AK Partinin en büyük yanlışlarından biri biat kültürünün iliklerine kadar işlemiş olmasıdır.
Liyakatten vazgeçmiş olmalarıdır.
Particilik oyunu oynamalarıdır.
Düşünce özgürlüğü yerini, kayıtsız şartsız itaat'a bırakmış olmalarıdır.
Böyle olunca özgür olamıyorlar, özgür düşünülemiyorlar ve tartışma usul ve adabını bilmiyorlar.
Ulufe dağıtır gibi makam, unvan dağıtmalarıdır.
Biat kültürü olunca gelişen olayları doğru okuyamıyorlar, değerlendiremiyorlar.
Analitik düşünemeyince duvara tosluyorlar.
Bu bir yönetim körlüğü hastalığıdır.
Ya ben ya hiç.
Küçük olsun benim olsun anlayışı yönetimlerde maalesef egemen olmuş.
Bütün parti devleti anlayışında bu hastalıklı yapılar ne yazık ki vardır.
Megalomanlığın politikaya yansımalarını görürsünüz. Bütün komünist, Faşist, diktatör ve oligarşik partilerde bu hastalıklı yapılar vardır.
Ben, ben, ben...

Mesela AK Partinin yaptığı en büyük yanlışlardan biri sapla samanı karıştırmasıdır. Bu nedenle belediye başkanlığı seçimlerinde ağır bir yara almıştır.
Hala travmasının etkileri geçmiş değildir.
Durum raporunun özeti budur.

Genel seçimleri ile yerel seçimleri birbirine karıştırmayın. Ama karıştıranlar var. Halbuki defalarca yazdık. Yerel seçimlerin dinamikleri ile genel seçim dinamikleri farklıdır.
Genel seçimlerde Listeye giren adayları genel merkez daha doğrusu Lider belirlerken herkes bilir ki ilk üçe girenlerin mebusluğu garantidedir.

Onun İçin AK Parti genel seçimlerde aldıkları oyları Belediye başkanlıklarında bir türlü alamamaktadırlar. Belediye başkanlık seçimlerinde başkan adayları bire bir yurttaşla iç içedir. Milletvekili adaylarının iç içe olması çok görülmemiştir.
Tespit, aradaki fark, % 6'dır. Bu fark şimdiye kadar hiç kapanmamaktadır..

TERCİHLER VE SEÇİMLER..

Bu hatalar yüzünden genel ve yerel seçimler birbirleri mukayese edilerek karıştırılıyor.
Günümüzün dünyasında teknoloji konuşuluyor.
Hem de ne teknoloji.
Teknolojiden en çok yararlanan iletişim dünyası…
Medya-sosyal medya.
Kullanıcıların çoğunluğu gençler.
Eleştirebilirsiniz ama durum bu.
Ellerinden düşürmedikleri, akıllı telefonları olan gençler, kaldırımda yürürlerken, otobüste ve tramvayda gözler sürekli ekranlarda.
Dokunmatik ekranlar. Anında sosyal iletişim. Sosyal medya yaşam tarzını belirlemişler.
Onların özgürleştiği dünya ellerindeki akıllı telefonlar.

Dolayısıyla gençler yerel seçimlerde kilit seçmen durumunda.
Bunu gözden kaçırmamak lazım.
Sosyal projeleri de algı sepetine eklemeyi unutmayın.
Ama yalandan, laf olsun diye değil. Çay, çorba kekle değil. Daha farkındalık yaratan projeler ile.
Siyasette 2+2= 4 etmiyor.

İNTERNET NESLİ

Gençler internet üzerinden dünyayı izliyor. Neyin! ne olduğunu biliyorlar..
Hamaset nutukları gençler arasında artık prim yapmıyor.. Akıllı cep telefonu denen iletişim aygıtı gençlerde bir dünya yarattı.
Bu dünya çok farklı..
2022 model bir siyasetçi adayı Gençlere hitap edecek..
Partinin beyannameleri, cakları, cuklarının hiçbir anlamı yok. Danışma toplantılarında, menüdeki kendin çal, kendin söyle fasıl müzikleri ile de bu işler olmuyor..

