Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi adına yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Bildirici, özellikle yeni aile sağlığı merkezlerinin açılmasının, nüfus yoğunluğunun daha etkin yönetilmesine katkı sağlayacağını vurguladı. Aile sağlığı merkezlerinin, vatandaşların sağlık hizmetlerine daha kolay erişimini sağlamak ve sağlık hizmeti sunumunun kalitesini artırmak amacıyla önemli bir adım olduğunu belirtti. Bu tür çalışmaların sağlık sistemine sürdürülebilirlik kazandırarak, Eskişehir'in sağlık altyapısını güçlendireceğini ifade etti.

Bakanlığın aile hekimi hekimi başına düşen nüfus sayısını azaltmayı planladığını belirterek, “Bizim ilimizde de aile hekimi başına düşen nüfus sayımız ortalama 2 bin 970 diyebiliriz. Toplam sağlık muayenesi içinde aile hekimine başvuru oranı da Türkiye ortalaması genelde yüzde 45 civarında yani 100 vatandaştan 45 tanesi aile hekiminden sağlık hizmeti alıyor. Bu durumda yüzde 50’si ikinci ve üçüncü basamaklara başvuruyor. Bakanlık 2028 yılına kadar planı bu rakamları aile hekimine müracaat oranlarını yüzde 55’e kadar çekmek. Bizim ilimizde de bu rakamlar yaklaşık yüzde 45 civarında yani 100 kişiden 50 kişi birinci basamak sağlık hizmetleri tesislerimize başvurarak sağlık hizmeti alıyor” dedi.

YENİ BİNALAR YAPIYORUZ

Bildirici, 2025 yılının başlarında yeni aile sağlığı merkezlerinin açılacağını söylerek, “Eskişehir’de yaklaşık 85 civarında aile sağlığı merkezimiz var. 312 civarında da aile sağlığı merkezinde çalışan aile hekimlerimiz var. Bizim yaklaşık 300 civarında aile hekimimizin toplam kayıtlı nüfusu 3 bin 500 ile 4 bin arasında değişmekte. Bu nüfusun hızlıca aşağılara doğru çekilmesi lazım. Hızlıca aşağı doğru çekmek de yeni aile sağlığı merkezleri yapma ve yeni aile hekimi kadroları tahsis etmektir. Bakanımızla birlikte son 3 aydan bu yana aile sağlığı merkezleri, aile hekimi istihdamı, aile hekimine kayıtlı nüfus sayısı, aile hekiminde muayene sayısı ilgili ciddi çalışmalar var. Biz de hızlıca aile sağlığı merkezlerimizi, kamu binası olarak yeniden yapıyoruz. Hem il merkezinde, hem ilçe merkezlerinde yeni aile sağlığı merkezleri inşa ediyoruz. Bir kısmını açtık. Bir kısmını da 2025 yılının ilk çeyreğinde açacağız. Böylece meslektaşlarımız daha konforlu kamu binalarında sağlık hizmeti sunacaklar.” ifadelerini kullandı. Bildirici, yakın zamanda açılacak olan aile sağlığı merkezlerini şu şekilde sıraladı: “Kırka’da yeni aile sağlığı merkezi açtık. Han’da bu yıl sonu itibariyle bitirmeyi planladığımız aile sağlığı merkezimiz var. Sarıcakaya’da 2025 yılının ilk çeyreğinde bitecek olan aile sağlığımız var.  Ertuğrulgazi aile sağlığı merkezi açtık pazartesi hekimlerimiz çalışmaya  başladı. 2025 yılının başında Deliklitaş’a yeni aile sağlığı merkezi açacağız aynı zamanda içinde sağlıklı hayat merkezi olacak. Şirintepe’de çok büyük bir bina yapıyoruz. Orada da yine sağlıklı hayat merkezi olacak. Şarhöyük’te de yine yeni aile sağlığı merkezi açıyoruz ve içerisinde sağlıklı hayat merkezi olacak. Planladığımız muhtemelen 2025 yılından sonra temelini atacağımız aile sağlığı merkezlerimizde var onlarda şu şekilde, Uluönder, Vadişehir, Dede Korkut Parkı’nın içine 4 birimli bir aile sağlığı merkezi açacağız, Alanönü’nde sağlık merkezi olacak ve son olarak Şair Fuzuli Caddesi’nde aile sağlığı merkezimiz olacak.”

