Yolumuz hep fuar alanına düşecek değil ya. Bu kez şehir hastanesine düştü yolumuz.
Temel atılırken oradaydık..
Şimdi Ankara yolundan giderken görüyorsunuz heybetli binayı. Bir sanat şaheseri.
Yapımından tutunda, katkı verenlere binlerce teşekkür.
Neden?
Çünkü insana dokunuyor. İnsana hizmet ediyor. Her dokunuş bir Allah razı olsuna dönüşüyor.
****
Yapımından başlarsak, oldukça eleştirilere neden olmuştu bu hastane. Burun bükenler vardı.
İdeolojik olarak karşı çıkanlar vardı.
Nabi AVCI'nın katkısını unutmamak lazım. Yoksa programda yoktu. Başka bir şehir'e gidiyordu.

Diyorlardı ki, işte Yunusemre yıkıldı yerine yenisi yapılıyor. Eskişehir' de çok sağlık kuruluşu var!
AK Partinin en önemli hizmetlerinden biridir oysa... Yunusemre hastanesi de öyle.
Şöyle bir alışkanlığımız var.
AK Partinin yaptığı bir hizmet mi var. Hemen kulp takarlar.
Yahu yapılan hizmetleri görmezden gelmek, körlüktür...
Çevre yolları, alt –üst geçişleri ile çevre düzenlemeleri ile görsel bir sanat şaheseri gibi duruyor.
****
Torun hasta olunca koşturuyorsun. Yolum düştü. Yaygın bir Enflüanza var çocuk acillik.
Doktorları, laboratuvarları ile hizmet veriyor.
Dev bir kompleks.
Yürüyen merdivenler, asansörler sürekli çalışan bir uzay üssü gibi.
24 saat aktif.
****
Sonuçta,insanlara hizmet ediyor. Sağlıktan öte bir şey yok ki.
Güvenlik, danışma, hemşerileri,yardımcı sağlık personeli,temizlik hizmetlileri ile girer girmez fark ediliyor.
Poliklinikler dolu..
Bazen diyorum ki, Allah Allah bu insanlar hepsi mi hasta? Yahu, ne doktor yetişir, ne hemşire..
Bin bir emekle yapılmış mucize bir eser gibi duruyor...
Sanki büyük bir otomobil fabrikası gibi.

****
AK partinin Sağlık sitemine çok önemli katkıları var.
Yani 2.3 basamak tedavi merkezleri
Fakat bu kadar yoğunluğu bunda sonra kaldırabilir mi?
Bilmiyorum.
Sorunlar pandemi nedeni ile birikmiş..
MHRS var ama randevu alamıyorsun.
Demek ki sistemde bir önemli tıkanma var.
MHRS'nin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Öyle her nezle olan hastaneye gelmemeli.
İlk kademede çözümlenmeli.

Demekki, kademelendirme de doğru gitmeyen bir şeyler var.
Peki, bu durum biliniyor mu?
Evet biliniyor.
Çözümü var mı? Elbette var.
İş aile hekimlerinden, yani ilk basamaktan başlıyor.
****
Başhekim Yaşar BİLDİRİCİ yardımcı oldu bizlere. Kendisi aynı zamanda çocuk doktoru, bir tarafta öğretim üyeliği görevini de sürdürüyor...
Hastaneyi anlatıyor bana.


Ne diyeyim. Teknik özelliklerinden,kapalı alanlardan, otoparklarından laboratuvarlarından, görüntüleme merkezlerine. Öyle ki, 3 Tesla MR cihazları 24 saat faal. Eskiden bilirim. Röntgen çektirmek için bile bir ay beklerdin. Şimdi, her şey dijitalleşmiş.. Tomografi ve ultrason cihazları. Ped. Çekimleri. Poliklinik sayılarından, ameliyathane sayılarına kadar.
Yapılan üst düzey ameliyatlarına kadar.
Tıbbi donanım ve teknoloji en üst seviyede..
Çocuk kreşi, açık ve kapalı sosyal donatıları ile. Say say bitmez.
Sadece pazartesi günkü hasta poliklinik sayısı 11.800.
Ve yapılan hizmeti.
Gerisini anlatmaya gerek yok.
Hekim sayıları, tıbbi personel, ana branşlar, diğer yarımcı ve teknik personeli koyduğunuzda rakam 4 binleri aşıyor.Bu rakamı bir tahayyül edin.
****
Bir kampüs.
Bir üniversite.
Bir organize sağlık birimi.
Dev bir yapıt.
****
Sabahtan başlayan bu hareketlilik, gece yarılarına kadar devam ediyor.
Acil hiç durmuyor.
Birde, bu bakış açısından bakmak lazım.
5 yıldız değil on yıldızlık konfor..
Efendim, elbette eleştiriler olacaktır.
Fakat, hizmet kalitesini de görmek lazım.
Bu hizmet sizin kim? Olduğunuza bakılmadan veriliyor.
Başhekimlerin üst düzey yöneticilerinin vatandaşla yakın ilgileri. Yardımcı personel öyle. Vallahi hayran kaldım.
Vatandaşın memnuniyeti üst düzeyde.
****
Öyle 30 dak sohbet ile olacak şey değil.
Deprem ülkesiyiz.
Diyorlar ki, neden? buraya yapıldı çok uzak.
Allah Allah! Şehir merkezinde böyle bir yer mi var?
Efendim neymiş?
Şehre uzakmış?
Zaten öyle olur.

