Muğla’nın İkizköy Mahallesi’nden yola çıkan çevre savunucusu köylüler, zeytinlik alanların maden projelerine açılmasını hedefleyen düzenlemeye karşı Ankara’da nöbete başladı. Başkentin Ayrancı semtindeki Cemal Süreya Parkı’nda başlatılan nöbette köylüler, geceyi çimenlerin üzerinde battaniyelere sarılarak geçirdi. Kamuoyunda “Süper İzin” olarak bilinen kanun teklifine karşı yapılan bu barışçıl direniş, zeytinliklerin korunması adına verilen mücadelenin sembolü haline geldi. Köylüler, teklifin geri çekilmesini istiyor ve mücadelelerini başkentte kararlılıkla sürdürüyor. Ankara’da başlayan bu sessiz nöbet, zeytinliklerin talan edilmesine karşı yükselen doğa mücadelesinin sesi olmaya devam ediyor.
İki gün önce sabah Meclis’in önünde olduklarını söyleyen İkizköy’de yaşayan Esra Işık, “Türkiye’nin dört bir yanından gelen köylülerle birlikte sesimizi yükseltmek için buluştuk. Meclis’e yasağımız olduğu için içeriye alınmadık. Tepkimizi göstermek için Meclis yakınındaki Ayrancı Cemal Süreya Parkı’na gelerek nöbet başlattık. Biz Türkiye’deki bütün köyler için buradayız” diye konuştu.
"Biz o yaşananlara şahit olduk artık yeter"
Karacahisar Köyü’nden Halil Şanlı ise, “Yaklaşık bin 500’e yakın zeytin yetiştirdim. Gelirim zeytincilikten. 1980’li yıllardan beri maden hayatımızda ve 13 tane köyümüzü yok etti. Biz o yaşananlara şahit olduk artık yeter. Zeytinlerimiz, biyolojik yaşam, ormanlarımız yok olmasın. Zeytinimize dokunmasınlar” dedi.
"Bizi kandıramazlar. Ölmek var dönmek yok"
İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık ise, “Biz neyi kaybedeceğimizi bildiğimiz için kendimizi bu kadar öne atıyoruz. Hayvanlarımızı işimizi gücümüzü ailemizi bırakıp burada nöbet tutuyoruz. Böl parçala yut taktiği yapıyorlar. Bize dokunmayacaklarını söylemişlerdi. Küçük küçük gösterip daha büyük alanlara yayılarak 40 köyü yutacak. Madene verecek bir avuç toprağımız da bir dal zeytinimiz de yok. 6 yıldır zeytin kanununa tutunuyoruz. Her defasında torba yasayla karşılaşıyoruz. Meclise biz alınmıyoruz ama şirketler alınıyor. Bizi kandıramazlar. Ölmek var dönmek yok” ifadelerini kullandı.
Doğa ve Yaşam Platformu üyesi Cevat Aydemir, “Akbelen ve civarından gelen dostlarımızın nöbetine destek olmak için geldik. Vahşi madencilik projesi ve acele kamulaştırmayla işgal yasasını topyekun olarak ülkece geri püskürtmeliyiz. Bu mücadele yalnızca Akbelen’den ve Eskişehir’den gelenlerle yapılacak gibi değil. Bütün şehirlerde ve köylerde bu yasanın geçmemesi için milletvekillerinin siyasetçilerin muhalefetin sivil toplum örgütlerinin dayanışmasıyla ancak bu yasa geri püskürtülebilir. Bu topraklar bize atalarımızdan emanet bizde torunlarımıza bırakmak istiyoruz. Yerin üstü altından daha değerli. Şirketler bir ton topraktan bir gram altın çıkaracak diye onun talanında boğulmayalım. AKP Milletvekilleri siparişle yazdırılan yasa teklifiyle geldi karşımıza. Bu da şirketlerin cebini dolduruyor” diye konuştu.