Eğitim Bir-Sen Kadın Kolları Başkanı Şerife Bilik, Eğitim Bir-Sen şube binasında yaptığı açıklamada 28 Şubat sürecinde yüz binlerce insanın uğradığı hak ihlallerine dikkat çekerek mağduriyetlerin giderilmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirterek imza kampanyası başlattıklarını duyurdu.
BİNLERCE KİŞİ MAĞDUR EDİLDİ
Başörtülü kadınların eğitim ve çalışma haklarının ellerinden alındığını, baskıların kamuda olduğu kadar özel sektörde de yaşandığını söyleyen Bilik, “Yüz binlerce kişinin eğitim ve çalışma hakkının elinden alındığı, okullara turnike ve ikna odalarının kurulduğu, cuntanın baskısıyla, kamunun yanı sıra, özel sektörde de aynı zulümlerin yaşandığı, millet iradesinin sadece tanklarla değil silahsız kuvvetlerde de ipotek altına alındığı, ezberletilmiş irtica masallarının kulaktan kulağa yayıldığı post modern darbenin üzerinden 28 yıl geçti. Sincan’da yürüyen tanklar, sadece halkın iradesinin değil, inancımız ve değerlerimizin de üzerinden geçmiştir. Hayallerimiz, umudumuz, güvenimiz, inancımız yok edilmek istenmiştir. Burada hazır bulunanlar en uzun gecenin 21 Aralık değil 28 Şubat olduğunu bilirler. Sadece 1997-2001 yılları arasında kılık kıyafet nedeniyle, 33 bin 271 öğretmen soruşturmaya uğramış, 11 bin öğretmen istifa etmiş, 3 bin 527 öğretmenin görevine son verilmiştir. İrtica gerekçesiyle 210 vali ve kaymakam hakkında rapor tanzim edilmiş, bin 635 Türk Silahlı Kuvvetleri personeli irtica suçlamasıyla ihraç edilmiş, yaklaşık 6 milyon insan fişlenmiştir. 20 yıl sonra artçı bir saldırı olarak 15 Temmuz darbe girişimini deneyenlerin postalı 28 Şubat’takiyle aynıdır” diye konuştu.
"Herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz"
Sürecin takipçisi olacaklarını belirten Bilik, imza kampanyası başlattıklarını söyleyerek, “Bu bağlamda Anayasa’nın 24. maddesinin, ‘Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının kıyafet tercihine ya da başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz. Hiçbir kadın; dini inancına veya isteğine dayalı olarak tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılmaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz’ alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda, devlet ancak dini inancı sebebiyle tercih ettiği kılık ve kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir” ifadelerini kullandı.