'Kimseye muhtaç değiliz, şükür.' anlamıyla kullandığımız 'Yediğimiz kendi şepitimiz, giydiğimiz kendi çaputumuz.' deyimini eminim siz de sıkça duymuşsunuzdur.
'Her şeyde şükür ve kanaat, esastır.' anlamıyla kullanılan üç atasözümüzü çok önemserim: 1. Tavuk bile su içerken göğe bakar. 2. Yılan toprağı öğünnen yalar. 3. Şükür, nimet artırır.
Bir yiyip de bin şükretmeyi, her nimete sürekli şükür olması gerektiği ne de güzel anlatılır bu atasözlerimizle.
Çevredeki her şeyden ders, ibret alınmak gerektiğini; birini görüp de fikir etmeyi, birini görüp de şükür etmeyi ne de güzel anlatır bu atasözlerimiz.
'Verdiği nimetler için Allah'a karşı duyulan minneti söz, fiil ya da kalpile dile getirme'ye, 'Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme'ye şükür diyoruz.
Duymuşunuzdur: 'Bir Allah dostu 'Nasılsın' sorusuna hep 'Şükürden aciz.' cevabını verirmiş. Hikmetini sormuşlar 'Ettiğim şükür aldığım nefese yetmiyor.' buyurmuş.'
Şükür bambaşka bir şey işte.
Şükür; saygıdır. Şükür karşılıktır. Şükür; nimet ve iyiliği anıp sahibini övmedir.
Şükür. Nefes alıyoruz
Çok şükür. Yaşıyoruz. Sabrettiğimiz kadar şükrediyor şükrettiğimiz kadar sabrediyoruz.
Nimeti de nimeti vereni de biliyoruz. Binlerle şükür. Yaşadığımızın farkındayız.
Sayısız şükür. Sağlıklıyız. Aldığımız her nefese de verdiğimiz her nefese de şükür.
Allah'a şükür. Elimizdeki nimetlerin farkındayız.
Gönül zenginliğimizin süsünü biliyoruz. Çok şükür. Hamd olsun.
Her nimete o nimet cinsinden şükürle karşılık verebiliyoruz. Nimetimiz artsın inşallah.
Şükürler olsun. Her tür nimet karşısında minnettarlığımız ifade ediyoruz. Şükürler olsun.
Aşırı mal mülk düşkünlüğü de bilir bilmez şükür de bize zarar veriyor. İsteğimizde de şükrümüzde de ölçüye dikkat emek durumundayız.
Çevremizde karnı tok olup küfredene de karnı aç olup şükredene de rastlıyoruz.
Hepimizin kendi adına, kendi haline göre şükredeceği o kadar çok şeyi var ki.
O kadar çok şeyimiz var ki sabredeceğimiz.
Şaşırmayalım aman.
En kötü halimizde bile şükür olgunluğuna ulaşabilirsekdaha mutluyuz.
Şükürden ayrı kalanlardan olmayalım aman.
İşim özeti Abdurrahim Karakoç'un aşağıdaki dörtlüğünde gibime geliyor:
Kamil işi değil öğünmek kibir
Nimete şükür var belaya sabır
Arkada bol günah önde dar kabir
Temiz doğdum kirli öldüm bilesin