Zafer Çatel yazdı.

İş portföy GM Tevfik Eraslan, Blomberg TV finans merkezi programında şunları söylüyor.. Şimdi TL' nin değeri 1994 ler deki gibi olduğunu söyledi..
Kısacası satın alma gücümüz 94'lü yılara döndük. Hani her şey iyiye gidiyordu..
Tayyip Erdoğan iktidarda kalabilmek için geçmişi sürekli kötülüyordu. Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, dönemlerini seçim meydanlarında sürekli eleştiriyordu.
Havuz medyasının televizyonları ve gazeteleri sürekli o günlere ait görüntüleri ve haberleri yayımlıyordu.

Kişi başına milli gelirimiz 11 bin dolardı. Dillerinden düşürmüyorlardı... Zenginleştiklerini söylüyorlardı.. Nasıl? Bir hesaplama ise, sürekli bununla övünüyorlardı. O zaman dolar onların gözbebeğiydi.
Yerli ve milli olduklarını söyleyenler nedense zenginliklerini dolarla ifade ediyorlardı..
Kendi dönemini öve öve bitiremiyordu.
Şimdi, nedense kişi başına düşen milli geliri ağızlarına bile almıyorlar..

ŞİMDİ DUVARA TOSLADIK..
Enflasyonu bir türlü tek haneli rakamlara düşüremedik. İstihdamı sağlayamadık. İşsizliği gideremedik.
Faizleri aşağıya çekemedik.
Varlıklarımız yarı yarıya ucuzladı.
Kısacası yaşantımız % 50 daha pahalı oldu.
Hazine bono faizleri % 24.
İşte ekonomimiz bu durumda.
Yanlış politikalarla geldiğimiz son nokta.
Ülkeyi kimler bu hale getirdi?
Herhalde ben getirmedim.
Muhalefet de getirmedi.
Kim? getirdi.
AK parti.
Efendim 'kursavaşları' varmış. Elbette var. Bu günkü sorun değil ki. Hep vardı.
Ticaret savaşları var..
Yarın da olacak..
Sen, dolarla bu kadar haşır neşir olursan, ekonomin dolarizasyon olursa bir gün olur bunlar başına gelir.
Siz, bunun için ne? Tedbirler aldınız. Küresel ekonomideki gelişmeleri neden takip etmediniz veya edemediniz?
Hem küreselci olacaksınız, sonrada 'yerli ve milliyiz illüzyonu' ile halkı kandıracaksınız!
Satılmadık neyimiz kaldı ki?
Böyle bir mantık olamaz..

Olayın vahamet boyutunu hala görebilmiş değiller. Fakir fukara, dar gelirli yandı ki nasıl yandı.
Bu öyle üç beş kuruş vermekle düzelecek bir tablo değil..Allah fakirin, fukaranın, garip, gurabanın yardımcısı olsun..
Bu kış çok sert geçecek..
Mutfakta yangın var.
Gören kim?
Herkes görüyor, fakat görmezden geliniyor.
Onların gözü görmez, kulakları işitmez.
İşlerin dombra ile yürümeyeceğini anlamış olmaları gerekir. Sürekli algı yöntemleri ile bir zaman kadar insanları kandırırsınız, ondan sonra kandıramazsınız!.
Gerçekler ortaya çıkınca insanlar güvenlerini yitirmeye başlarlar.
Kritik eşik çizgi burasıdır..
Bunu en iyi bilmesi gerekenler AK partinin kurumsal yöneticileri..
O koltuklara atanarak oturmak kolayda, halka güven vermek zor..

TÜİK NELER SÖYLÜYOR?
Tarım ve gıda fiyatlarında yukarı doğru gidiş var. En çok tükettiğimiz ürünlerdeki bu artışlar vatandaşın sofrasını olumsuz etkiliyor. Pazar fiyatları ile TÜİK'in verileri arasında ciddi bir uyumsuzluk var.
Yani vatandaşın enflasyonu ile devletin enflasyonu çok farklı. Bu farkı görebiliyorsunuz..
Türkiye'nin öncelikli konuları, enflasyon, yüksek faiz, yüksek döviz kuru olarak görülüyor ama bütün bunların arkasında ekonominin darboğazda olması var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısındaki sert değer kaybını Türkiye'ye karşı açılmış bir ekonomik savaş olarak nitelendirmişti.
Dolardan etkilenen sadece Türkiye değil ki. Neden? Gelişmiş diğer ülkeler etkilenmiyor da bizi bu kadar fazla olumsuz etkiliyor?
Başkan Erdoğan; Merak etmeyin, Enflasyon Tek haneye gelir diyor!.
Lafla peynir ekmek gemisi yürümüyor ki…
Fakirin hali ne olacak?
Un fiyatları bir günde, iki katına çıkıyor. Tarladaki fiyatla, pazardaki fiyat farkı açıklanamıyor.
Marketlerdeki ürünlerin ve raflardaki gıdaların etiketleri sürekli değişiyor.
Fırsatçılar gözü dolarda. Bunlarda mı dolarla işlem görüyor. Neden fiyatlar artıyor? Eğer ekonomik gerekçe yoksa bütün bunlar neden, nasıl oluyor? Bilmiyorum. Esnaf kesimi, ticaret erbabı dürüst olarak biliyorduk, fırsatçılık yapmaz diyorduk ama hepsi fırsatçı çıktı.
Etiketleri saatlik değiştiriyorlar.
Firmalarda gramaj oyunu yapıyor.

SORUNUN TEMELİNDE HESAPSIZLIK VAR..
Bu sorun başta, cari açığın büyüklüğü ve cari açığın finansmanı konusundaki güçlüklerdir. Hadi dövizin yüksek seyretmesi ile ithalatta önemli azalmalar olacak. Hadi diyelim, yarı mamul ve hammadde girdilerini ne yapacaksınız..
Bunları dövizle alacaksınız. Bunların fiyatlara yansıması enflasyona neden olmayacak mı? Üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle de ürettiklerinizi nasıl satacaksınız?
Maliyetleri karşılamayan üretici güçler üretmekten vazgeçecekler..
Peki Faiz? Uzun dönem etkisini göstermeyecek mi? Maliyet enflasyonu vatandaşa yansımayacak mı? Yansıyacak. Ekonomi, döviz ve faiz kıskacında ..vatandaşın satın alma gücüde yarı yarıya düştü..
Yapılan bütün orta vadeli programlar ve merkez bankasının asli görevi olan fiyat artışlarını önleme programları da çöktü..
Bir kere bile isabet yok..
Ne olacak?
Bunlarda mı? Dış kaynaklı. Akılsız başın çilesini ayaklar çeker.
Olumsuz tablonun kapıyı çalacağı biliniyordu, ekonomistler tarafından sürekli uyarılıyordu..
Bilinmez bir nedenle, ısrarla ve inatla kendilerini az çok ekonomiden anladığını söyleyenler tarafından olumsuz gidişat görmezden geliniyordu
Neymiş efendim? Enflasyon tek haneli rakamlara inecekmiş. Hayal görüyor bunlar. Bu kafayla, bundan böyle 'tek haneli rakamları en az10 sene' göremezsiniz.
Emin olun! Adım gibi biliyorum, O zaman da kandırıldık diyecekler.. Beyler kim veya kimler tarafından kandırıldınız?
Şimdiden,kandırılma kılıflarının içine girmeyin sakın!..
Bizden söylemesi..