REFLÜ NEDİR?
İlk olarak reflünün tanımı hakkında bilgi veren Acıbadem Eskişehir Hastanesi Genel Cerrahi Op. Dr. Tolga Hüner, 'Mide Reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması nedeni ile oluşur. Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini bu mide içeriğinden koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık yüzde 25'inde reflü görülmektedir' dedi.
YEMEK BORUSU YANMASI
Yemek borusunun yanmasının reflüde ilk belirtiler olarak kabul edildiğini söyleyen Doktor Tolga Hüner, 'Mide içeriği, midenin salgıları nedeniyle belirgin derecede asittir ve yemek borusunun tahrişine (yangısına ) neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur' ifadelerini kullandı.
MİDE KAPAĞININ GEVŞEMESİ
Mide fıtığına da dikkat çeken Doktor Hüner, 'Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında en sık görülen özellik bu mekanizmanın gevşekliğidir. Bu durum sıklıkla mide fıtığıyla birlikte yaşanır. Mide boşalım bozukluğu ya da bozulmuş yemek borusu hareketi bu hastalığı tetikleyen diğer nedenlerdir' diye konuştu.
REFLÜ TANISI KOYMAK

Hastanın reflü hastası olup olmadığının tespiti için gerekli tetkiklerinin uygulandığını söyleyen Doktor Tolga Tüner şöyle konuştu: 'Reflü tanısında kullanılan çok sayıda yöntem vardır. Bunlardan gastroskopi, pHmetri ve manometri, kronik reflüsü olan ya da özellikle laparoskopik cerrahi tasarlanan hemen her hastada hazırlık aşamasında mutlaka yapılır.'
REFLÜ TEDAVİSİ
Tedavi şekillerinin belirtilere göre ilerlediğini söyleyen Hüner, yaşam tarzının da tedavi de etkili olduğunu belirtti. Doktor Hüner, 'Reflü tedavisinde bazı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler Reflü'nün şiddetine ve ilerlemesine göre doktorunuz tarafından belirlenmelidir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi tip ve evrelerine göre hastalığın iyileştirilmesini sağlayan yöntemlerdir' dedi.
LAPAROSKOPİK CERRAHİ TEDAVİ

Laparoskopik yöntemin hastalar için büyük kolaylık sağladığını ifade eden Tolga Hüner, 'Çok uzun süredir reflü sağaltımında uygulanan Nissen ameliyatının teknik olarak aynısı olmakla birlikte laparoskopik olarak yapılması hastaya büyük kazanımlar getirmiş, ameliyat sonrası iyileşme süresini çok kısaltmış, ağrıyı çok azaltmış ve işe ve olağan yaşama dönüşü hızlandırmıştır.
Uzun dönemde açık ameliyata göre; deneyimli bir ekip yaptığı sürece, sonuçların daha da iyi olması laparoskopik Nissen tekniğini kronik reflü sağaltımında 'altın standart' haline getirmiştir' diye konuştu.


KARINDAN YAPILAN OPERASYON
Laparoskopik sistemin özel üretilen cerrahi aletlerle yapıldığına dikkat çeken ve karından yapılan bir operasyon olduğunu söyleyen Hüner şu şekilde konuştu: 'Laparoskopik ameliyat karından yapılan ancak karın kesilmeden, 0.5 ve 1 cm'lik küçük noktalardan girilerek yapılan bir tekniktir. 5 ya da 4 adet port (giriş deliği) kullanılarak bu ameliyat için özel üretilmiş cerrahi aletler ile uygulanır. Eğer mide fıtığı (hiatus fıtığı) var ise öncelikle fıtık onarımı yapılır. Fıtığın büyüklüğüne ve hastanın özelliklerine göre değişmekle birlikte ekibimiz hemen her hastada nüks riskini azaltmak için yama da (mesh) kullanmaktadır.'
GERİ KAÇIŞ ENGELLENİR

Midede kapak düzeneği oluşturduklarını belirten Tolga Hüner, 'Sonrasında ameliyat öncesi yapılan incelemeler ışığında hastaya özel bir anti reflü düzenek oluşturulur. Fundoplikasyon işlemi olarak adlandırılan bu aşamada çoğu kez 360, nadiren 270 derecelik bir kapak düzeneği oluşturulur. Böylece yemek borusunun ileri doğru olan dalga hareketi ile gıdalar mide içine itilir ancak geri kaçış engellenir' dedi.
35- 60 DAKİKA SÜREBİLİR


Operasyondan altı saat sonra hastanın ayağa kalkabileceğine burgu yapan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Genel Cerrahi Op. Dr. Tolga Hüner, 'Laparoskopik reflü ameliyatlarında ortalama süre 35-60 dakikadır. Sonrasında hasta uyandırılır ve yaklaşık 30 dakika içerisinde odasına alınır. 6 saat sonra odasında yürütülür ve geceyi hastanede geçirir. Birinci gün sabah hafif bir kahvaltı sonrasında evine gidebilir durumdadır. Evine gittiğinde yürüyebilir ve kendi işini yapabilir halde olan hasta 1 hafta boyunca sıvı ve yumuşak gıda tüketir. Hastalarımızın yaklaşık yüzde 75'inde 2. gün sonrasında ağrı kesici gereksinimi olmamaktadır. 7. günde olağan görüşme yapılır ve yara pansumanları açılır. Sonrasında diyet biraz daha açılır ve 2. hafta sonunda iyi çiğnemek ve yavaş yemek dışında bir kısıtlama kalmaz' diye konuştu.