Gültekin, dijitalleşen dünyada insanların çok sayıda yüzeysel etkileşimde bulunmasına rağmen anlamlı sosyal bağlar kurmakta zorlandığını belirterek, bunun “Yalnız olduğum için değil, yalnız hissettiğim için geri çekiliyorum” noktasına dönüşebileceğini söyledi.
Sosyal kaygıyı tanımlayan Gültekin, “Kişi, başkaları tarafından gözlenme durumu olabileceği ortamlarda – alışveriş yaparken konuşmak, sunum yapmak veya performans sergilemek gibi durumlarda – önemli ölçüde korku hisseder. Bu kaygının temelinde başkaları tarafından kabul görme ve onaylanma ihtiyacına yönelik aşırı hassasiyet bulunur” dedi. Kaygının arttıkça fizyolojik tepkilerin – kalp çarpıntısı, titreme, zihinsel dağınıklık – kişinin performansını düşürdüğünü vurguladı.
Türkiye Ruh Sağlığı Araştırması’na da değinen Gültekin, sosyal kaygının toplumda bir yıllık yaygınlığının yüzde 1.8 olduğunu, kadınlarda yüzde 2.3, erkeklerde ise yüzde 1.1 olarak görüldüğünü söyledi. İlginç bir şekilde, kadınlarda daha sık görülmesine rağmen tedaviye başvuranların çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğunu belirten Gültekin, bunun toplumsal cinsiyet beklentileriyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
Modern yaşamın sosyal geri çekilmeyi tetikleyen faktörlerini de açıklayan Gültekin, dijital dünyanın sunduğu kolay ilişkiler, tükenmişlik, aşırı iş yükü ve yüz yüze sosyal temasın azalmasının sosyal kaygıyı artırdığını belirtti. Sosyal medyanın “sürekli karşılaştırma” kültürünün de benlik algısını etkileyerek sosyal ortamlara girme isteğini azaltabildiğini ekledi.
Gültekin, sosyal kaygı ve geri çekilmenin doğru psikoterapi yöntemleriyle değiştirilebildiğini vurgulayarak, bilişsel ve farkındalık temelli terapilerin kişilere hem kendi iç dünyasıyla daha sağlıklı ilişki kurma hem de başkalarının tepkilerini daha gerçekçi yorumlama imkânı sağladığını belirtti.
Son olarak Gültekin, “Artan asosyallik bireyin zayıflığı değil, modern yaşamın karmaşık taleplerine verilen insani bir tepki. Sosyal ilişkiler, psikolojik iyilik hâlinin en önemli iyileştirici kaynaklarından biri olmaya devam ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.



