"Hiçbir CHP'li iktidarın kayığına binmemelidir"
"Hiçbir CHP'li iktidarın kayığına binmemelidir"
İçeriği Görüntüle

Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Funda Güney Kökçınar, 2025 yılına girilen ilk 5 ayda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 117 kadın cinayeti işlendiğini söyledi. Kadınların büyük kısmının en güvende hissetmeleri gereken ev ortamında öldürüldüğünü vurgulayan Kökçınar, üretilen politikaların yetersizliğine dikkat çekti. Kökçınar ayrıca Eskişehir’de geçtiğimiz aylarda yakılarak öldürülen Deniz Oktay cinayetini de yakından takip ettiklerini belirterek dosyada gizlilik kararı bulunduğunu ve raporun beklendiğini söyledi.

"Bir kadını ailede nasıl koruyabiliriz?"

Kadın cinayetlerinin araştırılmasında birçok soruşturmanın yüzeysel yürütüldüğünü belirten Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Funda Güney Kökçınar, “2024 yılı kadın cinayetlerinin en zirve sayıya ulaştığı bir sene oldu ve cinayetlerin işlenme biçimleri de artık çok değişti. 2025'te de bu oran aynı şekilde devam ediyor. İlk 5 ayda 117 kadın cinayeti işlendi ve bu sadece bilinen sayı. Burada aydınlatılmamış şüpheli kadın ölümleri de çok yaygın. Kadınlar zaten yıllardır en çok aile içinde öldürülüyor. Ya eşleri tarafından, ya boşanma aşamasındaki, ya boşandıkları eski eşleri tarafından yani en çok ölüm biçimi aile içerisinde gerçekleşiyor. Biz bunları zaten yıllardır dile getiriyoruz ama ona rağmen kadını hala sadece anne ve eş kimliğiyle tanımlayan politikalar üretiliyor. 2025 aile yılı kapsamında da aslında iktidarın yaptığı şey bu kadını sadece anne ve eş kimliğinden ayrıcalıklar sağlayarak kadın lehine bir şeyler yaptıklarını, politikalar ürettiklerini iddia ediyorlar. Ama bu politikaların sonucunda bir kadının özgürce ve güvenli bir şekilde yaşadığını göremiyoruz. Bir kadını ailede nasıl koruyabiliriz? Uzaklaştırma kararları yeterince uygulanıyor mu? Bir kadın kendini güvende hissetmediğinde rahat bir şekilde kolluğa ya da adalete başvurabiliyor mu? Adalete güven duygusu var mı? Yoksa bunun nedenleri neler? Bunları konuşmamız gerekirken dört bir yandan sanki böyle kadın lehine politikalar üretiyormuş gibi bir tavır sergilenmesini kesinlikle çok yanlış buluyoruz” diye konuştu.

"Aile yılı adı altında öne sürülen politikaları kesinlikle kabul etmiyoruz”

“Kadının aile içerisindeki konumunu sadece anneye ve eşe indirgerseniz burada kadın cinayetlerinin sebeplerini de konuşamazsınız” diyen Kökçınar, “Bu durum kadınların yaşadıkları şiddetin daha da görünürlüğünü yok eder. Adeta alay eder gibi bir politika üretiliyor. Üçüncü çocuğunu yapan kadına memuriyet hakkı verilmesi gibi şeyler kadınları korumaz. Hatta aksine sadece gittikçe ev içerisine hapseder. Kadının bedenin üzerinden politikalar üretilmesinden ziyade kadın ve çocukların sağlıklı ve güvenli bir şekilde özgürce yaşamalarını sağlamak adına bir politika üretilmesi gerekiyor. Hatta işlenen kadın cinayetlerinde Aile Bakanlığı'nın paylaşımlarını ya da buna ilişkin bir aksiyonlarını göremiyoruz. Bu şekilde şiddeti azaltamazsınız. 6284 sayılı kanunun güçlenilmesi, infaz kanununun güçlenmesi gerekmekte. Artık failler cinayet işlediklerinde cezasız yargılanacaklarını düşünüyorlar. Cinayet sadece toplum tarafından takip edildiğinde ancak adalet yerini bulabiliyor. Cinayet sayısının bu kadar yüksek olduğu bir ülkede aile yılı adı altında öne sürülen politikaları kesinlikle kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

"Şiddet sarmalı nasıl son bulabilir?"

Kadınların adalete erişiminin zayıf olduğunu belirten Kökçınar, “Kadın sığınma evlerinin her şehirde iyi bir şekilde yapılması lazım ama birçok şehirde kadın sığınma evi dahi yok ya da çok kötü koşullarda oluyor. Kadın maddi olarak da kendini güvende hissetmiyor. Çocuğuna kreş imkanı gibi durumlar çok kısıtlı ve olması gerektiği gibi değil. O yüzden şiddet gören bir kadında boşanmayı tercih etmiyor. Çocuğunu göndereceği bir kreş yok. Ekonomik sebepler de şiddet içerisinde kalmasına neden oluyor. Bu öne sürülen politikalar hala kadını ekonomik anlamda, psikolojik anlamda güçlendirmeye yetmiyor. O yüzden şiddete maruz kalan kadınlar gittikçe daha az adalete başvurmaya başlıyorlar ve bu şiddet sarmalında kalmaya devam ediyorlar. O şiddet sarmalı nasıl son bulabilir? Buna yönelik politikalar üretilmesi gerekiyor” dedi.

Deniz Oktay cinayetini yakından takip ediyoruz

Eskişehir’de geçtiğimiz aylarda yakılarak öldürülen Deniz Oktay cinayetini de yakından takip ettiklerini belirten Kökçınar şu ifadeleri kullandı: “Soruşturma hala devam ediyor. Kadın Hakları Komisyonu olarak her şiddet dosyasında olduğu gibi bu kadın cinayeti dosyasını da yakından takip ediyoruz. Dosya savcısıyla sürekli iletişim halindeyiz. Fakat dosyada henüz gizlilik kararı kalkmadı. Dosyada rapor bekleniyor şu anda iddianamenin düzenlenmesi için. Ama iddianamenin olması gerektiği şekilde düzenleneceğine, Eskişehir özelinde en azından bunu biraz daha rahat söyleyebiliyoruz. Olması gerektiği cezayı alacağından eminiz. Muhtemelen çok kısa bir süre içerisinde davası açılacaktır.”

Kaynak: HABER MERKEZİ