İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:
'Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız!'
Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
'O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum.'
Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış:
'Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para!'

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ortada. Zam üstüne zam haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bir çarşı pazar yapmak, market alışverişine gitmek sabit ve dar gelirliler için imkansıza yakın olmaya başladı.
İnsanlar 'ekmeğe zam gelecek mi? Simit 4 TL olmuş, yağın kilosu aldı başını gidiyor, benzine zam geldi, nasıl alacağız?' gibi dertlerin peşindeyken kamu ihalelerinden garanti para alanlar ve hükümete yakın çevrelerden ekonomik sıkıntılara yönelik 'muhalefetin oyunu' benzeri açıklamalar geliyor.
Hatta işi ileriye götürüp 'soğan ekmek yiyin', 'ekonomi şahlanıyor', 'dış güçlerin oyunu' gibi açıklamalar yapanlar var.
Sonuç olarak iki Yahudi'nin fıkrasındaki gibi bizim de aklımız fikrimiz hep parada!

Moşe, sinagogdahaham ile konuşuyormuş.
'Haham', demiş, 'Tanrı katında bin yıl nedir?'
'Bir saniyedir' demiş Haham.
Moşe, 'Peki' demiş 'Tanrı katında bir milyon dolar nedir?'
Haham bu soruya da 'Bir senttir' cevabını vermiş.
Moşe hemen ellerini havaya kaldırmış, başlamış duaya;
'Tanrım şu kuluna bir sent lütfetsene!'
Bir ses kulağına çalınmış;
'Peki, bir saniye...'

Sonumuz Moşe gibi olacak diye korkuyorum artık.