Öncelikle hekim arkadaşlarımın, danışanlarımın ve tüm hekimlerimizin 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutluyor. Her meslekte olması gerektiği gibi kıymetlerinin bilineceği, emeklerinin karşılıklarını alabildikleri, görev esnasında şiddete maruz kalmayacakları ve sevdikleriyle kutlayacakları nice 14 Martlar diliyorum.
Bu haftanın bir diğer önemi ise '18-24 Mart Ulusal Yaşlılar Haftası'. Yaşlılarımızın sağlığı ülkemizin gelişmişliği için büyük önem arz etmekte. Bir toplumun insanı ne kadar uzun yaşayabiliyor ne kadar kaliteli sağlık hizmeti alıyor ise ülke bir o kadar gelişmiş demektir. Bu nedenle yaşlılarımızın sağlığını korumalı, iyileştirmeliyiz.
İngliz Tarihçi Arnold Joseph Toynbee'nin de dediği gibi
'Toplumun kalitesi ve dayanıklılığı yaşlı vatandaşlarına gösterilen özen ve saygı ile ölçülür'
Bizim meslek için konuşacak olursam 'Geriatrik Dönem Beslenmesi' her geçen gün öneminin anlaşıldığı bir alan fakat bu alanda spesifik olarak çalışan diyetisyen oranı oldukça düşük. Hastanelerde tedavi sürecinde takip ettiğimiz hastalar mutlaka var fakat özel kliniklerde bu alanda çalışan diyetisyen oranını iyileştirmek ve daha da önemlisi toplumu geriatrik dönem beslenmesi hakkında bilinçlendirmek gerekir.
Geriatrik (Yaşlılık Dönemi) Beslenmesi Nasıl Olmalıdır?
Yaşlılıkla birlikte vücutta fiziksel, psikolojik, biyokimyasal olarak birçok faktörde değişiklik meydana gelmektedir.
Yaşlılık döneminde kilo genellikle artmaktadır fakat 60'lı yaşlardan sonra vücutta kilo alma hızı azalırken bir yandan da kilo verme hızı da bir hayli zorlaşmaktadır.
Yaşlılıkla birlikte kemik-eklem problemlerinde artış meydana gelmektedir. Kemik-eklem yoğunluğunun azalmasıyla birlikte yaşlılarda osteoporoz, oteoartrit gibi çeşitli kemik-eklem rahatsızlıkları meydana gelmektedir. Artan kilolar ise bu kemik- eklem rahatsızlıklarını tetiklemekte ve ağrının şiddetini artırmaktadır.
Bir diğer önemli değişiklik ise iskelet sistemindeki fizyolojik değişikliklerdir. Özelliklerde kadınlarda vücuttaki kalsiyum oranı menapozdan sonra ve ilerleyen yıllarda %40 kadar azalmaktadır. Bundan dolayı zamanla kamburlaşma, kırılan bölgelerin geç iyileşmesi gibi problemlere neden olmaktadır.
Fizyolojik değişikliklerin yanı sıra bazı organlarda ve özellikle duyu organlarında farklılar meydana gelmektedir.
Bunlar:
-Tat-koku hassasiyetinin azalması
-Diş sayısında azalma
-Ağızda kuruluk ve tükürük salgısının azalması
-Yutma güçlükleri
-Sindirim sitemi hareketlerinin yavaşlaması ve kronik kabızlık
-Bağışıklık sisteminin düşmesi
-Sinir sistemindeki farklılıklar ve depresyonda artış
-Metabolizma hızının yavaşlaması
gibi birçok farklılık meydana gelmektedir. Bu farklılıklar dolayısıyla beslenme problemlerini de beraberinde getirirken bir yandan da doğru beslenmenin bu dönemde ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Örneğin çiğneme ve yutma güçlüğü olan yaşlılarda besin alımı azaldığından kaybedilen enerjinin yerine konması, sağlıklı ve dengeli beslenme bir hayli önem arz etmekte. Özellikle kemik-eklem problemlerinin beraberinde getirdiği kalsiyum başta olmak üzere başlıca vitamin-minerallerce desteklemek bu yaş grubunda oldukça önemlidir.
İlerleyen yaşa bağlı oluşan özellikle kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet başta olmak üzere beslenme takiplerinin iyi yapılması yaşlıların beslenme alışkanlıklarında köklü değişikliklere gidilmesi gerekir fakat bu dönemde yılların alışmışlıklarının önüne geçmek ve beslenme düzeninde küçük bir değişiklik yapmak bile gençlere ve orta yaşlılık dönemine göre oldukça zordur.
Benim önerim gençlerimizden itibaren her yaş grubunda bireyin en geç 6 aylık dönemlerde rutin kan tahlillerinin yapılması ve varsa herhangi bir sağlık problemi ve ya kan değerlerinde değişikliklerin önüne geçilmesi ve bunun sonucunda da daha sağlıklı ve kaliteli yaşlılık döneminin geçirilmesi hedeflenmelidir.
Yaşlılarımızın beslenmesi konusunda hekimleriyle irtibat halinde kalacak bir diyetisyenden muhakkak yardım almalı, bilinçsiz beslenmeyle düzeltilebilecek sağlık problemlerinin kötüye gitmesi engellenmelidir.
Bir diğer faktör ise tabii ki psikolojik faktörler. Yaş ilerledikçe sevdiklerinin kaybedilmesi, yalnızlaşma hissi, artan ilaç kullanımına bağlı yan etkiler, hareket azalması ve günlük ihtiyaçlarının zor karşılanması gibi psikolojik birçok etkeni yaşamaktalar.
Bize düşen aslında onların yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlamak ve elimizden geldiğince sabırla ve hoş görüyle destek olmak. Ben inanıyorum ki kendi yaşlılarımıza sahip çıkmak evet elbette önemli ama bir de yalnızlıkla sınanan küçük bir odada yalnızlığa itilen huzur evlerinde birçok yaşlımız var ne yazık ki..
Bu nedenle kurumların izin verdiği zamanlarda ziyaretler yapmayı lütfen ihmal etmeyin.
Bu size ve ruhunuza o kadar iyi gelecek ki…
Onlar sizden hediyeler, çiçekler, yiyecekler istemiyorlar. Onların bizden istediği aslında hoş bir sohbet ve unutulmadıklarının var olduklarının hissettirilmesi.
Yaşlılarımıza unutulmadıkları, sağlıklı günler diliyor, pamuk ellerinden öpüyorum.
Sağlıklı günler, iyi haftalar dilerim.