Artan hayat pahalılığı, vatandaşların hayata bakışını da olumsuz yönde etkiliyor. Sokakta mikrofon uzattığımız vatandaşlara yönelttiğimiz “Hayatınızdan memnun musunuz?” sorusu, ortak bir noktada buluştu: düşen alım gücü ve artan geçim sıkıntısı.
Günlük harcamaların her geçen gün daha da ağırlaştığını dile getiren vatandaşlar, özellikle emeklilerin ekonomik zorluklar karşısında ayakta durmakta zorlandığını ifade etti. Emekli vatandaşlar, maaşlarının temel ihtiyaçlara dahi yetmediğini belirterek geçinememekten yakındı.
İSVİÇRE’DEYİM, MUTLUYUM
Hıdır Pampir: “Ben memnunum. Uzun yıllardır İsviçre’de yaşıyorum. Orada sosyal haklar çok güçlü. Çalışamasan bile devlet seni mağdur etmiyor; sağlık hizmetini alıyorsun, evine yardım geliyor, ilaçların karşılanıyor. Ekonomik sıkıntılar sadece Türkiye’de değil, İsviçre’de de var, orada da dilenciler var. İsviçre güzel ama insan yine de memleketini özlüyor.”
"MEMNUN DEĞİLİM"
Nevzat Gazioğlu: “Memnun değilim. Bu şartlarda insan nasıl memnun olabilir? Normal bir emekli pazara gidebiliyor mu, istediğini alabiliyor mu? Allah’tan biz zamanında çalışmışız, evimiz var, kira vermiyoruz da bir şekilde geçiniyoruz. Ama mesele sadece benim hayatım değil. Hayatımda bir şey değişse de tam anlamıyla memnun olacağımı sanmıyorum. Çünkü toplumda genel bir sıkıntı var.”
"BORCU BORÇLA KAPATIYORUZ"
İsmail Şahin: “Alım gücü çok düştü. Ekonomik şartlar çok zor. Eskiden fakirdik ama bolluk vardı. Şimdi herkesin elinde para var gibi görünüyor ama alım gücü düştü. İnsanlar birbirinden uzaklaştı, akrabalık ilişkileri bitti. Emekliyim, aldığım maaş 16 bin lira, kira 18 bin lira. Bunun altından nasıl kalkacaksın? Herkes kredi kartıyla yaşıyor, borcu borçla kapatıyor. Bu sürdürülebilir değil.”
"BEKLENTİM YOK"
Turgut Yıldırım: “Hayır, memnun değilim. Emekliyim ve hayat çok pahalı. Hiçbir şeye gücümüz yetmiyor. Eskiden, 20–25 yıl önce hayat daha iyiydi. En çok zorlayan şey; gıda fiyatları, kiralar, giyim ve maaşların yetersizliği. Yeni yıldan beklentim de yok. Açıkçası bir şeyin değişeceğine dair umudum kalmadı.”
