Uzmanlar, son dönemde art arda meydana gelen depremlerin ardından halkta "deprem oluyormuş" hissiyle kendini gösteren ve literatüre "hayalet deprem sendromu" olarak giren durumun, toplum genelinde stres ve kaygı bozukluklarını tetiklediğini belirtti.
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erişkin Psikiyatri Uzmanı Dr. Burak Amil, AA muhabirine, "hayalet deprem sendromu"nun nispeten yeni bir tabir olduğunu, literatüre yavaş yavaş girmeye başladığını ve bununla ilgili vaka çalışmalarının yapıldığını söyledi.
Amil, "Gerçek bir deprem olduğunda yerde bir sarsıntı hissi oluştuğunu, kişilerin sanki başları dönüyormuş gibi hissettiğini ve denge problemleri yaşadığını" belirterek, bu durumun deprem olmadığı zamanlarda da gerçekleşebildiğini ve "sanki deprem oluyormuş gibi teyakkuz haline geçilmesine 'hayalet deprem' adını verdiklerini" ifade etti.
TOPLUMSAL KAYGI VE STRES
Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Erkan Aydın, "hayalet deprem sendromu"nun, beynin tehdit algısını yöneten merkezler ile denge merkezi ve otonom sinir sistemi arasında geçici bir uyumsuzluk veya aşırı uyarılmışlık sonucu ortaya çıktığını söyledi.
Aydın, "Kişi gerçekten sallanmadığı halde, beyin 'hareket var' şeklinde algılarken, aşırı korku tepkisini yaşantılar. Bu bir psikoz ya da halüsinasyon değil, travma sonrası beden-beyin senkronizasyonunun bozulması sonucu yaşanan bedensel ve ruhsal bir deneyimdir." ifadelerini kullandı.
NPİstanbul Hastanesinden Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, "Kişiler sürekli sosyal medyadaki haberlere maruz kaldığında, çeşitli uygulamalardan bildirimler aldığında deprem korkuları besleniyor. Deprem korkusu, fobisi dediğimiz şey, kişinin 'Bir deprem olacak, bana ve sevdiklerime bir şey olacak.' şeklinde yoğun bir kaygı duyması ve buna eşlik eden çeşitli psikolojik, duygusal, fiziksel belirtileri deneyimlediği bir süreç. Kişide deprem korkusu geliştiğinde bu onun hayalet deprem algısını tetikleyebilir ya da var olan bir şeyi devam ettirebilir." dedi.
BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Aytop, hayalet deprem algısının zaman içerisinde azalarak kendiliğinden geçebileceğine işaret ederek, "Bazen bu durum uzun süre daha da şiddetlenerek devam edebilir. Çeşitli korkular, kaygılar, psikolojik zorlantılar sürece eşlik edebilir. Bu noktada her zaman için bir uzman desteğinin alınmasında fayda var. Psikolojik destek hem bilişsel hem duygusal hem davranışsal açıdan denge kazanmanızda, zorlu durumlarla, düşüncelerle ve duygularla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkabilmenizde oldukça etkili. Dolayısıyla iyileşme sürecinizi pozitif anlamda destekleyecektir." ifadelerini kullandı.
Amil, sık sık sarsıntı hisseden kişiler için ise şunları önerdi: "Kişi bazen bulunduğu konutun güvenliği konusunda şüpheler taşıyabiliyor ya da toplanma alanlarıyla ilgili bilgi eksikliği olabiliyor. Bazen deprem çantası yapmak ya da o temel ihtiyaç unsurlarına hızlıca ulaşıp evden çıkmakla ilgili kaygıları olabiliyor. O yüzden önce hazırlık aşamalarını bir şekilde gerçekleştirmek önemli. Nefes egzersizleri yine bu anlamda katkı sağlayabilir. Kaygı bozukluğu benzeri tanısı konulmuş durumlar varsa da o zaman ilaç tedavilerinden, medikal destek alarak da yine hastalarımızın, danışanlarımızın tedavi süreçlerini gerçekleştirebiliyoruz."




