Dünden devam
SAYIŞTAY'ın mali ve hukuki denetim Bulgu ve Kararlarında ÖNEMLİ tespitleri var..
Tarifelerin Kanunun 23. Maddesi ve yönetmelik hükümlerince MALİYET +KAZANÇ esasına göre belirlenmesinin kanuni zorunluluk olduğunu, maliyetlerin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda 'SU' tariflerinin düşük kalmasının, Su ve Kanalizasyon İdarelerinin her ne kadar kamu hizmeti sunan bir kurum olsalar dahi işletme öngörüsü sınırları içinde kamusal bir şirket olduğu gerçeğini değiştirmediğini,
Bağlı idarenin faaliyetlerini ekonomik ve sosyal verimlilik esasları içinde yerine getirmesi sorumluluğu olan, ürünlerini maliyet-fayda, maliyet-etkinlik ve gerekli görülen diğer ekonomik ve sosyal amaçlar neticesinde fiyatlandırması beklenen kurumlar olduğu,
Genel Kurul (Büyükşehir Belediye Meclisi) yetkisinin sınırsız olmadığını, alınacak kararların, başta Anayasa ve ilgili kanun ve mevzuata uygun olması gerektiği,
Maliyet hesabına göre belirlenmeyen, düşük tarifelerin KAMUNUN GELİR KAYBINA YOL AÇACAĞI ve kamuyu zarara sokacağı, tespitlerine yer vermiştir.
Örnekleri var. Bakınız; 2019 yılı SAKARYA, ORDU, MANİSA, 2018 yılı ANTALYA-ANKARA-MUĞLA su ve kanalizasyon idareleri Sayıştay raporları...
SONUÇ; Su zammının yapılmasının İDARENİN ve/veya GENEL KURULUN isteğine, keyfine bırakılmadığı, tam aksine ilgili mevzuata gereği KANUNUN EMREDİCİ HÜKMÜ gereği yapılmak zorunda olduğudur.
Bu durum bilinmelidir.
EK BÜTÇE İSTEMİ VE GEREKÇELERİ BİR DEĞERLENDİRME.
Gerekçeleri;
Haziran ayında Merkezi idare TBMM'ne EK BÜTÇE getirmiştir. Ve ek bütçenin genel gerekçesinde; 'Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucu genel fiyatlar seviyesinde önemli artışlar meydana gelmiş, dolayısıyla bütçe ödeneklerinde de artış yapılması ihtiyacı doğmuştur.
Ek ödenek ihtiyacı başta doğalgaz ve Elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışları, Enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin ve emekli maaşlarında yapılan artışlar, Kamu idarelerinin elektrik, akaryakıt ve yakacak alımları başta olmak üzere mal ve hizmet alımlarındaki artışlar, Döviz kurundaki artış sebebiyle uluslararası yükümlülüklerdeki artışlar, Görev giderlerinde, yapım giderlerinde, FAİZ ve diğer giderlerdeki artışlar' gerekçe gösterilmiştir.

Yani AKP hükümetinin hazırladığı ve 1 Ocak tarihinde yürürlüğe giren Merkezi İdare bütçesi (1 trilyon 751 milyar TL) 6 ay gibi kısa bir zamanda tüketilmiş, yukarıda gerekçe olarak sundukları ve kendi uyguladıkları politikalar nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle ek bütçe 1 trilyon 80 milyar TL yapmak zorunda kalmışlardır.
Şimdi AKP yetkili ve sözcüleri sanki ülkeyi kendileri yönetmiyormuş, uyguladıkları politikalar nedeniyle yaşanan olumsuzlardan SORUMLU değillermiş gibi çok temel ihtiyaç olan SU ZAMMINA karşı çıktıklarını ifade etmektedirler.
Popülist yaklaşımlarda hesap kitap bilmeden veya bildikleri halde popülizm yaparak MHP; SAADET, İYİ parti sözcüleri su zammına karşı çıkıyorlar. Elbette zamlar iyi bir şey değildir. Ancak şu unutulmamalıdır ki zamların sorumlusu Büyükşehir belediyesi değildir.
Sorumlu kötü yönetilen ekonomik politikanın belediyelere yansımasıdır. Reel rakamlar dikkate alınsaydı su zammı% 40'ların yerine,% 110civarında olacaktı....
Çünkü girdi fiyatlarındaki artışa bir bakın.
ZAMMIN GEREKÇESİ..
Yapılan SU zammının 2 temel gerekçesi bulunmaktadır. Birincisi yaşanan ekonomik kriz nedeniyle maliyetler olağanüstü artması. İkincisi de bu maliyet artışları nedeniyle kanunun 'MALİYET' esasına göre fiyatları belirlenmesi emri.
Ancak maliyetlerin artmasına sebep olan Sayın Yılmaz Büyükerşen, ya da ESKİ kurumu ya da ESKİ Genel Kurulunun CHP'li üyeleri değildir.
Bunun nedeni ve sorumlusu uyguladıkları yanlış politikalar nedeniyle AKP'nin ve onun yetkilileridir!
Bunu unutmayın!
Bundan 5-6 ay önce, ailece gidip bir reostanda rahatça 4 kişilik yediğiniz yemeği, bu gün yiyemiyorsunuz.
Geçen sene, 100 TL ile doldurduğunuz pazar filesini bu gün 250 TL den aşağı alamıyorsunuz.
Meyveyi, kasabın yolunu çoktan unuttunuz.
Geçen sene marketlerden aldığınız temel gıda ve ihtiyaç ürünlerini bu gün alamıyorsunuz.
Emekliye verdiği zam % 40. Sözde enflasyonun altında ezdirmeyeceğiz diyen çalışma bakanımız var.
Sadaka veriyor sanki.
Gıda ve tüketim maddeleri ile elektrik doğal gaz artışlar % 200' ü çoktan geçmiş.
Kiralara hiç değinmiyorum.
Neden AKP bunları görmek istemiyor? Neden? Rakam oyunlarına başvuruyor.
Gerçeklerden neden kaçıyor?
Sorgulanması gereken bu değil mi?
İzahını iktidar ortakları ve yandaşları yapsın!
Bu ekonomik yapıdan kim sorumlu?
Sahi bilen var mı?
Sakın kökü dışarıda ki mihraklar olmasın.
Ekonomik tabloyu bu hale getirenler hiç kuşku yok ki, Türk milletine ihanet etmişlerdir.
Bunu bilirim...



SU DAĞDAN AŞIP ÇEŞMEYE GELMİYOR.

Suya neden % 40 zam yapıldı. Akaryakıta, doğalgaza, elektriğe, asgari ücrete, dezenfektana ilaca, kiraya, ulaşıma, nakliyeye, yiyecek, içeceğe, iş kıyafetlerine, dolara, Euro'ya, su borusuna, plastiğe, demire, çimentoya, araç yedek parçasına, büro malzemelerine yazıcı kartuşlarına, servis ücretlerine, telefon görüşmelerine, HÜKÜMET % 200' ü geçen zam niye yaptıysa veya zammı zorunlu bıraktıysa bunun için. Belediyede suya zam yapmak zorunda kaldı.Su dağdan akıp çeşmeye gelmiyor diyor Mustafa Önder.
Günün sözü.
İbrahim Aslan soruyor?
Bu zamların müsebbibi kim? Sahi kim?
****

Dip not. Teknik bilgi ve kaynaklarını benimle paylaşan Büyükşehir Bütçe komisyon başkanı İbrahim Aslan'a, teşekkür ederim. Eminim ki, konuşma fırsatı olsaydı bunları konuşurdu.