Dilim şişmişse, Yılmaz hocamı ararım.
Başım ağrısa, Yılmaz hocamı ararım.
Türkiye'nin meselelerini konuşuruz. Siyaseti konuşuruz. Vasatlaşmayı konuşuruz.
Uzun uzun konuşuruz.
İstikşafı görüşmelerimiz olur, konuları istişare ederiz.
Siyasetin 'panoramasını' anlatırız.
Anlatır dinlerim.
Anlatırım Hocam dinler.
İletişimin altın kuralı.
Söz kesilmeden dinlemek.
Adap, edep budur.
Hocamla konuşurken sesini asla ve kat'a yükseltmeyeceksin. Ne demek istediğini önce iyice kavrayacaksın.
Hocamızca sizlere verilen makamlar emanet edilmiş bir lütuftur.
Onun kıymetini bilin.
İletişimi doğru kurun.
****

Benim için her şeyden önce BİLGE insandır.
Konuştukça feyz alırım.
Bazen, ' hocam' gecenin ilerleyen saatlerinde arar beni.
Nerelerden konuşmayız ki. Balkanlardan tutunda kalkınma politikalarına kadar.
*****

Kuzenim de ÜSKÜP üniversitesinde tarih hocası.
Gediğinde uzun uzun konuştuk.
O kadar çok bilmediğim varmış ki.
Sülalemin derinliklerini ondan öğrendim.
Bilinmeyen o kadar çok konu başlığı var ki.

ÜSKÜP/ KALKANDELEN.
Osmanlının ayak izlerinin görürsünüz, her adım attığınızda karşınıza çıkar. Belgelerin önemli bölümü burada.
Hocamla baş başa konuşmak daha farklı.
Pür dikkat dinlerim onu.
Yaşam Stratejilerini ondan öğrenirim. Sözlerinin arasına sıkıştırılmış şifrelerini çözmeye çalışırım.
Hayat dersleri.
Dediğim gibi mezun olamayacağınız bir okul gibi.
Bir düşünür.
Bir FENOMEN.
Hayatta bırakabileceği eserleri o kadar çok ki.
****

Neler konuşmuyoruz ki. Babası ÜSKÜP' lü.
Bugün Makedonya sınırları içinde kalan ÜSKÜP Osmanlı EYALETİ. Kalkandelen (TETOVA). Koçana kazasına bağlı toplam 64 köy var.
19. yüzyılda Osmanlı Devleti'ndeki sosyal ve iktisadi yapıya ilişkin şehir kasaba, köylerin sosyo-ekonomik yapısı ile bilgiler ediniyorsun.
Yılmaz Hocamız bu çalışmalarda bulunmuş.
Bunu anlattı bana.
Ayrıntılı verileri içeren 'temettuat' defterlerini incelemiş, araştırmalar yapmış. Bu defterlerden yararlanılarak o döneme ait ekonomik bilgileri yazmış... İşte büyük ve küçükbaş hayvan sayıları, tarım arazileri, neler ekiliyor, neler biçiliyor. Şehir, kasaba ve köylerin sosyo-ekonomik yapısı hakkında bilgi sahibi oluyorsun. Aynı zamanda ekonomik yapıyı ölçebiliyorsun Her şey kayıt altına alınmış.
'Temettuat' defterlerinin önemini anlattı bana. Her konuşması bana ders niteliğindeydi. Osmanlının Balkanlarda ekonomik tarihi. Bilmiyormuşum. Rahmetli Molla Vehbi Dedem ve babam anlatırdı. Hocam anlattıktan sonra kavramaya başladım.
Üsküp/ Kalkandelen'yiz ya.
Başkasına anlatır mı bilemem ama, herhalde benim meraklı olduğumu bildiğinden farklı konu başlıklarını da konuşuruz.
Her daldan.
Eskişehir'in jeneratörle elektrik enerjisi elde edildiği aydınlatıldığı dönemlere kadar uzayıp gider.
Daldan dala...
Bana sorsan, bilen bile çıkmaz dedi.
Meraklı fantezi olmak böyle bir şey.
****

17. yüzyılda Balkanlar'daki çiftlikler, iç talebe yönelik üretim yaparken, 18. yüzyıl ile birlikte dış pazarlar da önem kazanmaya başlamış. Tanzimat döneminde, Osmanlı zirai ürünlerine yönelik dış talebin artması, zirai yapıda da değişmelere sebep olmuştu. Zirai üretimi arttırma, ürün çeşitlendirme, üreticinin desteklenmesi ve ziraatın modernleştirilmesi için bir zirai bürokrasi oluşturulmuştu. Midhat Paşa RUMELİ' de çok önemli devrimler yapmış. Abdülaziz döneminde önemli reformlar yapmış.. Gerçi Abdülhamit, Mithat paşayı 1881'de Abdülaziz'e suikast suçlamasıyla Yıldız Sarayı'nda kurulan Yıldız mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiştir.
Ondan sonrası gümmmm..

