü Altın Madeni Projesi başta olmak üzere benzer birçok ekokırım projesinin tehdidi altında. Sakarya vadisi bir maden havzasına çevrilmek isteniyor. Altın madenciliği, ekosistemi, doğayı ve tüm canlılarla birlikte yaşam alanlarını geri dönülmez şekilde tahrip eden bir faaliyettir. Biz doğal varlıkları yalnızca insanın çıkarları doğrultusunda değerlendirmenin yanlış olduğunu savunuyoruz. Doğa yalnızca insan için değil, kendi varlığı için değerlidir. Altın madenciliği dahil olmak üzere benzer faaliyetler doğada milyonlarca yılda oluşmuş düzeni yani ekosistemi bozacaktır. Şirketlerin ve iktidarların kar amacıyla doğayı ve yaşam alanlarımızı yağmalamasına ve ekosisteme geri dönülmez hasarlar vermesine seyirci kalamayız. Doğa talanına dur diyoruz. Havamıza suyumuza toprağımıza sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
DOĞA YOKSA YAŞAM DA YOK
Özkoç, şu ifadeleri kullandı: “Mücadelemiz, ancak kolektif bir güçle anlam kazanacak. Derneğimize üye olarak, gönüllü çalışmalarına katılarak, kampanyalarımızı destekleyerek, sosyal medyada sesimizi yükselterek bizlere katılabilir, bu haklı mücadelede yerinizi alabilirsiniz. Doğa yoksa yaşam da yok! Eskişehir’in nefes aldığı her alanı savunmak, çocuklarımıza yaşanabilir bir kent bırakmak için birlikte direneceğiz. Gelin, bu mücadelede de yan yana duralım.”
MUHATAP OLUNMUYORDU
Platform içindeki bazı bileşenlerin devlet kurumları tarafından muhataba alınmadığını ve bu yüzden yeni yapıya ihtiyaç duyduklarını söyleyen Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Cevat Aydemir, “Uzun süredir Doğa ve Yaşam Platformu adı altında ekoloji ve çevre mücadelesi veriyoruz. Eskişehir toprakları altın madenleriyle bir avuç rantçıya peşkeş çekilmesin diye topraklarımız ormanlarımız talan edilmesin diye mücadele veriyoruz. Bu mücadelemiz başka bir evreye geçti. Biz bu platform içinde bir dernek kurduk. Derneğimiz valilik tarafından onaylandı ve üye kayıtlarımıza başladık. Hem hukuksal açıdan hem resmi kurumlarla görüşme açısından hem de ekoloji ve çevre mücadelesine dair yeni bir yapıya da ihtiyaç duyduğumuzdan bu derneği kurduk” diye konuştu.
TOPLANTI YİNE HALKTAN KAÇIRILIYOR
Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Mert Yedek, ikinci İDK toplantısının halktan kaçırıldığını söyleyerek, “9 Nisan’da Alpagut-Atalan Altın ve Gümüş Madeni Projesi’ne ilişkin birinci İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısına katılmıştık. Toplantıda bizim gerekli itirazlarımız Eskişehir’in geleceğini yakından ilgilendiren talan projesine karşı Bakanlık tarafından olumlu değerlendirilip proje durdurulmuştu. Bu proje mevzuat gereği 1 yıl içerisinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin işletilmesiyle tekrar gündeme gelecekti fakat bu kadar kısa sürede Bakanlık ve ilgili kurumlarca bütün bu eksiklerin tamamlandığı gerekçesiyle yeniden bir toplantıyı bu kadar hızlı beklemiyorduk. Bu husus bile projenin ne kadar ihmallerle dolu olduğunu gösteriyor. Şimdi ikinci İDK toplantısı 4 Temmuz’da Ankara’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında tekrar görüşülecek. Bu proje aslında revizelerle başka bir projedir. Halka yeniden anlatılması gerekir. ÇED raporu olumlu ya da olumsuz kararı verilecek. Yaşam nöbetlerimizle, ilgili kurum ve kuruluşların önündeki basın açıklamalarımızla gerekli tüm itirazlarımızı yapacağız” ifadelerini kullandı.
TÜM HALKI DAVETLİ
22 Haziran’da Mihalgazi’de gerçekleştirilecek şenliğe Eskişehir halkını davet eden Yedek, “Hem ilk yürütmeyi durdurma kararının duyurusu ve aynı zamanda ikinci İDK toplantısının hep birlikte yöre halkına proje eksikliklerini anlatacağımız bir şenlik olacak. Şenlikte aynı zamanda çocuklara ve gençlere dönük etkinlikler olacak” dedi.