58 Yaşına gelmiş bir insan, aktör olsa dahi bu kadar iyi oyunculuk ve bu kadar 'diri' bir görüntü sergilediği zaman elbetteki herkeste ufak bir hayranlık oluşuyor. Brad Pitt'in Troy filminde canlandırdığı achiless karekteri ile günümüzde, en yeni işi olan Suikast Treni'ninde canlandırdığı Ladybug karekterleri arasında sadece hafif kırlaşan saçları olduğunu görebiliyoruz.
*
Japon yazar Kōtarō Isaka'nın romanından uyarlanan 'Suikast Treni'nin yönetmen koltuğunda son zamanların meşhur aksiyon yönetmeni David Leitch oturuyor. Brad Pitt'in yanı sıra Hiroyuki Sanada, Josh Kruze, Andrew Koji, Aaron Taylor-Johnson, Brian Tyree Henry ve Joey King gibi isimlerden oluşan kalabalık bir kadroyu izliyoruz. Tokyo'dan Kyoto'ya yol alan bu hızlı trenini yolcularından biri ise Brad Pitt'in hayat verdiği, içi milyonlarca dolu dolarla dolu olan bir evrak çantasını çalmak üzere görevlendirilmiş 'Uğurböceği' lakaplı bir suikastçı. Fakat lakabının 'Uğurböceği' olduğuna bakmayın, yolculuk boyunca bu suikastçının başına gelmeyen felaket kalmayacaktır. Uzun yıllar boyunca suikastçı olan Uğurböceği, yeni bir görev için Tokyo'dan kalan bu hızlı trene binmek için yola çıkar. Uğurböceği'ni patronuyla telefon konuşmasındayken gördüğümüz ilk sahneden itibaren terapi almakta ve ruhsal açıdan kendini geliştirmeye çalışmakta olduğunu görürüz. Aslında filmin absürt ve en karakteristik yanını oluşturan da budur: Mental olarak iyileşmeye çalışan ve şimdilerde kimseyi öldürmemek için söz vermiş olan bir suikastçının çıktığı kapkaç yolculuğu.
*
Japon esintileri olan filmlerin, artık izlediğimiz her filmde biraz biraz hissedildiğini görüyoruz ve asla kötü bir iş yapmadıkları da aşikar. Bir efsanenin kariyerinin belkide son zamanlarına tanık olduğumuzu günlerde, izlenecek güzel yapımlardan bir tanesi 'Suikast Treni''