ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Begüm Şahbudak, akran zorbalığı ve dijital zorbalığın çocukların ruh sağlığı üzerinde derin ve kalıcı etkiler bıraktığını söyledi. Zorbalığa maruz kalan çocukların yalnızlaştığını ve zamanla şiddeti bir çıkış yolu olarak algılamaya başladığını vurgulayan Şahbudak, “Sessiz kalmak çözüm değildir” diyerek hem ailelere hem de topluma önemli sorumluluklar düştüğünü ifade etti.
SESSİZ KALMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Şahbudak, akran zorbalığına uğrayan çocukların yalnızlaştığını ve aynı zamanda şiddeti bir çözüm olarak düşünmeye başladığını belirtti. Bu durumun önüne geçmek için akran zorbalığında müdahale programına ve olumlu dil kullanımına işaret eden Şahbudak, “Şiddeti öven ya da o zorbayı öven bir toplumsal dil kullanılması aslında mağdur olan çocuk için şöyle bir algı geliştiriyor; ‘o zaman şiddet bir çözüm yolu. O zaman ben şiddeti bu şekilde çözebilirim.’ O toplumsal dili de değiştirmek önemli. Mesela bence en önemlisi tanıklar açısından değiştirmek. Akran zorbalığında müdahale programlarında bu çalışılan bir şeydir. Seyircilere yönelik, tanıklara yönelik müdahale programları vardır. Sessiz kalmak bir çözüm değildir, bunu anlatırız biz çocuklara akraba zorbalığında. Sen orada edilgen değilsin. Sen orada sessiz değilsin. Bunu fark ettiğinde değiştirmek üzere bir şey yaparsan sen sorumluluk da almış olursun. Arkadaşını korumuş olursun. Adalet duygusunu da güçlendiriyoruz bu şekilde. Bu mesajı vermek önemli çocuklara. Çünkü toplum içerisinde baktığımızda hem küçük topluluklarda var hem okul ortamında zorbalık çok görüyoruz bu şiddet davranışını. Orada övdüğümüz şey şiddetli olmamalı. Toplumsal örneklerimde baktığımızda olumlu dil kullanımı çok önemli. Burada da belki o denetimleri arttırmak ya da o şiddet dilini değiştirmek, şiddet davranışını değiştirmeye de yarayacaktır diye düşünüyorum. Dijital ortamların çocuklar tarafından kullanılması da çok arttı ve orası da bir şiddet kaynağı aynı zamanda. Bir de bizim hep söylediğimiz şey şudur; olumsuz bir davranışı nedenini ve motivasyonunu anlayıp onu değiştirmeye yönelik bir müdahale yapmak. Bu cezalandırmak değil, aslında rehabilite etmek. Ama baktığımızda suçun bir yanıtı ya da bir cezası ya da bir yaptırımı olmasının çok suçun ödüllendirildiğini görüyoruz aslında. Böyle baktığımız zaman aslında ödül sistemiyle çalışan suç davranışı olmaya başlıyor ve mağdur olan çocuk daha yalnız kalabilir, akran zorbalığına uğruyordur, zorluk yaşıyordur ama diğerleri güçlüdür. Burada şöyle bir mesaj alıyor çocuk; şiddet uygulayan güçlüdür. Şiddet uygulayan bir de üzerine ödül alır. Bu dijital oyunlarda da böyledir; şiddet içerikli oyunlarda çocuk seviye atlar, puan kazanır. O zaman zaten empati duymak, diğerinin duygusunu anlayabilmekle ilgili zorluklar ön plana çıkıyor.” diye konuştu.