“BAKANLIĞIN ASIL ÖNEM VERDİĞİ KONU…”

Bildirici, şeker hastalığında dünyada ilk sıralarda olduğumuzu belirterek, “2025 yılında bin yeni aile sağlığı merkezi 100 tane de yeni sağlıklı hayat merkezi açmayı planlıyoruz. Bakanlık daha önce nüfus bazlı ödeme sisteminde değer bazlı ödeme sistemine geçişi başlattı. 100 vatandaştan 6’sı yanlış polikliniğe başvuruyor. Nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Eskişehir’in 65 yaş üstü nüfus ortalaması yüzde 12 civarında. Bizim nüfusumuz yaşlanırken diğer taraftan kronik hastalarımızın sıklığı artıyor. Şeker hastalığında Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada olduğumuzu söyleyebilirim. Bunun yanında hipertansiyon, obezite, kardiyovasküler hastalık risk faktörleri, yaşlılığa bağlı süreç yönetimi ve en önemlisi kanser taramalarıdır.  Yeni uygulamayla birlikte bakanlığımız 4 binlerden 3 binlere çekmeye planladı yani 2025 yıl sonu itibariyle 2 bin 750’ye kadar nüfusu çekmeyi planlıyor. Böyle olunca vatandaşımız aile sağlığı merkezlerine gittiğinde hekimiyle daha uzun süre vakit geçirebilecek. Kronik hastalıkların yönetimiyle ilgili vakit olacak. Burada gebelerin takibi, lohusaların takibi, 1 yaş altı çocukların takibi, taramaları var. Belli periyotlarda nüfus içindeki yaşa özgü hastalıklar ve risklerinin takip ve izlemi var. Bakanlığın asıl önem verdiği konu verimli takip isteğidir.” diye konuştu.

KANSER TARAMA ORANLARIMIZ GAYET İYİ

Eskişehir’de kanser tarama oranlarının oldukça iyi olduğunu belirterek, “Kanser taramalarında en önem verdiğimiz ilk olarak meme kanseri, ikincisi rahim ağzı kanseri üçüncüsü kalın bağırsağı ilgilendiren kanser hastalıklarıdır. Birçok kanser hastalığı var ama bu 3 kanser türü toplumda sıklığı en çok olan ve en çok ölüm istatistiğine sahip olan türlerdir ama erken tanı konulduğu zaman önlenebilir hastalıklardır. KETEM birimlerimiz ve sağlıklı hayat merkezlerimizde bu taramaları zaten yapıyoruz. Bizim ilimizdeki kanser tarama oranlarımız oldukça iyi. Toplam aile sağlığı merkezlerimizde muayene sayımız 25 bin civarında. Yeni aksiyonla birlikte daha çok koruyucu engelleyici sağlık hizmetine doğru aile sağlığı merkezine doğru evirmiş olacağız.” dedi.

 

ANTİBİYOTİK KULLANIMI ÇOK FAZLA

Yenilik yapan esnafın çöpleri çevre kirliliği yaratıyor Yenilik yapan esnafın çöpleri çevre kirliliği yaratıyor

Bildirici, antibiyotik kullanım oranlarına dikkat çekerek, “Biz ülkelerin ortalama 2,5 katı daha fazla reçetesinde antibiyotik bulunduran bir ülkeyiz. Antibiyotiklerin doğru hastalıkta doğru sürede ve dozda kullanılması gerekir. Eskişehir’de bu kullanım yüzde 19 civarında. Bizim il ortalamamız Türkiye ortalamasının altında olsa dahi bu rakamlar çok yüksek. Antibiyotik denilen şey sadece hastalığa neden olan bakteriye özgü bir ilaç değil. Vücudumuzda ve özellikle bağırsaklarımızda milyonlarca bakteri var ve diyorlar ya bağırsaklar ikinci beyindir diye bu bakterilerin çok önemli bir kısmı da bizim metabolizmamıza faydalı bakterilerdir. Kullanılan antibiyotikler bu bakterilerinde ölümüne neden olurken diğer taraftan da birçok bakterinin o antibiyotiğe karşı direnç kazanmasına neden oluyor. Eğer bu hızda gidersek yeni antibiyotikler keşfetmemiz gerekecek. Bir süre sonra bu antibiyotikler bu mikropları etkilemeyecek.” diye konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