RUMELİLİK..
Ne de olsa RUMELİLİK var ya. Belki de beni bundan dolayı seviyor olabilir ama hiç de çaktırmıyor.
Osmanlıda ki esnafın bir 'defter-i kebiri' yanında da, 'zimem' defteri de vardır. ZİMEM Defteri; Bugünkü adıyla veresiye defteridir. Yeni nesil kredi kartına denk geldikleri için pek bilmezler... Bakkal amcaların var olduğu dönemlerde, sosyal dayanışma gibiydi. Ay sonu ve başında aylıklar alındığında hesaplar kapatılırdı.
Alınan bir malın, satıcı tarafından not edilerek alıcının ileriye dönük borçlandırılmasını ifade ediyor.
Hülasa hani hayırseverler fakirlerin borç defterlerini alırla ve kapatırlar. Kimse de, bunu bilmez.
Özellikle pandemi döneminde kitaplar, makaleler. Neredeyse,on saatim okumakla yazmakla geçmiştir.
Geceden, sabah ezanlarına kadar.
****

Hocam gece yarısına doğru arar oldu. Ben o saatlerde beynimim maksimum çalıştığı zamanlar. Çok memnun olurum bu arayışlarında.
Hoşuna giden yazım olduğu zaman tebrik eder, bazen onları fotokopi ile çoğaltır dağıtır. Beni onurlandırır.
Bazen şehirleşme, bazen eskilere kadar gider konuşmalarımız. Müthiş bir hafıza ve zeka.
Ona hayranlığım zaten bu yüzdendir.
Benim yaptığım ise, kenarda, kıyıda park etmiş anıların ipuçlarını vermek.
Karşınızdaki insan, bir evrensel anlamda entelektüel bir hizmet-eylem devlet adamı.
Kiminle neyi, nasıl konuşmasını anlamlı bir şekilde bilir.
Bir terapist gibi dinlerim...
Bazen o beni dinler yol gösterir.
İkimizin de maşallah 'dili şiştiği' zaman süre kısıtlamasına takılmazsınız..
Eeeeee, nede olsa hocanın tedrisatından geçmek öyle kolay değil. Okulu okumakla, bitirmekle sınırlı değil.
Yaşam boyu eğitim.
Bitmeyen bir okul.
Şimdilerde, onu yakın takip ve tavaf edenlerin, geçmişte hocamıza neler yaptıklarını, söylediklerini de biliriz.
Arka sokak dizi filmi gibi.
Ben de bir zamanlar 'teknik' olarak çok eleştirilerde bulunmuştum.
Bana nasıl not verir bilemem ama, genel ortalamaların çok üzerinde olacağına eminim.
İltifatında, 'bab-i ali' basınını okumuyorum artık der.
Şeyhülmuharrir.
Gururumu okşar..
Hoşuma da gider hani.
*****

Kendimi sohbetin ortasında buluveririm. Çünkü sohbet modern zamanlarda öldü. Artık insanlar konuşuyorlar ama,sohbet etmiyorlar. Ellerinde akıllı telefonlarla mesajlar. Yeni bir mesaj dili de oluşturulmuş.
İnsanlar birbirleri ile yüz yüze sohbet ederler. İletişim böyle olur. Göz teması bunun için çok önemli. Sohbet konuşmaları farklı bir olgu. Konuşmak, zihindecanlananmeramın anlaşılır bir tarzdausül içinde muhataba aktarılması demek iken sohbet, o konuşmanın, dinleyen ve anlatan arasında diyalog bir tarzda yaşanmasına imkan tanıyan, zihnin yanında hissin de bu alışverişe dahil olması, hatta müdahil olması demek. Bunu iyi kavramak lazım. Günümüzdeki anlatımla iletişiminin en hası. Bir yere gitmek için yola çıkmak ile seyahat etmek için yolarevan olmak arasındaki fark gibi. İlkinde gayehedefe varmaktır; ikincisinde bizzat seyahatin kendisi…
Ancak, sohbet edemeyen insanlar iletişim kuramazlar ve bu türde de eser veremezler.
Bütün mesele Hocadan feyz almak..
Devamı yarın..
Günün sözü;
Siyaset, yaşam bisikletine binmek gibidir. Ya sürekli pedal çevirirsiniz ya da düşersiniz.