Bu seçimler genel seçim. Adaylar çok önemli olacak. AK Parti için var olma seçimi olabilir.. Oy daralmalarının yaşadığı ve yerel seçimlerde başarısızlıklar, AK partide erozyona neden olmuştu...
Bu biliniyor..
Özellikle,2022 de Büyükşehirlerdeki alınacak oy oranları politikada tavır değişiklerine neden olacak..
Bunu AK Partinin 'akıllı' kurmayları çok iyi biliyor. Ancak biat kültürü nedeniyle gerçekler nedense bir türlü dile getirilemiyor.

MHP 'CUMHUR İTTİFAK' ROLÜNÜ İYİ OYNUYOR.


AK Partinin varlığı MHP'ye bağlı. Birbirlerine muhtaçlar. MHP ise stratejilerini taktiksel davranışları ile doğrusu çok iyi yapıyor.. Hamlelerin zamanlamaları çok manidar.
2023'te yapacakları bir seçim ittifakı veya seçim iş birliği nasıl sonuçlanır? Bilinmez.
Çünkü seçim kanunlarındaki %10'luk baraj MHP açısından sıkıntı çıkartabilir ve bu oran %7 düşmesi için önerdikleri formül var..
AKP kurmayları ise daraltılmış seçim bölgeleri sistemine olumlu bakarken dar veya daraltılmış seçim bölgesi oluşturmalarına MHP'nin ciddi karşı çıkışı var..
Nedeni belli..
Böyle bir sistemde MHP ancak 10 milletvekili sokabilir..
Hatasız ittifak olmaz, hatanla sev beni dönemi çoktan kapandı..

Eskişehir özelinde ise seçim Stratejilerin partiler değil, O dünyanın içine giren tevazu sahibi, kibri olmayan oy potansiyeli ve tanınırlığı yüksek olan 'ADAY' lar seçimi alır.
Elhamdülillah..
Allah'tan AK Partililer bizim yazdıklarımızı dikkate almıyorlar. Bir kez aldıklarını düşünün. Yedi Milletvekilinin en az 5'ini alırlar..
Olan, sosyal demokratlara olur. Sonra faturayı çok bilmiş Reşadiye politikacıları faturayı bizlere çıkartırlar..
CHP 2018 seçimlerinde ancak 2'sini zor alabildiler..
Yazdıklarım onları da ilgilendiriyor aslında. Zira, CHP'de entelektüel birikimi yüksek ve değerlendirme kapasitesine sahip, analiz yapabilecek nitelikte çok değerli siyasetçiler var. Onlar da yorgun düşmüşler bir türlü dinamik hale gelemiyorlar.
Bıkmışlar.
Nedenleri belli.
Yeter ki, Cumhuriyet ilkelerine, demokratik değerlere bağlı olsun..
Parti içinde demokrasi olsun.
Olmayacağına göre?
Siz en iyisi yine, Partiler üstü olan ve her kesimden oy alma kapasitesine sahip Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'e danışın. Teknik direktör olarak hep başarılara imzasını atmış olan Büyükerşen'e anahtarı teslim edin ve Eskişehir bir kez daha çağdaşlığa imzasını atsın.
En azından 4 garanti olur.
Hasan Pulur'dan bir politik fıkra..
ÜÇ aday, parti merkezinde oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Laf genel başkandan açılmış, biri atılmış:
'Beyefendi beni çok sever, her öğle yemeğinde beraber oluruz, memleket sorunlarını tartışırız!'
Palavranın sınırı var mı?
İkincisi, genel başkanla yakınlığını anlatmış:
'Her gün beni odasına çağırır, memleket ve parti meselelerini konuşuruz, telefon çalınca sekretere 'meşgulüm, sonra arasınlar' der!'
Dedik ya, palavranın sınırı yok!
Üçüncü öyle bir sallamış ki:
'Ben de her gün beyefendinin odasına girerim, memleket meselelerini konuşurken, telefon çalar, açar 'bir dakika' der ve telefonu bana uzatır:
-Al seni arıyorlar, konuş!'