Çıtayı en üste çıkaracağız.
Bu çok motto bir kelime.
****
ESGROUP olarak, Osmangazi üniversitesi rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak'ı hayırlı olsun ziyaretine gittik.
Bu bir nezaket ziyaretiydi.
Yönetim kurulu başkanı Özgür Demirdaş ve gurup gazetecileri oradaydık.
Sayın Demirdaş, başarı dileklerini iletti.
****
Osmangazi Anadolu'dan ayrılarak meşelik mevkiinde kurulan bir üniversite. Aslında teknik bölümler ağırlıklı..
Tıp fakültesi ve araştırma hastanesi ile topluma öncülük yapmış.
****
Hastanenin temel atılış anını hatırladım.
1976.yılında başbakan Süleyman Demirel tarafından atılmıştı. Uzun süren bir inşaat dönemi.
İktidarda, Adalet Partisi var. 1993 yılı sonunda ancak bitirildi ve taşınma işlemleri başlandı.
Eksikleri hiç bitmedi. Bugünkü Odunpazarı Belediyesinin bulunduğu alanda sağlık bakanlığına bağlı göğüs hastanesi vardı. Bakanlık Üniversiteye tıp fakültesi için devretmişti. Tıp fakültesi eğitimi Hacettepe'ye bağlıydı.
Bu süreç devam etti.
Tabii çok büyüdü ve gelişti. Bu günkü duruma çok zor şartlar altında geldi.
*****
Eskişehir, Osmangazi Üniversitesi, Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi bölge de etkin. Çevreden hastalar çaresiz olanlar buraya gönderiliyor.
Hani Osmangazi deyince akla hastane geliyor.
Yapıldığı zamanlar bir numaraydı.
Hastanenin çok büyük hizmetleri oldu. Adı üstünde araştırma ve uygulama hastanesi.
İçini dışını bildiğimi söylersem abartmış olmam..
Özellikle ONKOLOJİ ve Kalp damar cerrahi..
Laboratuvarları ile ana bilim dallarındaki gelişmeye uygun olarak teknolojiyi kullanmaları nedeniyle kapısı halka açık olan bir şifa merkezi oldu.
Yapanlardan, öncülük edenler Allah razı olsun.
*****
AK Partinin hastaneler konusunda yaptığı yatırımlar nedeniyle biraz cazibesini yitirmiş durumda.
Zira yeni yapılan hastaneler gerçekten Avrupa ayarında.
A dan Z ye eksik yok. Konfor en üst derecede.
Üniversite farklı yönetim yaklaşımları var. Bu anlayış çok eski Türkiye de kaldı. Maalesef Üniversite hastaneleri bilinen nedenlerden dolayı kendilerini yenileyemediler.
*****
Yönetim modellerindeki yanlışlar ve denetimsizliklerin vardığı olumsuzluklalar, kamu oyunun gündeminde olumsuz bir bakış açısına neden olmuştu.
Asıl dert bu.
Çünkü bina eskidi. Bakım ve tadilat masrafları üniversitenin belini büküyordu. Poliklinik hizmetleri arzu edilen kaliteyi yakalayamadı. Ve diğer sorunlar çözülemeyince biraz irtifa kaybetti.
Elbette büyük bir alanda çok büyük yatırımlar gerekiyor.
Bu planlama ile olacak. Kaynak sorunu var.
Aslında hastanede yönetimler profesyonel olmalı. Bana göre Rektörlükte öyle olmalı. Üniversiteler mütevelli heyetleri ile yönetilmeli.
Çağdaş dünya takip edilmeli.
Maalesef bu konularda çok Ortodoks bir yaklaşımımız var.
****
Fazıl Tekin'in rektörlük döneminde medya-basın ilişkilerini oldukça olumluydu.. Katılımcılığı sağladı. Eskişehir halkı ile daha iç içeydi. Üniversiteyi kamuoyuna açtı.
Sık sık basın ile buluşmaları sağladı. Medya ilişkilerini sağlıklı bir şekilde kurdu. Başarı sıralamalarındaki üniversiteyi daha da üst sıralara doğru yükseltti.
O zamanlar sık sık görüşürdüm. Dekanları bir araya getirir ve oval masada bana sorular sorarlardı. Ben de onlara sorardım. Diğer dekanlarla uzun süren brifingler verirdim.
Katkıları büyüktür.
*****
Şimdi yeni bir dönem.
Rektör yeniçağ tarihçisi. Uzun zamandan beri, Eskişehir'de. Artık, Eskişehirli. Havasını solumuş, kalabak suyunu içmiş.
Elbette rektörlük prestij bir görev.

