Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar.
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin.
Sert adımlarla her yer inlesin inlesin.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin.
Sert adımlarla her yer inlesin, inlesin...

****
Mustafa Kemal Atatürk'ün Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıktığı ve Kurtuluş Milli mücadelenin başladığı gündür bugün...
Samsun,işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı.
İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun'a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak, Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması, dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği'nin de, Türk halkının silahlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın 'olağanüstü yetkilerle' gönderilmesine karar verildi.

NUTUK'TAN
Bu kumandan Mustafa Kemal idi.Uzun zamandan beri, ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu'ya geçmek istiyordu. Bu O'nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı, Mustafa Kemal şöyle anlatır:
'-Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir... Paşa, Paşa... Devleti kurtarabilirsin!...
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba? Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor? O Vahdettin ki... Bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
- Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim... Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...'

Saray, Devleti kimin kurtaracağını biliyordu!

****
O'nu bekleyen ve O'na güvenen bir 'Türk Milleti' vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bunlar Osmanlı genelkurmayın en üst dereceli kurmay subaylarıydı.
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber, 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra 'Bandırma' adındaki bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu'ya varır. 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular,Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar.
Atatürk'ün Samsun'a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular, sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı...


Mustafa Kemal, İstanbul'dan başlayan ve Samsun'da sona eren yolculuk esnasında, saray tarafından görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu. Samsun'a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Mustafa Kemal attığı her adımı hesaplıyordu. Stratejileri kafasında planlıyor, çok güvendiği katiplerine notlar aldırıyordu...
Bu tarihi yolculuk, Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'dan Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de, 19 Mayıs'ı Türk gençliğine armağan etti.


Samsundan, Memleketimin dağlarına taşlarına yankılanan bu ses vardı.
Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar yürüyelim arkadaşlar.
19 Mayıs 1919'da, Anadolu'ya ayakbastı ve sadece 80 gün sonra tüm rütbeleri elinden alındı, ordudan tart edildi ve apoletleri söküldü.

****
Anadolu'daki, işgalcilerin üzerine yüründü. Kongreler, meydan savaşları bu milleti küllerinden yeniden yarattı...
Mustafa Kemal Milletini çok seviyordu... Türk milleti de onu ATA' sı olarak bağrına bastı...
Kuvay-ı Milliyeyi kurdu. TBMM'sini kurdu. TBMM'si ordularını kurdu. Bundan böyle 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'dedi...
Cumhuriyeti kurdu...
Dağ başını duman almış' tan, İzmir marşı ile son bulmuştu...


Vatan kurtulmuştu...
Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır demişti...
İzmir'in dağlarında çiçekler açar...
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak, mücevher taşa...


Merak etmeyin. Gavur İzmir' de deseler de, İzmir'in dağlarında çiçekler açar...
Atatürk, 'Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi, beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum' !
Daha ne desin. Gençlere 19 Mayısı bayram olarak hediye ederken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Şimdi sıra gençlerde. Ellerinizde bilgisayarlar, akıllı telefonlar var. Hoplamak, zıplamak hakkınız. Bu memleketi sizlere hediye eden Atatürk'ün Nutuk'unu bir kere okuyun…
Mustafa kemal Atatürk'ü anlamaya çalışın.
Vatana siz sahip çıkın. Emperyalistlerin onların 'vesayet' çizmeleri,politik-sosyal-ekonomik olarak memleketimize bir daha girmesin..
Gözünüzü dört açın.
Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.
İzmir'in dağlarında çiçekler hep açsın.