AKP’nin yalan ve kumpaslara tanık olduğumuz bir seçime doğru adım adım gidiyoruz...

Aşkım Eskişehir’i çok daha iyi kim yönetebilir… Veya kimin yönetmesini istersiniz?

Bu güne kadar en iyi performansları CHP adayları gösteriyor.

*****

Adayların medyadaki performansı medyada söyledikleri seçmenin daha çok etkilemeye başladı.  Özellikle bu son bir haftadır lansmanlarla projelerini anlatıyorlar…

Seçmen ulusal meseleleri yerel seçimlerde propaganda malzemesi olarak kullanılmasını hiç önemsemiyor açıkçası.

Raylı sistemler ulaşım varken, seçmen tramvayı kullanıp kullanmadığına bakıyor. Ulaşımda sıkıntıları vatandaş çekiyor. Ona bakıyor. Ücretlerin yüksek olduğunu herkes biliyor…

Trafik sorunlarına nasıl çözümler getireceğine bakıyor…

Eskişehir’in kaynak kullanımı ile ilgili vaatlerin yerine gelip gelmediğine bakıyor. Söz verilen vaatlerin de gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine bakıyor…

*****

Bu son bir haftadır belediye başkan adaylarının medya performansı seçmeni etkiliyor.

Neden bunu ifade ediyorum? Sahada dolaştığınızda gelen soruların değişmeye başladığını görüyorsunuz. Yani daha önce sorulan sorular işte, Eskişehir ile ilgili genellikle merkezi hükümet ile uyumluluk üzerine kurgulanmış bir denklemdi…

Şimdi öyle değil… Hizmet meselesi konuşulmaya başlandı… Mesela en çok tartışılan konu başlığı 2019-2014 arası vaatlerin ne kadarını yaptın? Yapamadıklarının meşru mazeretleri nelerdir?

ANKETLERE PEK İNANMAYIN

Anketler meselesine pek itibar etmeyin. Türkiye'de anket firmaları bu konuda çok iyi sınav veremiyorlar… Birçoğu akredite olmamış uyduruk anket firmaları. Genel seçimlerde ne kadar yanıldıklarını gördük. % 8 puana kadar sapma olur mu?

Elbette nokta atışı yakalayan bir iki firma vardı…

Bence şuna bakmak lazım. İlk günden itibaren seçim ısrarla söylüyorum… Eskişehir % 84-85 bandı üzerinden değerlendirilecek.

Çünkü anket sonuçlarına bakıldığında, iki adayın hangisi önde olursa olsun, genel toplamına bakıldığında % 84-85 bandına geliyor. Yani %42 43 bandı, 40-43 bandındalar.

Bu %85'lik kısımda hangi partinin kendi oyunu koruyacağı hangisinin geçişkenliği elde edeceği meselesi var..

Burada da üç etken var. Bir tanesi tabii Yeniden Refah meselesi, AK Parti açısından çok önemli. İYİ Parti ise, CHP açısından çok önemli…

Sürpriz yapıp yapmayacağıyla ilgili de Zafer Partisi'nin tavrı çok konuşuluyor. Zafer Partisi net görüş bildiriyor. Mültecilerin şehir yaşamındaki olumsuz etkileri… Cazip bir propaganda tekniğini kullanıyorlar. Gençlere çok yakın ilgililer. Cumhuriyetçilik, Atatürkçülük, milliyetçilik, ulusal ekonomi ve üretim…

Dolayısıyla da benim sahada gördüğüm, son haftalarda özellikle bu seçmen geçişlerinde, Cumhurbaşkanı’nın sahaya inmesiyle birlikte bir şekilde, kendi adayı ve Yeniden Refah’ın kendi pozisyonunu netleştirmesi ile birlikte tablonun daha da belirginleştiğini düşünüyorum.

Erdoğan’ın Yeniden Refah için söylediklerine karşı milli görüş tabanında çok ciddi tepkiler var.

ESKİŞEHİR’DE DURUM NASIL?

