Anahtar Parti İl Başkanı Çağlar Ölce, konkordato başvurularında yaşanan artışa dikkat çekerek Eskişehir Ticaret Odası önünde bir basın açıklamasında bulundu. İşletmelerin ayakta durmakta zorlandığını belirten Ölce, alacaklıların ve çalışanların mağduriyetlerine dikkat çekerek önerilerde bulundu. Ölce, “Ekonominin çarklarını döndüren küçük ve orta ölçekli işletmeler, artık ayakta kalmakta zorlanıyor. Bu tablo, sadece bir şirketin iflasıyla sınırlı değil; ardında yüzlerce çalışanın, onlarca tedarikçinin ve binlerce ailenin geçim mücadelesi yatıyor. Artan finansman maliyetleri, işletmelerin en büyük yüklerinden biri haline geldi. Hammadde, enerji ve işçilik giderlerindeki dalgalanmalar, firmaların uzun vadeli düşünmesini engelliyor. Ayrıca krediye erişimde yaşanan güçlükler, birçok işletmeyi nakit sıkışıklığıyla karşı karşıya bırakıyor. Bankalar, teminat şartlarını ağırlaştırıyor; küçük üreticiye, esnafa nefes alacak alan kalmıyor” diye konuştu.

Eskişehir’de minibüs ve taksi hatlarında radikal düzenleme yolda!
Eskişehir’de minibüs ve taksi hatlarında radikal düzenleme yolda!
İçeriği Görüntüle

"İşçinin emeği, kutsal bir hak olarak korunmalıdır”


En çok konkordato başvurusu yapılan sektörlerin başında tekstil, inşaat ve metal ürün sanayileri geldiğini belirten Ölce, “Bu 3 sektör, istihdamın ve üretimin bel kemiğini oluşturuyor. Bu nedenle burada yaşanan her sıkıntı, sadece firmaları değil, geniş bir ekonomik zinciri de etkiliyor. En büyük mağduriyetlerden biri de alacaklıların korunamaması. Bizim önerimiz, konkordato süreçlerinde mutlaka ‘Alacaklılar Kurulu’ oluşturulması yönündedir. Bu kurulda sadece finans temsilcileri değil, işçi temsilcileri de yer almalıdır. Bazı işletmeler de zaman kazanmak amacıyla ikinci kez konkordato başvurusunda bulunuyor. Bu durum, hem sürecin ciddiyetini zedeliyor hem de piyasadaki güveni sarsıyor. Bu nedenle, aynı firma için ikinci kez konkordato başvurusuna izin verilmemelidir. Konkordato sürecinde en hassas konulardan biri, çalışan haklarının korunması olmalı. Biz Anahtar Parti olarak, bu noktada Kıdem Tazminatı Garanti Fonu kurulmasını öneriyoruz. Böylece işveren ekonomik sıkıntıya düşse bile, işçinin hakkı güvence altına alınır. İşçinin emeği, bir alacak kalemi olarak değil, kutsal bir hak olarak korunmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