Üniversite ve öğrenci kenti olduğunu herkes biliyor. Bilinen konu başlıklarının tekrarlanmasına gerek yok. Bunlar yüzlerce kez yazıldı.
****
Elbette kentin gelişmesi 1999 yılından beri bu görevi halkın büyük bir oy oranı ile seçilen Büyükerşen'in Vizyonu olduğu bilinmelidir..
Bu gün Osmangazi üniversitesi ve ESTÜ' nün olması Prof. DR. Yılmaz Büyükerşen'in önemli katkıları olduğu unutulmamalıdır.
Çünkü, öğretim üyelerinin birçoğu onun rektör yardımcılığını yapmışlardır. Yani onun tevhit-i tedrisatından geçmiştir.
Eskişehir' bir AVRUPA kenti olduysa bunu altındaki imza Büyükerşen'dir.
Sezar'ın hakkını sezara teslim edelim.




Üniversite önemlidir. Fakat ondan daha önemli olan çok daha etkin verimli insan gücü kaynağı yarınlar için nitelikli olarak yetiştirmek.
Geleceğin vizyonun yakalayamayan bir üniversite hiçbir işe yaramaz.
Gelecekte neler olacak?
Önümüzdeki 25 yıl içinde stratejilerimiz ne olacak?
Bir vizyon belgesinin ortaya konulması gerekiyor.
İddiası olmalı..
Artık fonksiyonel olmayan bölümler kapanıyor. Akademik eğitim farklı bir şey..
Entelektüel birikim topluma taşımak.
Eğer taşıyamıyorsanız adı üniversite olur ama, ilk 500' de bile olamazsınız.
Marka değeri oluşturmak lazım..
Maalesef Eskişehir ciddi olarak irtifa kaybediyor..
Mesela..
Farkındalık olacak ve gelecekte var olan meslekler.
*****
Şöyle bir yanlışlıklar yapılıyor.
ODTÜ bu yanlışlıkları yaptı.
Kuruluş amacının dışında başka dallara yöneldi..
Adı üstünde teknik üniversite.
Teknik olarak geliştirmesi gerekirken, sosyal bilim dallarını içine aldı ve nitelik kaybetti.
Osmangazi için de, benzer şeyler var.
Anadolu'da ve ESTÜ' de olan bölümleri neden açıyorsunuz ki?
Anlamsız.
4. üniversite?
Yön eylem araştırması yapmadan söylemleri bile tutarsızlık içeriyor.
Mesela, fayda maliyet açısından üç üniversitenin şehre yaptığı katkılarını nasıl ölçeceğiz?
Öğrencilerin bıraktığı-harcadıklarının dışında ne var?
Ölçümleyemiyoruz.
Endüstriye-ekonomiye net katkısını ölçemiyoruz?
Halbuki üniversitelerimiz aynı zamanda halkı aydınlatan işaret fişekleridir.
Gerçeklerde başarılarımız var ise, bunlar nelerdir ve uluslararası başarılara nasıl imza atacağız?
Neler dir?
Neler yaptık?
Toplam akademik personele böldüğümüz zaman akademisyen başına düşen verimlilik ve başarı oranı nedir?
****
Rektör, kentin dinamiklerinin ne olduğunu biliyor mu? Biliyorsa ne kadarını biliyor?
Akademik özgürlükler sağlanacak mı?
Sorular ve cevaplar.
Ne diyelim!

Belki yeniden bir vizyon belgesi oluşturur.
Daha mürekkebi kurumadı.
Muhakkak bölümlerle ilgili istişarede bulunup yeni bir yapılanma ile,çağdaş eğitim politikalarını Osmangazi üniversitesine yansıtma şansı bulur.
Bakalım çıtayı nasıl yükseltilecek.
Zira, çıta yükseltmek kolaydır ama, önemli olan çıtanın üstünden atlamaktır.
Başarı budur.
Şimdilik merhaba dedik.
Kolaylıklar diliyoruz.