Kazım KURT eski tüfeklerden. Hani derler ya. Bir cümlede teşhisi koymuş.
Listeyi yapacak olanlar Eskişehir'i tanımalılar. Daha nedesin?
Bunun mealini yapanlar ardır elbette.
Tefsirini ben yaptım derdim amma, yanınızda bir de anlama kılavuzu şazım.
Henüz basım aşamasında.
****
Cenap Şahabettin söylemiş:
Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir.
Doğada böyledir.
Fakat Türkiye'de siyaset öyle değildir. Elinden tutan olmaz ise, hiçbir yere gelme olanağı yoktur.
Lider, kimin elinden tuttuysa hiçbir şey olmasa bile bi şeyler olmuştur. Elbette olamayanlarda vardır. onların falında demek ki çıkmamış..
Onlarda dik durmasalardı? Dikine gitmeselerdi!
Öyle derler ya..
Sen istediğin kadar siyaset bilimini okuuuuu. Hava cıva..
Özel kıvırma yeteneklerin olacak!
****
Türkiye de siyaset kafa göz yarılmadan yapılmaz… Politikada deneme ve yanılma metodu ile yapıldığından, bazen sonuçları çok acı olur.
Akıl ve mantık denklemi kurulamaz. Bunun, siyasal tarihimizde yüzlerce örneği vardır. Bizimgibi ülkelerde demokrasi kültürü gelişmediğinden politikada biraz hayt,huyt ile yapılır. Çemkirme ile yapılır, sövgü ile yapılır..
Partiler demokrasinin vaz geçilmez kurumlarıdır ama, kendi iç yapıları demokratik değildir. Ülkeyi demokrasiye kavuşturacağız derler. Nedense, bir türlü demokrasiye millet kavuşamaz.
Bu kocaman bir palavradır. Yersen!
Bu bir zihniyet meselesi.Demokrasi palavralarla olmuyor
*****
Kazım Kurt'un Meltem KARAKAŞ' a verdiği demecinde;
'Nasıl bir liste oluşturulmalı?' sorusunu da yanıtlamış.. 'İstediğimiz hep ön seçim. Ama, bu şartlarda zor gibi duruyor. Listeyi yapacak olanlar, Eskişehir'i, örgütü tanımalı. Örgütü tatmin etmeleri gerekir. Örgütle inatlaşarak liste oluşturulamaz. Örgüt seçimde lazım. 2 bin kişi lazım. 2 bin kişiyi de ancak örgüt sahaya çıkarabilir. Başka türlü 2 bin kişiyi kimse tutamaz orada' .demiş..
Dediği doğru. Bu güne kadar örgütün sesine kulak tıkayanlar, aday belirleme ENSTİTÜSÜ tarafından yapılan listelerde başarısızlık ortada. Teşkilatın var olmadığı bir seçimi almak olanaksız.
Eskişehir politikasında, şehri tanımayanlar milletvekili olmadı mı?
DSP'den AKP'den, hem de CHP'den.
Sonra neden Eskişehir küme düştü diyorsunuz?
Ne bekliyordunuz ki?
Tombala..

Bunu yaşayarak gördük. Ecevit teşkilatlara önemsemiyordu. Karı-koca partisi DSP tarihin derinliklerine gidiverdi.

CHP'DE ÖN SEÇİM OLAMAZ.

Nedeni çok basit. CHP düzenin OLİGARŞİK partisidir. Kendisini yenileyememiştir kodları muhalefettir.
İktidar olma gibi bir derdi olmamıştır.

Eskişehir teşkilatlarının, ön seçim talepleri genel merkez tarafından hep göz ardı edilmiştir.
Sonuç belli. 2018 seçimlerinde, Eskişehir'in 7 milletvekilinden ancak 2 sini alabildi.
Politik üstakıl diyor ki; CHP'nin üzerinde tahakküm kurmayın. Bırakın partiye kayıtlı üyeler kendi kaderini tayin etsin, vekilini belirlesin..
Bundan daha demokratik hak ve tercih ne olabilir ki!
Bir yerden başlatmak lazım..
Ön seçim e hazırlamak teşkilatlar için 7 günlük işlem. Yeter ki, karar alınsın.
Aday adayları haydi bakalım çok istiyordunuz bakalım grin sandığa.
Rahmetli Demirel İsmet sezgin' sandıktan çık gel demişti. Sandığa girin.
Fakat, CHP'de ön seçim istiyormuş gibi yapanların, hemen soluğu hemen hepsi genel merkezde almıyor mu? Genel merkezi sık sık tavaf etmekle bu işlerin olduğunu bildikleri için referans metodunu kullanıyorlar. Kimse onlara gidin şehrinizde çalışın demiyor.
Bir laf vardı. Ben bilmem merkez bilir? Hüseyin Baradan çık aradan.
*****
Kadir Kodak, adaylığını ilk açıklayan isimlerden biri. Odunpazarı belediye meclis üyeliğinden ayrılarak adaylığını ilk olarak bana açıklamıştı. Aday olmadan tam bir yıl önce kendisine bir yol haritası Çizmiş ve köy, mahalle dere tepe demeden dolaşmıştı.

Birkaç gün önce kendisi ile söyleşmiştik. Herkesin ortak kanaati şu. Adam koşturuyor.
Kodak anlatıyor. Çok kısıtlı zamanım var, her saatim dolu diyerek başladı sözlerine..
Mihalgazi'nin köyleri kalmıştı. Diğerlerinin hemen yarısı bitti, Eskişehir'in tüm esnaf ve akademik odalarını ziyaret ettim. Hemşeri derneklerinin büyük bir kısmı, 360 köy, Seyitgazi'nin 51 köyüne gittim.. Hal esnafını ziyaret ederek dertlerini, sorunlarını dinledim. Jeoloji mühendisleri, İMO ziyareti ziraat mühendisleri odasını ziyaret ettim.
Odunpazarı ve Tepebaşı mahalle muhtarlarını ziyaret ettim. Han'ı, Çifteler'e ve Mahmudiye'ye program yapmış,,
Gitmedik yer tutulmadık el bırakmayacağım, kırsalı kazanan şehri kazanır gitmediğin köy senin köyün değildir diyor.
Her şeyi planlı programlı.
Gün, saat, dakika.
Kendisine ayıracak zamanı bile yok… Vatandaşın nabzını tutuyor çalmadık kapı bırakmıyor.
Depremde bölgeyi ziyaret etmiş ve çok önemli katkılarda bulunmuştu..
Enkazlarına başında pozometrik fotoğraflara yerine yardıma koşmuştu. yıkılmış, harabeye dönmüş şehrin yerinde çok acı manzarayı görmüştü.
Bana anlattı. Anlatırken gözlerinden yaşlar aktı. Abi dedi tam bir kıyamet… Her yer yıkılmış…
Çektiği fotoğrafları videoları gösterdi.
İşte dedi bütün bunların bir daha yaşanmaması için, sorunları çözüm odaklı sorunları çözeceğimize, yeni bir Türkiye yüzyılı, yeni bir vizyon için katkılarım olacağına inandığım için aday olmam çok isabetli oldu..
Ben koşturan, araştıran, insanlara yardım etmeyi seven bir insanım. Benim iyi olmam bir şey ifade etmiyor. Herkesin iyi olması lazım..
Eskişehir'de konuştuğum kim varsa bana sarılarak derdini samimice anlatıyor.
****
Bir insanın akıllı olmasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın.'
Platon