Ne zaman bir maden faciası haberi duysamaklıma Soma faciası ile aynı yılda Karaman'ın Ermenek ilçesinde meydana gelen maden ocağı kazasını ardından babasının madenden çıkarılmasını beklediği sırada 'Babama Galatasaray'ın maçı var dersek madenden çıkar' diyen Ömer Asaf gelir.
O kaza, küçük yaşta Ömer Asaf'ı babasından ayırmış yetim bırakmıştı.
Acının tarifi yok!
Maden işçileri….Ölümle hayat arasında gidip gelen bir yaşam öyküsünün aktörleri.
Dün Soma, Ermenek bugün Bartın Amasra…
İçimizi dağlayan yüreğimizi kanatan Amasra maden faciasında geriye kalan gözü yaşlı anneler,babalar,eşler,çocuklar…
Ateş düştüğü yeri yakıyor!
'Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz' diye sosyal medya hesabından paylaşım yapan ve şehit düşen Derecik Köyünden Yasin Çelik'in bu satırlarını okuyunca göz pınarlarımız nemlendi.
Ya arkadaşları için canını feda eden Yener Saygın.
6 arkadaşını madenden sağ çıkarıp tekrar ocağa dönüp'Aşağıda arkadaşlarım var onlarıda çıkarmam lazım' deyip bir daha o karanlık ocaktan çıkamaması sözün bittiği yer!
Hepsi emekçi ve güneşe hasret maden işçisi.
Bu satırların yazarının daİşçibir babanın evladı olduğundan mıdır bilinmez ama içinde işçi sözcüğünün geçtiği acılı haberlerde gönül dünyam alabora olur hep!
Elde değil!
Neyse…
Soma'dan sonra şimdide Amasra maden faciası yüreğimizi dağladı.
41 vatan evladı kömür tozlarının arasında can verdi şehit düştü.
Helal maişet uğruna toprağın yüzlerce metre altında bir avuç kömür için can veren yiğitler mekanınız cennet olsun!
Dün internette okudum. Hatta birçok haber kanallarında da geçti.
Facianın yaşandığı kamu kuruluşu olan maden ocağında tam 3 yıl önce Sayıştay denetleme yapmış.
Ki Sayıştay bu anlamda dış denetim olarak kurumları önyargısız, tarafsız ve bağımsız olarak uzmanları tarafından denetliyor!
Denetçilerin yapmış olduğu araştırma ve inceleme bulgularına göre bu maden ocağı hakkında kapsamlı rapor yazıp eksik görülen hususları maddeler halinde yetkili mercilere sunmuşlar.
Meslek yaşamını kamuda geçirmiş birkardeşiniz olarak belirtmeliyim ki Resmi Kurumlar Sayıştay Raporlarında yazılı hususların gereğini titizlikle yerine getirmek zorunda.
Peki bu ocağı yönetenler ne kadar raporun gereklerini yerine getirmiş, ihmal varmı yok mu? Savcıların vemüfettişlerin soruşturmalarından sonra ortaya çıkacak.
Dolayısıyla devletin en tepe noktasındaki denetim kurumu olan Sayıştay 2019 tarihli raporunda : 'Amasra'daki madenin üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığını, çalışılan damarlarda gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, ani gaz degajı ve 'grizu patlama riski arttığını…' belirtmiş.
Aradan tam 3 yıl geçmiş.
Geçmiş geçmesine de eğer raporda yazılı hususlar giderilmemişse durum vahim!
Dilim varmıyor ama felaket göz göre göre geldi o zaman!
Haaa şunuda belirtelim.
Bu felaketi kaza ve kader ile izah etmeye çalışmak bu aşamada bilimi inkar etmektir.
Masum ve gariban işçilerin alın terlerini,güvenliklerini dikkate almayan bir çarkın parçası olmaya davet edilen dini anlayıştan biz uzağız. Kader deyip milletin gazını almaya yönelik açıklamalarla ve o tarz dini yorumlarla bu mesele geçiştirilemez!
Yerin kilometrelerce altında ekmek parası için türlü eza, cefa ve meşakkatle çalışan kardeşlerimizin fedakarlığı her türlü takdirin üstünde olmakla birlikte, ölüm riskiyle güvensiz ortamda çalışmaya mahkum edilişleri, bugünün dünyasında büyük bir trajedidir.
Bir tarafta konforun alabildiğine sonsuz bir şekilde icra edildiği bir yaşam tarzı, diğer tarafta adeta çağdaş köle statüsünde yerin metrelerce altında kömür isi ve gaz kokusuyla ölüme mahkum edilmiş, kazma ve kürek mahkumları…
Böyle bir dünyada; haktan, adaletten, emekten, emek hakkından ve merhametten bahsetmek çok zordur.
O sebeple bu kazalar, çoğunlukla yetkililerin maden işçilerinin güvenliğini sağlayacak ekipmanları temin etmemesinden, gerekli önleyici tedbirleri almamasından kaynaklanıyor.
Peki bu işle uğraşan diğer ülkelerde durum nasıl?
Madencilik sektöründe bilim ve teknolojiyi sonuna kadar kullanan ülkelerde maden faciaları son yıllarda yok denecek seviyededir.
İnsan sağlığını ve güvenliğini ön plana çıkaran gelişmiş ülkelerde kaza bizim gibi çok sık meydana gelmiyor!
Maden kazalarının en çok görüldüğü ülkeler İşçi sağlığı ve güvenliğine yeterli yatırım yapmayanlar olduğunu biz değil uzmanlar söylüyor.
'Kader' meselesine gelince….
Deprem örneği ile kısaca açıklayalım!
Japonya'da 7 şiddetindeki deprem oluyor kimsenin burnu kanamıyor!
Ya diğer ülkelerde aynı şiddette deprem meydana geliyor binlerce insan ölüyor!
Şimdi buna nasıl kader diyeceğiz!
İşte maden ocaklarının da durumunu da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Bilmem anlatabildin mi?
İçimizi dağlayan,yüreğimizi kanatan faciaların bundan sonra yaşanmaması en büyük temennimiz.