Türkiye’nin en önemli gündem başlıklarından birinin tarım olduğunu belirterek hükümetin politikalarını eleştiren Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, 2025 yılının sonuna yaklaşırken tarıma ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu söyledi. Tarım ve hayvancılığa yatırım yapan ülkelerin ayakta kalacağını, buna karşın askeri gücü yüksek ülkelerin bile zorlanabileceğinin raporlarda yer aldığını ifade eden Bingöl, “2026 bütçesinde aslında kanun gereği 770 milyar tarıma destek ayrılması gerekirken, ayrılan miktar bütçede 168 milyar. 2006 yılında bu hükümet bir kanun çıkartmıştı. O kanunda özellikle gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i tarıma ayrılmalıdır kanun olmasına rağmen, maalesef bu kanun gereği yerine getirilemiyor. Bu konuda çiftçi örgütlerinin de üzerine düşeni yapmıyor. Çünkü tarımla uğraşan insanların aslında kanun marifetiyle devletten alacakları var.
PLANLAMA EKSİK
Tarımsal planlamanın yapılması gerektiğini söyleyen Bingöl, “Alpu’da 40 ton soğanın çürümeye terk edildiğini ifade ettiler. Özellikle bu bölgede, Eskişehir'imizde tarımsal bir planlama yapılmalı. Hangi bölgede hangi ürün yetiştirilecekse, buna yönelik planlama yapılmalı. Hem Büyükşehir Belediyesi hem de alt belediyelerin de soğan ve patatesin kurutularak ihracı ile ilgili mutlaka bir çalışma yapmaları lazım. Afyonkarahisar Sandıklı ilçesinde üretilen soğan ve patates eğer satılamıyorsa, kurutularak paketlenip ihraç ediliyor. Bundan ciddi gelir elde ediyor çiftçiler. Eskişehir'de de bütün belediyeler bu konuda kolektif bir çalışma yaparak bunu yapabilirler” dedi.
PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Yeni düzenlemenin meraları yatırım alanlarına dönüştürdüğünü belirten Bingöl, “Devlet ciddi bir şekilde desteklemeli. Aksine tarımda da, hayvancılıkta da bizi dışa bağımlı hale getirdiler. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle dışarıdan ithal edilecek bazı ürünler için gümrük sıfırlandı. Bu ne demektir? Türkiye'deki çiftçinin daha da zor durumda kalması anlamına gelir. Depremi fırsata, afeti ranta çeviren anlayış, şimdi de mera yönetmeliği üzerinden doğayı ve kırsalı sessiz sedasız sermayeye devrediyor. Beton ekonomisinin pençesi artık meralara, yaylalara kadar uzanmış durumda. 3 Mayıs 2025 tarihinde bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmelikle artık mera demek yatırım alanı demek, yaylak demek sanayi parseli demek, kışlak demek artık enerji ve maden alanı demek, turizm ve rekreasyon projelerinin yeni adresi demek oluyor. Yani bu yapılan kırsalın tasfiyesidir, hayvancılığın tamamen bitişidir, köylünün son müşterek malının da sermayeye peşkeş çekilmesidir” ifadelerini kullandı.




