Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın kamuoyunda çevreye zarar vereceği yönünde eleştirilen yasa teklifine ilişkin açıklama yaptı. Günaydın, bir haftadır hızla gündeme getirilen ve bazı maddeleri Meclis’te kabul edilen teklifin yalnızca hukukçuları ya da çevrecileri değil, tüm toplumun yaşam hakkını ilgilendirdiğini söyledi.

"Artık ÇED zorunluluğu kaldırılıyor"

Teklifin, doğa, çevre hukuku ve kamu yararına açıkça aykırı maddeler içerdiğini belirten Baro Başkanı Barış Günaydın, “Çevremizi doğrudan etkileyen bu kadar önemli bir yasanın; farklı grupların, paydaşların ve uzman görüşlerinin alınarak hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Sunulan bu teklif, doğaya, çevre hukukuna ve kamu yararına aykırı maddeler içeren bir torba yasa görünümünde. Özellikle incelediğimizde teklifin yasalaşması halinde ormanların, zeytinliklerin, su havzalarının, gerekirse sit alanlarının hatta meraların bir takım ticari rantlar uğruna geri dönülmez şekilde zarar göreceğini ifade edebilirim. Teklifte dikkat çeken bir diğer nokta da çevre mevzuatında ‘ÇED’ olarak bilinen, Çevresel Etki Değerlendirme muafiyetlerinin oldukça genişletilmesi. Özellikle maden, HES, konut ve sanayi projeleri gibi çevreyi tahrip edici faaliyetler için artık ÇED zorunluluğu kaldırılıyor. Ayrıca madencilik izinleri için, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na bağlı olarak çalışacak yeni bir üst kurul öngörülüyor. Bu kurul, özel yetkilerle donatılıyor. Aynı zamanda Orman Genel Müdürlüğü’ne ait olan bazı yetkilerin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne aktarılması gibi bir düzenleme de teklifin içinde yer alıyor” diye konuştu.

Anadolu Üniversitesi’nden 60 yaş ve üstüne özel eğitim fırsatı
Anadolu Üniversitesi’nden 60 yaş ve üstüne özel eğitim fırsatı
İçeriği Görüntüle

"Teklifin geri çekilmesi gerektiğini savunuyorum”

Günaydın, “En dikkat çekici konu ise Akbelen’de Danıştay tarafından iptal edilen ve Zeytincilik Kanunu’na açıkça aykırı olan düzenlemenin, bu yasa teklifiyle yeniden yasalaştırılmaya çalışılması. Bu, yargı kararlarının etkisizleştirilmesine dönük bir hamle gibi görünüyor. Teklifte ayrıca imar affı, bakanlığa doğrudan planlama yetkisi gibi maddeler de var. Genel gerekçeye baktığımızda şu soruyu sormak kaçınılmaz: Yatırım varsa, elbette destekler olabilir ama üç temel unsurun bir arada olması gerekir: Hukuka uygunluk, bilimsel dayanak ve kamu yararı. Aksi halde bu teklif, yatırımı teşvik eden bir düzenlemeden ziyade, mevcut talana yasal kılıf uydurulması anlamına gelir. Dolayısıyla bu yasa teklifinin, çevreye ve kamu yararına duyarlı herkesin ortak tepkisini hak eden bir içerik taşıdığını düşünüyorum. Bu nedenle teklifin geri çekilmesi gerektiğini savunuyorum” ifadelerini kullandı.

"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerine de aykırıdır"

Günaydın soruşturma başlatılan üniversite öğrencileri hakkında da şu ifadeleri kullandı: “Anayasa ile tanımladığımız üzere ifade özgürlüğü esastır ve demokratik bir hukuk devletinin temel direğidir. Dolayısıyla barışçıl bir protestoya katılan veya sadece düşüncelerini ifade eden öğrencilerin, hele hele eğitim hayatlarını uzatacak şekilde cezalarla karşılaşması kabul edilemez. Bildiğim kadarıyla, 20’yi aşkın öğrenci hakkında ve 100’den fazla kişiye yönelik disiplin soruşturması başlatıldı. Ayrıca, insan hakları komisyonumuzun çalışmalarından bana iletilen bilgilere göre, üniversitenin yetki alanı dışında gerçekleşen eylemler nedeniyle de bu disiplin soruşturmasının kapsamı genişletilmiş durumda. Açıkça söylemek gerekirse, gençlerin eğitimlerini uzatacak böyle bir uygulama son derece yanlıştır. Türkiye’nin gençlerine destek olması gerekirken, onların özgürce düşüncelerini ifade etmelerine ve barışçıl protesto haklarına böylesi yaptırımlarla karşılık vermek, temel insan hak ve özgürlüklerine, anayasamıza ve tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerine de aykırıdır.”

Kaynak: HABER MERKEZİ