Bayındır İçerenköy Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Şahin, huzursuz bağırsak sendromunun (İBS) karın ağrısı ve şişkinlik gibi semptomlarla hastaların yaşam kalitesini kayda değer biçimde düşürdüğünü belirtti. Hastane tarafından paylaşılan bilgilendirmede Şahin, İBS’nin tanı, beslenme yönetimi ve tedavi sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“İBS tanısı aceleye getirilemez”
Şahin, gelişmiş tıbbi olanaklara rağmen sendroma neden olan organik bir bozukluğun çoğu zaman saptanamadığını belirterek, “Bu sendrom karın ağrısı, şişkinlik ve dışkılama düzeninde değişikliklerle ortaya çıkıyor. Ülkemizde görülme oranı yüzde 6,2 ile yüzde 19,1 arasında değişiyor. Gastroenteroloji polikliniklerine başvuran hastaların yaklaşık üçte biri IBS hastası” dedi. Kadınlarda daha sık görülen sendromun ortaya çıkışında diyet, psikolojik durum, geçirilmiş enfeksiyonlar, bağırsak florasındaki bozulma ve genetik yatkınlığın rol oynadığını aktaran Şahin, İBS’nin ishal baskın, kabızlık baskın veya karma formda seyredebildiğini ifade etti.
“Beslenme kişiye özel olmalı”
Tedavide tek bir beslenme modelinin bulunmadığını vurgulayan Şahin, bireysel diyetlerin daha etkili olduğuna dikkat çekti. Gaz yapan gıdalar, gazlı içecekler, kafein ve bazı çiğ sebzelerin semptomları artırabileceğini söyledi. Düşük FODMAP diyetinin pek çok hastada belirgin rahatlama sağladığını ifade eden Şahin, bu zorlu sindirilen karbonhidratların bağırsakta su tutarak şişkinlik ve kramp gibi şikayetleri artırabildiğini aktardı.
“Vitamin D eksikliği ilişkili olabilir”
Şahin, probiyotikten zengin gıdaların bağırsak florasını destekleyebileceğini, D vitamini eksikliğinin de sendromla ilişkilendirildiğini belirtti. Hafif olgularda beslenme düzenlemesinin yeterli olabildiğini, orta ve ileri vakalarda stres yönetimi, ilaç tedavisi ve psikolojik desteğin devreye girdiğini söyledi.
“Yanlış tanı ciddi sonuçlar doğurur”
Şahin, “Organik bir neden dışlanmadan hastaya IBS tanısı konulması ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle gerekli kan ve dışkı testleri yapılmalı, gerekirse kolonoskopik inceleme mutlaka düşünülmelidir” ifadelerini kullandı. Hastaların, doğru tanı ve tedavi için gastroenteroloji uzmanına başvurması gerektiğini vurguladı.