Tıp fakültesi de, 10 sene öncesine kadar çok uzaktı. Şimdi öylemi. Ulaşılabilirlik olanakları artınca sorun olmuyor.
Şehir hastanesi; Bilecik, Afyon, Kütahya, Bolu, dahil tüm çevre illere de hizmet veriyor.
Elbette trafik yoğunluğu olacak.
Bu nu çözmek, devletin ve belediyenin çözeceği bir iş.
Büyükşehir, zaten ulaşım sistemleri ile çözmüş. Tramvay ve otobüs var.
Yönlendirme levhaları ile nereye ulaşacağınızı biliyorsunuz.
Kısacası, hastaneye değil bir uzay üssüne gelmiş oluyorsunuz.
Çok kısaca anlatı.
Hatırlayın,17 ağustos depremini. Hafızalarınızı tazeleyin.
HASTANELER 1. derece de önemlidir. En önemlisi… Yıkılıp yeniden yapılıyor.Öyle güçlendirilmeyle olacak bir şey değil.
Yenileniyor.
Bu hizmetler çok önemli.
Çürük binalar yerini, son teknoloji ile yapılmış eserlere bırakıyor.
Bu hizmetlerin önemini kavrayalım.
Yapanlara, yaptıranlara, hizmet edenlere teşekkür etmesini bilelim.Başhekiminden yardımcılara, tüm ekiplere, güvenlikçisine kadar hizmetlisine kadar bu başarıda emeği geçen herkes alkışı hak ediyor.
***
Ahmet KUTSİ Tecer'in en çok bilinen bir şiiri geldi aklıma.
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Ben de hoş görünüze sığınarak bir ekleme yapayım.
Orda bir hastane var, uzakta
O hastane bizim hastanemizdir.
Orda bir ses var, bir şifa merkezi var uzakta
O ses bizim doktorlarımızın, hemşirelerimizin, sağlıkçıların sesidir.
Görmek istemesekte, bu eser milletin sesidir, eseridir.
****
17 AĞUSTOS 1999
TÜRKİYE'nin acı günüydü. Deprem Türkiye'yi sarsmıştı.
Kırıldık.
Fayların en ucu, en acımasızı.
Fayın enerji boşaltması.
Hazırlıksızdık.
****
Şehrimizde hissedilen ve merkez üssü Düzce olarak açıklanan deprem nedeniyle can kaybı olmadan atlattık çok şükür..Afad merkezinde çalışma guruplarının Allah yardımcısı olsun…
Eskişehir, AFAD ekibi koşturuyor..
Türkiye bir gerçeği var. İlla sallanınca mı aklımıza gelecek. Bakın bu şehir hastanesindeki, erken uyarı sistemini algılayacak yüzlerce sensor var.
Anladınız mı ey eleştiriyi yapanlar.
Hastanenin ne kadar önemli olduğunu her halde idrak edebilmişsinizdir.
Deprem konusunda Eskişehir son yönetmeliklerin uygulanmasında son derece titiz. Alınacak tedbirler alınıyor. Artık fayları konuşmak gereksiz.
Türkiye deprem ülkesi. Her tarafımız faylarla sarılmış. Her yerde deprem üretebilir. Önlemler alınmalı. Ne yapalım da en az riskle bunları atlatalım.
Nasıl en az hasarla kurtuluruz.
Depremi önceden haber alabilirsek, işte o zaman geç kalmadan önlemlerimizi alırız. Deprem bilincini oluşturamamışız. İnsanlara boş şeyler öğreteceğimize işe yarar şeyleri öğretelim değil mi?
Deprem öldürmez bina öldürür.
Geçmiş olsun Türkiye.
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.

Günü sözü.
Başarılı iseniz biliniz ki, bir gün cezalandırılacaksınız! Kaplan sırtında politika yapmak!… Düştüğünüzde ise, sonunuz gelmiş demektir.
Refazi