Seçim sürecinde partinin adının karalanmaya çalışıldığını dile getiren Mandacı, “Bizler de kendi adaylarımızı tanıtmak adına kendi bütçemizden verdik. Bizim bütçemizin 300 misli paralarla yola çıkılmış. Bizim Ankara ve İstanbul adaylarımıza karşı medya ambargosu vardı. Ulusal kanallarda sürekli partimiz karalandı, lekelenmeye çalışıldı. Biz Yeniden Refah Partisi’ni kurarken herhangi bir siyasi partiyi kazandıralım ya da kaybettirelim diye seçime girmedik. Biz sadece cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifaka girmiştik ve yüzde 3 oy almıştık. Bize 'siz ittifaka girmeseydiniz yüzde 3 alamazdınız' dediler. Bu sefer dedik ki bu seçimlerde bu oyu alabilecek miyiz görelim dedik. Ve hiç ittifaksız kendi adaylarımızla seçime girdik. Adaylar bazında 6.2 oy aldık meclis üyeleri bazında da 6.98 yani yüzde 7 aldık. Seçim barajı ile alakalı artık Yeniden Refah Partisi'nin bir sorunu kalmadı. Bunun sesini biz 520 bin üyeye ulaşarak Türkiye'nin 3'üncü en büyük partisi olduğumuzda anladık. Yaptığımız üyenin sandıkta karşılığını görmek suretiyle partimiz Türkiye'deki siyasette 'biz de varız' bizim de ülke geleceğinde söz hakkımız var' diye kendimizi ortaya koyduk” şeklinde konuştu.

ZULMÜN YANINDA DEĞİL, KARŞISINDA OLMALIYIZ

Eskişehir'den Katliam Yasası için tüm vekillere seslenildi! Eskişehir'den Katliam Yasası için tüm vekillere seslenildi!

Genel Başkan Fatih Erbakan’ın İsrail ile ticaretin belgelerini ortaya koyduğunu vurgulayan Mandacı, “Emekli maaşlarını ve asgari ücreti açlık sınırında değil en azından yoksulluk sınırına taşıyalım dedik. Bir de İsrail'in güvenliğini sağlayan özellikle İran'dan atılacak füzelere karşı erken uyarı sistemini hemen kapatın ve ticareti durdurun. Genel Başkanımız bir şey söylüyorsa elinde belgelerle konuşuyordur. İsrail'le ticaretin tüm belgelerini ortaya koydu. Bizim zulmün yanında değil karşısında olmamız lazım. Yeniden Refah Partisi ve Fatih Erbakan olmasaydı bu yapılanlardan kimsenin haberi olmayacaktı. Diğer siyasi partiler bunları dile getirmiyordu” dedi.

ÖZÜMÜZE DÖNMEMİZ LAZIM

“Bizim mutlaka İslam birliğini kurmamız lazım” diyen Mandacı, “Müslüman ülkeler sığınacak bir liman bulamıyorlar. Dolayısıyla dümen suyuna gitmek zorunda kalıyorlar. Biz neden dümen suyuna gidiyoruz neden hala İsrail ile ticarete devam ediyoruz. Erkek erkeğe evlenilir diye kanun çıkartan tamamen insan fıtratına aykırı bir yapı içerisinde olan Avrupa Birliği içerisinde ne işimiz var? İslam kültürü, İslam medeniyeti gibi bir medeniyete sahibiz. Bizim kendi özümüze dönmemiz lazım. Kendi inanç örf ve adetlerimize dönmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

Muhabir: HÜSAMETTİN POLAT