Çini Seramik Atölyesi’nde çalışmalarını sürdüren Mızık, sulu boya benzeri özel tekniklerle şekillendirdiği ürünlerinde, hem kendi tarzını hem de klasik çini motiflerini başarıyla yansıtıyor.
Sanata Stajla Başladı, Mesleğe Aşkla Devam Ediyor
Sanata olan yolculuğunun bir staj deneyimiyle başladığını ifade eden Kübra Mızık, zamanla bu alana tutkuyla bağlandığını söyledi. “Boyalarla çalışırken sadece hazır tonları değil, kendi renk karışımlarımızı da kullanarak benzersiz tasarımlar ortaya çıkarıyoruz. Ürünlerimizin hem kullanışlı hem de görsel açıdan ilgi çekici olması, müşterilerimizden olumlu geri dönüşler almamızı sağlıyor,” dedi.
“Çini, sabır ve dikkat isteyen bir süreç”
Mızık, çini yapımının aşamalarını da detaylarıyla anlattı: “İlk olarak çamur şekil verilip ‘bisküvi’ dediğimiz ilk pişirme yapılıyor. Ardından zımpara işlemiyle yüzey hazırlığı tamamlanıyor. Daha sonra desen çizimi ve boyama aşamasına geçiyoruz. Son adımda ise sır işlemi yapılarak ürün tekrar fırına giriyor. Her ürünün yalnızca şekil alma süreci bile yaklaşık iki saat sürüyor. Bu nedenle çini, sabır isteyen bir sanat.”
“Sadece bir obje değil, bir hikâye”
Kübra Mızık, atölyelerinde fincanlardan vazolara, kaşık altlıklarından hediyelik süs eşyalarına kadar geniş bir ürün yelpazesi sunduklarını belirtti. “Özellikle günlük kullanımda tercih edilen ürünler büyük ilgi görüyor. El emeği ve sanatsal değer taşıyan bu ürünlerin fiyatları da yapılan işin detayına göre değişiyor,” diyen Mızık, her bir parçanın içinde zaman, emek ve sanat barındırdığını vurguladı.