CHP TBMM’ye önemli bir yasa teklifi sundu.

İçeriğinde en düşük emekli aylığını asgari ücretle sabitleştiriyorlar.

Diğer emekli aylıklarını buna oranlı olarak düzenleniyor.

Asgari ücreti 3 ayda bir enflasyon verileri dikkate alarak revize edilmesini öneriyor…

Doğacak olan bir yük olursa bunu kamu olarak üstlen…

Açlık sınırında yaşayan emeklerimiz olduğu gibi işsizi var.

Öğrencisi var…

Türkiye’nin neredeyse % 60’ı açlık sınırında yaşıyor…

Açlık sınırı 4 kişilik bir ailenin doyurabilmek için zorunda kaldığı aylık. Aylık gıda harcama gideri bu artık asgari ücrete denk geldi…

10.000 TL alan emekliler değil,  asgari ücret alanlar da açlık sınırında yaşıyorlar… Adım adım derin yoksulluk girdabına giriyoruz…

Bunu neden görmek istemiyorlar?

AKP’nin bu istemlere yönelik ne diyorlar… Onların yerli ve milli bakanı ne diyor? Veya ne diyecekler?

Bu güne kadar söyledikleri belli. Bu talepleri karşılayacak finans kaynaklarımız yok…

Kaynak nerede?

Doğru, ağır sömürü düzeninde emekçilere kaynak aktarılır mı?

Aslında politik bir soru gibi gelse de öyle değildir.

AK Parti iktidarı bu sorulara gerçek bir cevap veremiyor.

+++++

Kur korumalı mevduata ne kadar hazine ve MB’sınca para aktardınız?

Bu memleket neden muhtaç oldu değil mi?  Bir gece yarısı Merkez Bankası Başkanlığı değiştiren ve faiz sebep enflasyon sonuçtur diyerek faizleri aşağıya doğru indirmeye çalışan, kuru patlatan, patlayan kur nedeniyle onu tutabilmek için KKM’yi icat eden böylece sermaye sahiplerine milyarlarca TL’yi transfer eden sen değil misin?

Sizler bunu yaparken dönüp kaynak nerede diye sordunuz mu? Sormadınız?  Şimdi emekliye CHP kanun teklifi verdiği zaman kaynak nerede diye soruyorsunuz?

Merkez Bankası'nın aktardığı 800 milyar TL'nin üstünde. Hazineden de 400- 500 Milyar TL civarında bir kaynak transfer tahmin ediliyor.

Türkiye popülist politikalarla öyle bir noktaya geldi ki sosyal güvenlik sistemi delik deşik edildi. Kim delik deşik etti?

AKP.

Türkiye’nin sağlam bir sosyal güvenlik reformuna da ihtiyacı var… Bu kadar karma karışık bir sosyal güvenlik sistemle daha fazla sürdürebilir değildir. Bu sistem çökmeye mahkûmdur.

İşe emekli sandığı dâhil diğer SGK, BAĞ KUR yeniden gözden geçirmek ve eşit prim sistemi, eşit sürelerde hizmet edenlere eşit aylıklar verilmesi zorunluluğu vardır.

Mantıklı sürdürülebilir emek kesimini gözeten, çalışanı gözeten ama aynı zamanda 40 yıl sonra da yürüyebilecek bir sisteme dönüştürme zorunluluğu var…

Temel sorunlardan biride bu sistem. Daha fazla sürdürebilir değil. Böyle günü kurtaran politikalarla Türkiye'nin gidebileceği bir yer kalmamıştır.

Önümüzde bir beton duvar. Duvara doğru 120 kilometre ile giden ayağı da hala gazda olan, direksiyonu da sürekli yalpalayan bir iktidar var… Ve o arabanın içerisine hepimiz hep beraber gidiyoruz.

+++++

TUİK bütün verileri açıkladı. Meraklı edip okuyanlar Makro verileri incelediklerinde gerçekleri de görüyorlar. İSO’nun 500 firma içinde yaptığı araştırma var… Emek verimliliği ve reel ücretler tablosuna baktığımızda Türkiye gerçeğini görüyorsunuz... 2000 yılında başlayan ve AKP’nin iktidar döneminde emek verimliliği artarken, reel ücretler hep sabit kalmış…

Bu ne demek?