AK Parti'nin kalesi olan bazı ilçelerde, Büyükşehir'e geçişlerde ve ilçedeki oy oranında, Sayın ÜNLÜCE’ye yakın bazı sandıklardan oyların gelebilme ihtimali var… AKP’nin içinde önemli bir gurup ve etkiledikleri seçmen kitlesinin, Hatipoğlu’nun AKP büyükşehir aday gösterilmesinden dolayı çok rahatsızlar.

AKP klasikleşmiş hatalarını bu seçimler de yaptı…

CHP kalelerinde burada daha çok yerel adayın performansı çok öne çıkmaya, onun aidiyeti çok öne çıkmaya başladı… O anlamda ben bazı ilçelerde sürpriz olma ihtimalini çok yüksek görüyorum…

Bence yarışı, o ilçelerde büyükşehir  belediye başkanlığı için oyun taşınıp taşınmayacağı meselesi devreye giriyor…

Yapılan anketlerde seçmenin %36'sı hem adaya, hem partiye bakarak oy vereceğini söylüyor… Yani sadece aday üzerinden ben oyumu belirgin bir şekilde veririm diyen bir seçmen kitlesi yok… Bu da Eskişehir’de başka şeyler ortaya koyuyor…

Tabii şu gerçeği söylemek gerekiyor; Yani Yılmaz hocanın başkan olduğu dönemlerde CHP'nin çok üzerinde oy aldığını biliyoruz. Bu rakamlar çok ciddi rakamlardı.

Çünkü Hoca, partiler üstü olarak değerlendiriliyordu ve kent ittifakını doğal olarak gerçekleştirmişti…

Şimdi kendisi aday değil… Ayşe Ünlüce’nin bir anda aday gösterilmesi bütün denklemi bozmuş görülüyor.

Zira kendi süresi içerisinde Tepebaşı Belediye meclis üyeliğine resmi başvurusunu yapmıştı..

Büyükşehir belediye başkan adaylığı başvurusu yoktu…

Şimdi meraklı gözler şu sorunun yanıtını arıyorlar?

Eskişehir ittifakını başarabilecek mi? İpi göğüsleyebilecek mi? 

Onu 31 Mart akşamı göreceğiz.

ZAFER PARTİSİ YÜKSELİŞTE, YENİDEN REFAH VİTES YÜKSELTTİ…

Yeniden Refah’ın ve Zafer Partisinin performansındaki ivmenin yukarı çıkması ve aşağı çıkmasıyla çok doğru orantılı olmaya başladı… Yeniden Refah, örneğin %3'ün üzerine çıkarsa, bu AK Parti açısından başka bir şey ifade eder. İYİ Parti % 3'ün 4'ün üzerine çıkarsa başka bir şey ifade eder.

DEM % 3, 4’ ü alırsa bambaşka bir tabloyu ifade eder.

Zafer Partisi büyükşehirde % 3 alırsa başka bir tabloyu ifade eder.

Dolayısıyla da ben adaylardan ziyade, bu üç-dört partinin alacağı oy miktarının esas olarak belirleyici olacağını düşünüyorum.

Tabii ki burada adaylarının performansı çok önemli… Ama ben her iki adayın da esas olarak gelecekleri yere geldiğini düşünenlerdenim. Yani Sayın ÜNLÜCE’nin ve  Sayın Hatipoğlu’nun da şu an gelebilecekleri oy oranına geldiğini düşünenlerdenim.. Bu 2, 3 puanlık farkın kapatılma olasılığı var mı? Elbette var.

Üç partinin seçmen davranışının değişmesiyle birlikte de ortaya çıkıp seçim sonucunun belirleyici olacağını düşünüyorum.

Ancak iki parti de başkanlıkları birbirlerine ikram ediyorlarmış gibi davranıyorlar.

Dedim ya …Bu seçimlerin kaderini %15’lik bantta duran stabil seçmen ile düşük emekli gurupları belirleyecek..

Vatandaş ne projelere bakıyor, ne de gerçekleşip gerçekleştirilmediğine…

Tek baktığı yer cüzdanı. Akşama kaynayacak olan çorbası…

Şimdilik ikisi de boş…

Korkarım ki bu seçimlerde sandığa gitmeyecek olan veya gidipte geçersiz oy kullananların sayısı oldukça fazla olacak.