Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir.
Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır.
Yaşlılık dönemi itibar gerektirmektedir bu aynı zamanda bir minnet borcudur.
Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, daha aktif olması ve yaşama bağlı kılınmaları gerekir.
Unutmayalım ki bir gün herkes yaşlanacaktır.
İşte gençler, anne ve babaları kendilerine ihtiyaç duymaya başladığı andan itibaren onların yanında olmalıdır.
Çünkü yaşlılık belirtileri ortaya çıkmaya başladıktan sonra insanlar ilgi görmeyi beklerler.
Çevresinden ilgi gören yaşlılar, daha sevecen olurlar, sağlıklı ve hayata daha iyi tarafından bağlanırlar. Yaşlılara, ihtiyaç duydukları konularda destek vermek ve onlarla sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler kurmak zorundayız.
Annelerimizin, babalarımızın ve hatta dede ve ninelerimizin bizden başka kimsesi yoktur.
Bugünkü sağlıklı ve mutlu günlerimizi onların fedakarlıklarına bağlamamız gerekir.
Biz de çevremizdeki yaşlıları korumalı, onlara saygı göstermeli, destek olmalı ve yalnız bırakmamalıyız.
Özellikle bayram günlerinde veya onların özel günlerinde yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmeliyiz.
Bugün onların işgal ettikleri yerlere bir gün bizim geleceğimizi unutmamalıyız.
Onları yalnız bırakmayalım.
Onlara nefes olalım ses olalım.
Günün aydın, akşamın iyi olsun, diyen biri olalım.
Yoksa zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama''Çaya kaç şeker atarsın?'' diye bir ses olmalı,
Ara sıra olsa da.
Büyüklerimizin, atalarımızın saygı ve değerlerini unutmayalım.

Yaşlılarımızın haftasını şükran ve minnet duygularıyla kutluyor, yaşama sevinci ile dolu sağlıklı, mutlu ömürler diliyorum.