Sistem sermaye sınıfını daha da zengin etmiş… Başka bir anlatımla emekçi ağır bir sömürü altında ve hak ettiği emek payını alamıyor. Bu politikalar bilinçli olarak yapılmış.

AKP döneminde emeğin sermaye içinde aldığı pay ve satın alma gücü sürekli azalmış.

Her geçen gün fakirleşmişiz. Şimdi derin yoksullukla karşı karşıyayız. Dünyanın kendi kendine yeten 20 ülkesinden biri iken düşürüldüğümüz şu duruma bakın…

 

Türkiye’nin sürdürülebilir bir iktisadi geleceği kalmadı. Türkiye'nin Yurttaş açısından da devam edebilecek bir noktası da kalmadı.

Bunu en güzel örneğini esnafların şikayetlerin de anlıyoruz…

Ramazan bayramında gördük. Verilen 3 bin TL hiçbir işe yaramadı. 2018 yılı Ramazan Bayramında emekli ikramiyesi ile “216”  Amerikan doları alınabilirken, Şubat 2024 itibarıyla bu miktar 98 dolara kadar geriledi.

Durum bu. Nasıl fakirleştirildiğimizin en somut göstergesi. Bu ramazanda esnafın işleri bozuktu. Onlar hep şöyle düşünürdü…

Ramazan gelsin işler düzelir… Bayram gelir geçer. İşler düzelmez. Sonra kurban gelir geçer, yine düzelmez… Okullar açılacaktır işler düzelir diye umut eder, yine düzelmez.

Bayram bir gelsin düzelir, bayram geçsin düzelir, seçimler gelir düzelir, seçimlerden sonra düzelir, şimdi düzelir, yarın düzelir der…

Şimdi de yok bu iş düzelmez diyorlar…

Akil baliğ olanlar her geçen gün artıyor…

Kesin düzelmez diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

+++++

Bir kere bu Türkiye’nin geleceğine ilişkin güven duymama meselesinin baş aktörü Recep Tayyip Erdoğan değil midir? Sorumlusu o değil midir?

Dolayısıyla bugünden yarına, bu AKP iktidarıyla hiçbir şey değişemez…

Bir umut veremiyor… Tarımıyla, sanayisiyle hizmetleriyle bu ekonomiyi yeniden nasıl ayağa kaldıracağının gerçek bir programını ortaya koyamamıştır. OVP ise zenginlere sermaye transferinden başka hiçbir şey değildir.

Yıllardır bize yutturuyorlardı…

++++

CHP’nin yeni bir umut olmuş kaybolan orta sınıflar için somut ekonomik programlar geliştirmelidir. Millet sandıkta CHP’ye mesajını vermiştir. Artık tek merkez partisi CHP’dir. Millet verdiği oylarla, CHP’ye iktidara giden yolu göstermiştir.

Merkeze gel demiştir. CHP milletin bu işaretini, erken uyarı sinyalini almıştır.

AKP’nin yaptığı gibi para politikaları ile bu işleri çözemezsiniz. Faizi yukarı çıkart, sonra indir. Dolar kurunu ilk önce zıplat, sonra fren yap…

Doldur boşalt. Bunlar iş değil.

İlk önce cari açık sorununu çözeceksiniz. İhracat seferberliğini başlatacaksın… A’dan Z’ye Millî üretim programlarını hazırlayacaksınız. Daha birçok hamleler var.

Sonuçta, milleti aç, açıkta bırakmayacaksınız.

+++++

Çekirdek enflasyonu bize geleceği de gösteriyor. Gıda enflasyonuna dikkat. Burası çok önemli. Çünkü burada büyük oyunlar var. Tam rekabet piyasası burada çalıştırılmıyor…

Şimşek, Türkiye’ye gelip bakan olunca devir teslim töreninde yanında Nureddin Nebati’nin yanında “Rasyonel bir zemine dönme dışında seçenek kalmamıştır” ifadesini kullanarak dikkat çekmişti.

 

Şimdide toplumun her geçen gün CHP’den önemli beklentileri yükseliyor.  CHP’ye olan güven her geçen gün artıyor.

CHP bundan sonra çok ama çok dikkatli olmak zorundadır. CHP’yi tıkacak tek hastalık “NEPOTİZM” olacaktır…

Sakın,  sakın  kimsenin gözün yaşına bakmayın!..