Bugüne kadar var olan yönetim sistemleri içerisinde demokrasinin en önde geldiği bilinmelidir.
Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulandığı ülkelerde, birlik ve beraberliğin rahatlıkla sağlandığı, ayrılıkçı görüşlerin söz konusu olmadığı, ulus olma bilincinin daha çok yerleştiği uygulamalardan anlaşılmaktadır.
Bu nedenle de demokrasiye sahip çıkmak, onu kucaklamak ve bu rejimin getirdiği güzelliklerden yararlanabilmek için her türlü çaba sarf edilmeli, her türlü özveride bulunulmalı, her türlü kararlar alınmalı ve adımlar atılmalıdır.
Demokratik rejimlerde özgürlükler hiçbir şekilde kısıntıya ve kesintiye uğratılamaz.
Cebir ve şiddet yoluna başvurulmadığı sürece düşünce özgürlüğü serbestçe kullanılır ve böylece fikir üretmede, diğer rejimlere göre ilk sırada yer alma imkanı sağlanır.
Bunun içindir ki, siyasi rejimler içerisinde demokrasiye sahip çıkma, onu koruyup kollamak ve geriye doğru adımlar atılmasını önlemek için gereken her şey yapılır.
Özellikle yönetenler tarafından demokratik rejimin tam anlamıyla uygulanması sırasında bazı engellemelerin yapıldığına rastlanılır.
Bu nedenle de demokratik rejimlerde, iktidarı izleyen, onun yanlışlarını gören, ona doğruları gösteren bir muhalefet kanadının da oluştuğu görülür.
İktidar, yapacağı icraatlarla kendini savunur ve iktidarını sürdürebilmenin yollarını arar, bulur, açıklar.
Muhalefet ise, yapılan uygulamalardaki yanlışları, eksikleri, yapılması gerekip te yaşama geçirilmeyenleri arar, bulur, görür ve böylece eleştiri görevini yerine getirmek suretiyle dengeyi sağlar.
Eğer bir ülkede, iktidar ile muhalefet, demokrasinin gösterdiği doğrultuda serbestçe hareket edebilme ve görüşlerini açıklayabilme, yaşama geçirebilme imkanına sahip olamazsa, o ülkede demokrasinin varlığından söz etmek mümkün olamaz.
Bu nedenledir ki demokratik rejimin uygulandığı ülkelerde, iktidar kadar muhalefette aynı haklara sahiptir. Eğer iktidar ile muhalefetten birinin sahip olduğu haklar kısıtlanmaya çalışılır ise, o rejimin adına demokrasi demek mümkün olamaz.
Cumhuriyetin demokrasi ile taçlandığı rejimlerde iktidar da, muhalefette zaman zaman el değiştirir.
Yönetim bazen tek partiye verilir. Bazen de koalisyon partilerine verilir.
Demokratik rejimlerde, parlamentonun yetkisi ve saygınlığı hiçbir zaman azaltılamaz, aksine korunur.
Parlamentonun ve siyasi partilerin yetkileri, anayasaya aykırı bir şekilde kısıtlama yoluna gidilirse, o takdirde rejimin adına demokrasi demek mümkün olamaz.
Demokratik rejimlerde hakimiyet kayıtsız ve şartsız ulusundur ilkesi varlığını sürdürür.
Bu yetki millet tarafından seçilmiş bulunan meclis aracılığı ile kullanılır.
Böyle olunca da birlik ve beraberlik zedelenmez. Her şey anayasanın gösterdiği doğrultuda yürür.
Eğer bireylerin hakları kısıtlanır, iktidar kanadına aşırı hak ve yetkiler verilmek suretiyle muhalefetin sesi kesilmeye çalışılırsa, var olan rejimin adına demokrasi denemez..
Bu nedenledir ki; demokrasiye sahip çıkmak, özgürlüklere sahip çıkmak demektir.
Bu nedenledir ki; özgürlüklerin kısıtlanmasına sessiz kalmak, demokrasiye sahip çıkmamak demektir.
Bu nedenledir ki; yetkilerin bir elde toplanması suretiyle ülkenin yönetilmeye kalkışılması, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulanmasına en büyük engeldir.
Bu gerçekleri görmek suretiyle, demokrasiye sahip çıkmak gerekir.
Bir ülkede demokrasi ya vardır ya yoktur.
Eğer demokrasi var ise, hiçbir şekilde kurallar dışına çıkmadan sistemin uygulanması gerekir.
Eğer kurallar dışına çıkılırsa, o rejimin adına gerçek demokrasi demek söz konusu olamaz.
Bu gerçekleri görmek, bilmek ve bu nedenle de demokrasiye sahip çıkmak gerekliliğini hatırlatmakta yarar görüyoruz…