Bu kapsamda, 150 yıldan fazla geçmişe sahip Yargıtayın; tarihçesi, teşkilat yapısı, faaliyetleri, Türk hukuk ve yargı tarihindeki yeri ve önemine dair akademik bilimsel çalışmalara ağırlık verilmesinin, akademik programlara dahil edildiğini belirten Şenocak, 7 Şubat'ta Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in de katıldığı törende iki kurum arasında araştırma iş birliği protokolü imzalandığını hatırlattı.
ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Köksal da Yüksek Mahkeme'nin Türk yargısı için önemine değindi.

Yargıtayın, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e taşınan önemli bir kurum olduğunu vurgulayan Köksal, 'Üniversitemiz, Türk yargısının zirve kuruluşu Yargıtayın kendi içinde 4-5 devreye ayrılabilecek uzun süreçteki tarihi ve misyonuna dair araştırmalara ayrı bir mesai harcayacak.' dedi.
Prof. Dr. Köksal, 'Üniversitemiz araştırmacıları, öncelikle söz konusu süreci aydınlatıcı, gerek kurumun mesaisi gerek görevlilerin biyografilerine ilişkin Ankara ve İstanbul başta olmak üzere arşivlerde mevcut her türlü arşiv malzemesi, mahkemenin muhtelif dönemlerine ait kayıt ve karar defterleri, resmi belge, bilgi ve çalışmalarından yola çıkarak veri havuzu oluşturacak. Yargıtayın muhtelif dönemlerine ait elde edilecek veriler peyderpey, gerek bilimsel toplantılarda tebliğ gerekse akademik dergilerde makale veya müstakil eser biçiminde hem Türk yargı camiası hem de ulusal uluslararası kamuoyu ile paylaşılacak.' diye konuştu.

Köksal, çalışmanın nihai amacının, Osmanlı'dan bu yana gelen süreçte kapsamlı ve çok ciltli bir 'Yargıtay tarihi'nin ortaya konulması olduğunu anlattı. Üniversite tarafından araştırmaya maddi destek de sağlanacağı bilgisini veren Prof. Dr. Köksal, 'ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü üzerinden yürüttüğü lisansüstü çalışmalarda Yargıtayın tarihçesi, faaliyetleri, kuruma hizmet verenlerin biyografileriyle ilgili yüksek lisans ve doktora tezlerine de öncelik tanıyacak.' ifadesini kullandı.

- Yargıtayın tarihçesi
Osmanlı Devleti'nde mahkemelerin kararlarını inceleyerek yanlış olanları bozma yetkisine sahip yüksek mahkeme bulunmamasından yola çıkılarak, 1868'de Sultan Abdülaziz'in fermanıyla Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye'nin yetkililerinin paylaştırılmasıyla iki kurum faaliyete geçirildi. Bunlardan adli konularla ilgili olana Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay), idare alanları hakkındaki kuruma da 'Şura-yı Devlet' (Danıştay) isimleri verildi.
Yargıtayın ilk hali olarak bilinen ve 'Adli Hükümler Kurulu' anlamına gelen Divan-ı Ahkam-ı Adliye'nin ilk başkanlığına, Halep Valisi Ahmet Cevdet Paşa atandı.

1879'de Nizamiye Mahkemelerinin Kuruluş Kanunu ile Yargıtayın kuruluşuna bir düzen verildi. Bu yasayla Yargıtay artık Divan-ı Ahkam-ı Adliye içinde bir mahkeme yerine başlı başına bir mahkeme olarak konumlandırıldı. Başsavcılık da ilk kez bu kanunda yer aldı.
Anadolu topraklarının işgali ve Milli Mücadele'nin başlamasıyla 23 Nisan 1920'de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) toplandıktan sonra ilk çıkardığı yasalardan olan 'Muvakkat Temyiz Hey'eti Teşkiline Dair Kanun', İstanbul'un düşman işgalinde olması nedeniyle belgelerin İstanbul'a gönderilememesi ihtiyacından doğdu. Bu şekilde Sivas'ta bir temyiz mahkemesi kuruldu ve iki Yargıtay aynı anda faaliyetlerine devam etti.
Cumhuriyet'in ilanından hemen sonra Kasım 1923'te çıkarılan yasayla Sivas'taki geçici temyiz kurulu kaldırılarak Eskişehir'de kurulan Yargıtay, 1935'te başkent Ankara'ya taşındı. AA