Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde hâlen çalışır durumda olan ve aktif olarak kullanılan bu 180 yıllık antika makine, hem nostalji meraklılarının hem de tarih tutkunlarının ilgisini çekiyor.
Alman yapımı olduğu tahmin edilen ve 1850’li yıllarda Türkiye’ye getirildiği belirtilen makine, neredeyse iki asırdır matbaa kültürünün yaşayan bir parçası olmayı sürdürüyor. Türkiye’de bu tipte hâlâ aktif çalışan başka bir örneğinin olmadığını belirten Ekici, gelen teklifleri ise kesin bir dille reddediyor:
“Taş yerinde ağırdır.”
"Gazetemizi 2004’e kadar bu makinayla bastık"
Oğuz Ekici, tarihi makineyle bağını şu sözlerle anlatıyor: “Yaklaşık 180 yaşında olan bu matbaa makinesiyle, 1973 yılında yayın hayatına giren gazetemizin 2004 yılına kadar dizgi ve baskısını gerçekleştirdik. El dizgisi hurufat sistemiyle çalışıyor. Renkli baskı imkânı olmasına rağmen, biz sadece siyah mürekkeple çalışmayı tercih ettik. Özel bir mürekkebi var ve hâlâ aktif şekilde çalışabiliyor.”
Ekici, iş yerini sadece bir matbaa değil, aynı zamanda kültürel bir durak olarak gördüğünü de vurguluyor. “İş yerimizi müze tadında muhafaza etme gayretindeyim. Her gün onlarca ziyaretçiyi ağırlıyoruz. Gelen herkesin dikkatini çeken ilk şey bu makine oluyor. Hem geçmişi yaşatıyor hem de insanlara matbaanın köklerini hatırlatıyor.”
Antika meraklıları ve müzeler kapısını çalıyor
Tarihi makineye ilgi yalnızca ziyaretçilerle sınırlı değil. Türkiye’nin dört bir yanından antika koleksiyoncuları ve müze yetkilileri, makineyi satın almak istediklerini belirterek Ekici ile iletişime geçiyor. Ancak Ekici, makinenin bulunduğu yerde değerli olduğunu düşünüyor ve gelen tekliflerin hiçbirini kabul etmiyor.
Sivrihisar’da bulunan bu küçük matbaa atölyesi, bir dönemin emekle yoğrulan basın tarihini yaşatmaya devam ediyor. Matbaa, aynı zamanda teknolojinin bugünkü hızına karşı sessiz bir direnç olarak da ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.