Ölüm hariç hiçbir şey hayatın sonu değil.
Güzel başlayan hiçbir şey de devamlı değil.
Dünya bu!
İn bin dünyası işte!
Bilemiyoruz ön mü son mu!
İniş aşağı desendeğil yokuş yukarı desen değil; inişli mi yokuşlu mu tam kavrayamıyoruz.
Bir türlü karar veremiyoruz doğru mu,doğru doğru dost doğru mu yoksa yalan yanlış mı!
Anlayamıyoruz hiç; hesap eden mi, hesap açan mı, hesap kesen mi, hesap tutan mı, hesaptan düşen mi, hesabı şaşırtan mı, hesabı şaşmayan mı yoksa hadsiz hesapsız mı!
Bir düzendir gidiyoruz işte.
Bu hengamede ortalıktan kaybolmayalım aman.
Kanımızdan canımızdan da olsa birilerine muhtaç olmayalım aman.
Kendi işimizi kendimiz göremediğimiz zaman bu dünyadan gitmeye dahada hazır olalım aman.
Olalım olmasına da pek öyle olmuyor işte.
Herkes hikayesini kendi tarafından anlatıyor.Anlayıp dinlemeden anlatmaya çalışıyor üstelik. Karşıdaki istediği kadar, işine geldiği kadar alıyor alıyorsa.
Kendimiz gibi hissettiğimiz kişi sayısı da kendimizin gibi hissettiğimiz yer sayısı da azaldıkça azalıyor. Nereye gitsek gurbette hissediyoruz kendimizi niyeyse.
Yakın çevremize yük olur muyum diye içimizde hep bir sızı var.Arkasından koştuklarımız bizi çok yoruyor. Gül olup kuş kondursak da yapacağını yapıyor bazıları.
Anlaşılmak için çabalasak da anlayanların az olduğunu biliyoruz aslında. Anlatmakta zorlandıkça zorlanıyoruz niyeyse. İnsanların birbirini anlama çabası azaldıkça azalıyor.
Görüşler, bizim görüşümüze bırakın yakın olmayı teğet bile geçmiyor.
Yaklaşımlar ve yorumlar kişiliğimize hiç uymuyor.
Kendimizi kısıtlamadan yaşadığımız alan daraldıkça daralıyor.
İsteğimiz gerçekleşemiyor. İmrendiğimizi, elde edemiyoruz.Amacımıza ulaşamıyoruz çoğu kere. Hevesimiz kursağımızda kalıyor.
Nasıl oluyorsa oluyor tamtakır kuru bakır da oluveriyoruz beklemediğimiz bir anda.
Bütün bunlar herkesin başına gelebilir
Herkes sudan çıkmış balığa dönebilir.
Çıban önceden koparılamamışsa yeni tedbirler almak durumundayız.
Hal ve şart ne olursa olsun çare aramak, çare bulmak durumundayız.
Azim, gayret, çaba, sabırlazım tabi bunlar için.
Hal ve şartlar aleyhimize olabilir.
Halimizden ve gidişten şikayet edip durmanın anlamı da gereği de yok.
Aradıklarımızı bulamadığımızda bunları yaratabilmek için çabalayacağız.
Bugünün bir de yarını var. Gün haftayı, hafta ayı, ay yılı, yıl yılları kovalar durur. Yarınlar iyi olacak inşallah.
Her yer her zaman güllük gülistanlık olmayabilir.
Her işin bir çözüm yolu vardır, aranıp bulunmalıdır.
Ayrı telden çalanlar usulüne uygun bir şekilde uyarılmalı.
Ateşe benzin sıkacaklara karşı hep uyanık olunmalı.
Kapıları açık tutmalı. Bir gün, bir şekilde geri dönüleceği hep hesap edilerek kapılar kapatılmamalı.
Eğrisiyle doğrusuyla, eğrisi doğrusuna denk gelinceye kadar mücadele edebilmeyi göze almalı.
Doğru bildiğimizi her şartta savunabilecek güce erişmeliyiz. Bu mümkün.
Adımız kalsın yeter. Adımız iyi anılsın yeter.
Ortalıkta kalmayalım yeter.
İnanı, insanlığı unutmadıkça her şeyin bir çözümü var.
Sultan 2. Mahmut'u Sultan Mahmut'un sıkılıp dara düştüğünde de neşelenip dünyaya daldığında da okuyup kendine çeki düzen verdiği yüzüğüne işli 'Bu da geçer ya Hu!' sözü aklımızdan çıkmasın aman.
Çözüme sarılalım yeter.